"İZMİR 5 YIL DAHA KAYBETTİ"

DUYGU ERGÜDEN
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nükhet Hotar, ülke gündeminden İzmir siyasetine kadar birçok konuda Yeni Asır'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hotar, İzmir'in yerel seçimindeki tercihinden dolayı bir 5 yıl daha kaybettiğini dile getirdi. Dünya siyasetine de değinen Hotar, Gazze'de yaşananlardan dolayı bu bayramın buruk geçtiğini de sözlerine ekledi. Hotar, Büyükşehir'in uygulamaya koyduğu aktarmalı ulaşımın vatandaşları mağdur ettiğini belirterek, bu sistemin sıkıntılarının okulların açılmasıyla çok daha artacağını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi
- Genel Siyasette gündem Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kitlenmiş durumda. AK Parti olarak çalışmalarınız nasıl gidiyor?
- Adayımız Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin iktidara geldiği ilk günden bugüne kadar girdiği her seçimde başarı sağlamış, halkıyla, halkın içinden gelen birisi olarak sürekli bir arada olmuş, ülkesini tanıyan, her kesimdeki insanının sorununu bilen ve bir şekilde onun yanında olmuş bizden birisi. Türkiye adına duruşu, kişisel özellikleri, samimiyeti ve güvenilirliği herkes tarafından kabul edilmiş ve bugüne kadar girdiği her seçimde başarı sağlamış ve oyunu artırmıştır. Tüm bunlara karşılık rehavete kapılmadan çalışma temposunu hiç düşürmeden çalışmaya devam eden bir aday profili çiziyor. AK Parti teşkilatları da tüm yapılan hizmetlere, 12 yıllık icraata ve başarıya rağmen ilk günkü amatör heyecanıyla çalışmalarına devam ediyor. 10 Ağustos'ta yani ilk turda adayımızı cumhurbaşkanı olarak halkımızın her zamanki teveccühü ve desteğiyle ve yüksek bir oyla seçmiş olacağız inşallah.
- Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa Türkiye'de neler değişecek?
- Türkiye'de bir tarih yazılacak ve ilk defa doğrudan halkın seçtiği, halktan bir cumhurbaşkanı görevi devralacak. Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğunda yine halkıyla iç içe, halkının ve ülkesinin sorunlarına yüzü dönük, belli bir kesimin değil milletinin cumhurbaşkanı olacak. Bu seçim anayasadan kurumların işlevlerine, toplumsal barıştan Türkiye'nin dünya siyasetindeki rolüne kadar her alanı dönüştürecek bir devrim niteliğindedir. Milletimiz her zaman olduğu gibi kendi iradesine, geleceğine ve birliğine sahip çıkarak Başbakanımızı cumhurbaşkanlığı makamına taşıyacaktır. Dolayısıyla muhalefet partisi Genel Başkanı'nın yönlendirmesinde olduğu gibi 'Tıpış tıpış gideceksiniz ve tepeden belirlenen size dayatılan ithal adaya oy vereceksiniz' dayatmasına razı olmaz. Yeni Türkiye vizyonuna sahip, dünyadaki ilk 10 ekonomi arasına girecek bir Türkiye için, dünyadaki tüm mazlum insanların yanında olan zalimlere karşı dimdik tek başına da olsa karşı koyabilen ve her şeye rağmen bundan hiç geri adım atmayan sağlam, güvenilir, onurlu bir lideri cumhurun başına getirecek ve cumhurbaşkanı seçecektir.
- Ramazan'da Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları dahilinde neler yaptınız?
- Biz bakanlarımız ve genel başkan yardımcılarımız, MKYK üyelerimiz olarak Türkiye genelinde belli illerde görev aldık. O ilerde de birer gün hem Ramazan olduğu için iftardan ağırlıklı olarak sahura kadar olan çalışmalar yürüttük. İzmir zaten hem benim seçim bölgem hem de kendi memleketim olduğu için burada bulduğum her fırsatta il ve ilçe teşkilatlarımızın hazırladığı programlara katıldım. Ev ziyaretleri yaptık. Özellikle evinde yalnız yaşayan yaşlılarımız ve engellilerimiz ağırlıklı olmak üzere ziyaret ederek seçim çalışmalarına devam edeceğiz.
- 2014 yerel seçimlerinde İzmir'de AK Parti'nin oyları 35.9'a yükseldi. CHP ile AK Parti arasındaki fark kapandı. Sizce artık İzmirlinin AK Parti'ye bakışı değişti mi?
