“Yamanlar’ın olmayacağını Aziz Kocaoğlu da biliyor”

Yamanlar'ın İzmir'in oksijen deposu olduğunu dile getiren Denizli, "Yamanlar'da su kaynaklarımız var. Hayvancılık ve tarım yapılıyor. Orada yaşayanlar var. Yamanlar'ın günahı ne?" diye soruyor
DUYGU ERGÜDEN
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Yamanlar'a yapmayı planladığı çöp bertaraf tesisiyle ilgili çıkışıyla dikkat çeken AK Partili İlknur Denizli, kentle ilgili birçok konuda karşı karşıya geldiği Aziz Kocaoğlu ve İzmir'deki belediyecilik anlayışı ile ilgili ilginç bir benzetme yaptı. Denizli "Kocaoğlu'nun yaptıklarını izlerken kendimi adeta bir tiyatro sahnesinde gibi hissediyorum. O tesisinin yapılacağı yer olarak Yamanlar'ın uygun olmadığını o da çok iyi biliyor ama yine de ısrar ediyor. Her seferinde masaya 'olmaz'ı koyuyor. Bir gün gelecek İzmir halkı da 'beni engelliyorlar' tiyatrosundan sıkılacak. Bakalım o zaman ne yapacaklar" diye konuştu.
- En son çöp tesisi ile ilgili bir hamleniz oldu. Yamanlar'ın çöp tesisi için uygun olmadığını söylüyorsunuz. Peki İzmir'de katı atık bertaraf tesisi nereye kurulacak?
Ben şuraya yapılsın ya da yapılmasın demiyorum. Bunu yaparsam Sayın Aziz Kocaoğlu'ndan bir farkım kalmaz. Çünkü Sayın Kocaoğlu, "O tesis Yamanlar'a yapılacak" dedi. Bu tavır yanlıştır. Ben Kocaoğlu'nun söylediği şeyleri çok fazla da üstüme alınmıyorum. Çünkü bu kentte katı atık bertaraf tesisi olsun diyen, yıllardır bu eksikliği gündeme getiren biriyim. Ama kriterlerim var. Ortak akılla bu meseleyi çözmeliyiz. Burası İzmir, başka kentlere benzemez. Büyükşehir önce birkaç farklı yer belirlesin, çöp tesisi için seçilebilecek teknoloji alternatiflerini koysun masaya. Davet etsinler STK'ları, bilim adamlarını, fikirlerini alsınlar. Benim istediğim bu. Sonra gidelim, bunu o bölgede yaşayan insanlara anlatalım. Ama kapalı kapılar ardında iki tane bürokratınla 'çöp tesisi buraya kurulacak' dersen, ben de 'hayır' der, karşı çıkarım. Benim karşı çıkışımın temelinde, katılımcılıktan uzak yönetim anlayışı yatıyor.
-Yamanlar neden olmaz?
Yamanlar, İzmir'in oksijen deposudur. Su kaynaklarımızın bulunduğu bir yerdir. Hayvancılık ve tarım yapılıyor. Orada yaşayanlar var. CHP'li Karşıyaka eski Belediye Başkanı Cevat Durak'ın ODTÜ ve Hacettepe'ye hazırlattığı rapor da benim söylediklerimi destekliyor, "burası olmaz" diyor. Avrupa'dan örnekler veriyor bize Sayın Kocaoğlu, şehrin merkezinde bu tesislerin var olduğunu söylüyor. O zaman neden çöpü Yamanlar'a, kilometrelerce yukarı ormanın içine taşıyoruz. Çöp tesisini yapalım Mavişehir'e, olmadı İnciraltı Kent Ormanı'na. Bu saydığımız yerlere, teknolojisi ne olursa olsun günde 4 bin tondan fazla çöpü taşır mısınız? Taşımazsanız. Yamanlar'ın günahı ne? Bu işin olmayacağını kendisi de biliyor. Ama bize her zaman yaptığı gibi 'olmaz'ı gösteriyor. İzmir'e zaman kaybettiriyor.