- Yerel seçim sürecinde AK Parti üzerinde oynanan tüm oyunlara rağmen, paralel yapının çabası, Gezi süreci ve özellikle muhalif partilerin birleşmesine rağmen AK Parti oyunu artıran ve başarı sağlayan bir süreç yaşadı. İzmir'de AK Partili ilçe belediye sayısı 1 den 6 ya yükseldi. Oy sayısı 650 binden yaklaşık 1 milyona çıktı. Bu artış tüm olumsuz kampanya, iftira, saldırı ve bir araya geleceği hiç düşünülemeyen partilerin bir araya gelip beraber hareket etmesine rağmen sağlandı. Ancak AK Parti İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni alamamış ve maalesef yine İzmir kaybetmiştir. Bir beş yıl daha kentteki karmaşa, belediye hizmetlerindeki yetersizlik yaşanacak ve maalesef bunun çilesini yine İzmirli vatandaşlarımız çekecek. Hükümet olarak birçok destek ve iyileştirme yapılmasına rağmen belediyelerin hizmetlerindeki yetersizlik ve yavaşlık neticesinde İzmir hak ettiği hizmeti alamıyor. Seçim sonrasında çeşitli vesilelerle bir araya geldiğimiz vatandaşlar AK Parti'ye oy vermemiş olmaktan duydukları pişmanlığı da sıklıkla dile getiriyorlar. İnşallah bir dahaki seçimlerde İzmir'i AK Partili belediyecilik anlayışıyla buluşturmak mümkün olacak.
Ulaşım çilesi
- Aktarmalı Ulaşım Sistemi'ni değerlendirir misiniz?
- Belediyenin internet sitesi duyurusunda söylediği gibi gerçekten İzmir'de Haziran 2014'ten bu yana yeni bir yolculuk başladı. İzmirliler "Aktarmalı Ulaşım Sistemi" diye lanse edilen ve yine İzmirlileri çileden çıkaran bir proje ile tanıştı. İzmirliler artık birkaç kilometrelik yere birkaç toplu ulaşım aracını kullanarak ulaşabiliyor. Büyükşehir Belediyesi önce yeni yollar açmalı, genişletmeli, yolların da konforu sağlamalı, toplu ulaşım araçlarını yenilemeli ki sonra sıra aktarma kısmına gelebilsin. Aktarmalı ulaşım sistemini kullanma fırsatım olmadı ancak çevremde yakınlarımdan tanıdıklarımdan kullananlar var ve çekilen çileyi onlardan dinleyebildim. Örneğin, yürüme mesafesi ile 15 dakika olan Hatay-Konak arası araba ile 5 dakika iken şu an Hatay'dan Konak'a gidebilmek için 2 kez toplu ulaşım aracı değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Şu an okulların tatil olması ve yaz olması sebebiyle İzmir'in boş olduğunu düşünürsek, Eylül ayından sonra yaşanacak sıkıntılarla birlikte aktarmalı ulaşımın İzmir için şu anda uygun bir seçenek olmadığını hep birlikte göreceğiz. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı keşke vatandaşlarla birlikte tüm güzergahlarda önce bir deneme turu yapıp ondan sonra karar noktasına gelseydi eminim sonuç bu şekilde olmayacaktı.
-Bu yoğun siyasi tempoda ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
- Ben siyasete girdiğimde kızım 1.5 yaşındaydı. Yani çok seyahat etmem ve görevim gereği farklı illerde bulunmam gereken zamanlar oldu. Onu da götürdüm çoğu zaman. Kızım yollarda büyüdü diyebilirim. Ama alıştı. Şu anda 14 yaşında ve sağlıklı bir çocuk oldu. Aynı şekilde ailemin diğer fertleriyle de hep bir arada olmaya çalıştık. Onlar benim programlarıma geldi. Ben de her fırsatta onları görmeye çalıştım. Dolayısıyla salt işine odaklanan ya da ailesine odaklanıp işini boş vakitlerinde götüren bir konumda olmamaya çalıştım.
- Bu denge başarınızın sırrı diyebilir miyiz?
- Evet, çok mütevazı olmayayım ama bunu olabildiğince başardım diyebilirim.
"Türkiye önemli bir aktör"
- Son günlerde Gazze'de yaşanan bir trajedi var. Ortadoğu siyasetinde Türkiye nasıl konumlanacak? Bu süreçte Başbakan Erdoğan'ın rolü ne olur?
- Türkiye, dünyanın ekseninin Asya-Pasifik'e doğru kaydığı bir süreçte çok önemli bir aktör olmaya başladı. Sahip olduğu potansiyelin dünya siyasetine yansıtabilmesi onun istikrarlı ve güçlü olmasıyla doğrudan ilgili. Türkiye'nin güçlü olması demek toplumsal taleplerle siyasi mekanizmanın uyumlu olması demektir. Türkiye, sahip olduğu tarihsel ve kültürel mirasa uygun bir yapıya Başbakan Erdoğan ile sahip olmaya başladı. Bu durum Ortadoğu siyaseti açısından da umut verici bir iklimin oluşmasına neden oldu. Başbakan Erdoğan'ın duruşu, halkla kurduğu teması ve ülkesini kalkındırmış olması ile bu coğrafyadaki halkların hayran olduğu bir rol modeldir.
"Dünyada kadın olmak çok zor"
-Erkeklerin egemen olduğu siyasi bir ortam var. Siyasette kadın olmanın zorlukları nelerdir?
- Dünyada kadın olmak oldukça zor. Düşünün ki, dünya üzerindeki varlıkların sadece yüzde 1'i kadınlara ait. Ancak böyle bir karamsarlığa kapılıp kenarda durmanın da yanlış olduğunu düşünüyorum. Biz kadınlar daha çok çalışmalıyız. Partimde kadın olarak siyaset yapmanın avantajlarını her fırsatta yaşıyorum. Genel olarak baktığımızda da engelleri yine kadınların aşacağına inanıyorum.