Çarpık yönetim anlayışı
-İzmir'de son dönemin tartışmalı konularından biri de aktarmalı ulaşım sistemi. Bu konudaki düşünceniz nedir?
İzmir Büyükşehir'de çalışma sistemi iki şekilde işliyor. Birincisi; Sayın Aziz Kocaoğlu o an için aklına gelen fikri hemen uygulamaya sokuyor. İkincisi de iş o kadar dallanıp budaklanıyor ki, o konuyla ilgili bir adım atılması zorunlu oluyor. Ve iş ancak o zaman yapılıyor. Planlı, programlı bu kentin geleceğini analiz ederek hareket eden bir yönetim anlayışı yok. Ulaşımda şu an yaşanan sıkıntının nedeni tam olarak bu çarpık yönetim anlayışıdır. Gemi alıyor ama o geminin yanaşacağı iskeleyi yapmıyor. Siz iyi bir ön hazırlık sonrası birbirini tamamlayacak işleri bir plan için yapmazsanız, toplu ulaşımda İzmirlilerin çektiği çile ortaya çıkar. Aktarmalı ulaşım sistemi İzmirliler'e eziyet etmek için icat edilmiş bir garabet.
Eskişehir'den öğrensin
-Siz yönetim anlayışını eleştiriyorsunuz ama Kocaoğlu da kendini "Ben kanun ve yönetmeliklere uygun davranıyorum. O yüzden işler gecikiyor" diye savunuyor. Buna ne diyeceksiniz?
Türkiye'de iş yapan belediyelerin hepsi kanunsuz mu iş yapıyor? Bunu nasıl söyleyebilir? CHP'li Eskişehir Belediyesi nasıl çalışıyor? Gitsin öğrensin kendi partisinden seçilen belediye başkanından. Bu sözlerini diğer belediye başkanlarına çok büyük bir haksızlık ve suçlama olarak görüyorum. Herkes hukuk çerçevesinde azami özeni göstererek kentine hizmet etmeye gayret ediyor. Mesele iyi kadrolarla çalışmayı bilmek ve kentle ilgili doğru bir perspektife sahip olmakta.
-Ekip ve kadro demişken; Kocaoğlu, bu dönem Ankara'dan çok sayıda bürokrat transfer etti.
Daha önce de söyledim. Ankara'dan değil, Barcelona'dan da transfer yapsa fark etmez. Çalışanlar, en yukarıdakilere uyum sağlar. Bürokrasi böyle işler. Yönetim anlayışı aynen devam ediyorsa, gelenler de bir süre sonra Kocaoğlu'nun iş yapma biçimini benimserler. İzmir geçmiş 10 yılda nasıl yönetildiyse, gelecekte de öyle yönetilmeye devam eder. İşler ağır aksak ilerlemeye devam eder.

Tiyatro oyunu gibi
- Başkan'ın 6 aylık karnesi umut vermiyor öyle mi?
Vermesi mümkün değil. Yeni bir belediye başkanı değil ki, 10 yıldır zaten bir iş yapma biçimi oluşmuş durumda, bunu niye değiştirsin? Bir algı yönetimi ile sürekli düşmanlar yaratarak durumu idare ediyor. Bir İzmir hayali olmadığını herkes görüyor. İzmir'de sergilenen iyi bir tiyatro var ortada. Bu oyun seyirciye bir süre hoş gelebilir. Alkış alabilir ama sonrasında insanlar bir anda etraflarına baktığında 'Ya biz neyi dinliyoruz? Hangi oyunun içindeyiz?' diye sorabilirler. Bu oyun çok fazla sürdürebilir bir şey değil. Yani gerginlik yaratarak İzmir'de yapamadıklarınızın üstünü örtmeye bir süre daha devam edersiniz. Ama unutmayalım; bu kentte yaşayanların bir kısmı "hizmet" diye feryat ediyor.