"YOK ÖYLE YAĞMA"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yıkanların, tahrip edenlerin, sadece şehirleri değil, kardeşi kardeşe düşman ederek milli birliği tahrip edenlerin karşısında olduk, kale gibi durduk, kale gibi durmaya devam edeceğiz" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen partisinin 98. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

"BİR DEPREMDEN BİR BÜYÜK RAHMET RÜZGARI DOĞDU"
"Daha önce yaşanan depremlerde aciz kalan devletin, bütün birimleriyle Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı, liderliğinde tek bir vücut gibi çalışarak, Van'a döndü" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Van'a dönmek, Van'ı inşa etmek içindi. Bir depremden bir büyük rahmet rüzgarı doğdu. Öylesine başarı hikayesiydi ki bu bir taraftan ruhumuzu imar ettik Van'da, diğer taraftan şehrimizi yeniden imar ettik. 300 günde dünyada çok az devletin yapabileceği şekilde 17 bin 849 konut inşa edildi. 1 yıl geçmeden, Vanlılar yepyeni bir şehre yepyeni bir hayata doğdular, başladılar. İşte partimizin imar ve inşa felsefesi budur. Hem şehirleri yıkıldığı yerde inşa ederiz hem ruhları birbirine yakınlaştırarak milli birliği ihya ederiz. Ruhları kardeş kılarız. İşte AK Parti'nin felsefesi bu."

"TÜRKİYE'DE İKİ SİYASİ AKIM VARDIR,İNŞA EDENLER VE TAHRİP EDENLER"
"Biz bunu yaparken birileri geçen ay içinde, sizinle son buluşmamızda ve Kurban Bayramı kutlamalarıyla mutluluk içinde evine döndüğü günlerde, bir başkaları da Van'ı ve Van'ın komşusu olan bütün o güzel vilayetleri yıkmak için, talan etmek için planlar yaptılar" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İşte iki farklı siyaset: Bir siyaset felsefesi diyor ki, bir şehir yıkıldığında -ister doğal afetle ister başka şekilde- bizim görevimiz o şehri inşa etmektir, o şehrin insanlarını diğer şehir insanlarına kardeş kılacak hamleler yapmaktır. Diğeri ise şunu diyor; depremin yıkamadığı yerler varsa gelir, biz yıkarız diyor. Aramızdaki siyaset felsefesi anlayışı bu. HDP bunu diyor, CHP o yıkıma tweetlerle destek oluyor. İşte iki siyaset felsefesi. Türkiye'de çok siyasi parti olabilir ama iki siyasi akım vardır, inşa edenler ve tahrip edenler, yapanlar ve yıkanlar. Arkadaşlar, biz hep yapanların, inşa edenlerin yanında olduk, önünde olduk bundan sonra da öyle olacağız. Yıkanların, tahrip edenlerin, sadece şehirleri değil, kardeşi kardeşe düşman ederek milli birliği tahrip edenlerin karşısında olduk, kale gibi durduk, kale gibi durmaya devam edeceğiz."
"YENİ TÜRKİYE İNŞA EDENLERİN ÜLKESİ OLACAK"
Davutoğlu, dün, Doğu ve Güney Doğu'dan AK Parti İl Başkanları ile bir araya geldiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizlerin aranızda oturan, şu anda, demokrasi kahramanlarıyla. O yıkımlar sonrasında belediye başkanlarımızla bir araya geldik. Yıkımların hemen akabinde onlara şu sözü vermiştik; hükümet olarak, aynen Van depreminden sonra verdiğimiz söz gibi, yıkılan her yerde yepyeni bir şehir kuracağız. Yangın yerinde gül yetiştireceğiz, diye. O günden bugüne, şu kısa süre içinde, 41 milyon liralık yardım, hasar tahrip analizlerine göre vatandaşlarımıza yapılan yardım yerlerine ulaştı. Hepsini tek tek eskisinden daha güzel inşa edeceğiz. Ta ki Vanlılar, Diyarbakırlılar, Siirtliler, Şırnaklılar, Hakkarililer, Bingöllüler, Bitlisliler, Urfalılar, Karsllar görsünler ki yıkılan yerlerde gül yetiştiren bir iktidar, bir siyaset felsefesi var ama bunun yanında yeni bir kanuni düzenlemeyle tespit ettiğimiz her Vandal'dan yıktıkları yerin tazminatını alacağız.
İşte Van depreminin yıl dönümünde her birimiz bu iki siyaset felsefesinin farkını halkımıza anlatmak durumundayız. Her yerde de anlatmak durumundayız. Van'da da Edirne'de de her yerde anlatacağız. Yeni Türkiye inşa edenlerin ülkesi olacak. Bu yeni Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler kesinlikle tarihin çöplüğüne atılacaklar."
"YENİ HİCRİ YILBAŞI MÜBAREK OLSUN"
Diğer önemli yıl dönümünün de Hicri yılbaşı olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
"Yeni Hicri yılbaşı, bütün milletimize ve İslam dünyasına hayırlı, mübarek olsun. Ama işte tam da bizim siyaset felsefemiz ve takip ettiğimiz dış siyaset, insanlık siyasetini anlamak için hicreti anlamak lazım. Hicret, bir insanlık sınavıydı. Bir grup garip, başlarında bir ulu Peygamber, yurtlarından yerlerinden sürüldüler. Geride her şeylerini bıraktılar, bir tek imanlarını yüreğinde taşıyarak bir bilinmeze doğru yürüdüler, Medine'ye doğru yürüdüler. Onurları için, özgürlükleri için ve sonradan gelecek nesillere bir vahiy emaneti bırakmak için yürüdüler. Allah rahmet eylesin onlara, selam olsun onlara.

"ÇÖZÜM SÜRECİ..."

Çözüm sürecinin, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra parçalanan Ortadoğu coğrafyasındaki tek güzel haber olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Ortadoğu coğrafyasında açılan yaraları, kapatma çabasıdır. Misak-ı Milli'dir. Bir tren yolu geçti diye parçalanan şehirleri tekrar birleştirme projesidir. Parçalanan köyleri, parçalanan aşiretleri, parçalanan aileleri birleştirme projesidir. Önce biz, Türkiye'de birleştireceğiz gönülleri sonra Suriye'deki Araplar da Kürtler de Türkmenler de birbirlerine daha yakın kardeş olacaklar. Türkiye'ye bakacaklar ve görecekler ki Hatay'da Arap, Kürt, Türkmen ya da Urfa'da ya da Mardin'de kardeş olduğunu görecekler ki Suriyeliler ve Iraklılar da bunun parçası olsunlar. Önce biz, bunu gerçekleştireceğiz. Kesinlikle Irak'ta veya Suriye'de olduğu gibi ülkemizin şehirlerinin, 'Şu şehir bu etnik kimliğe, şu şehir bu mezhebi kimliğe aittir' diye bölünmesine izin vermeyeceğiz.
Ateş çemberinin ortasındayız ama ateş çemberinin ortasında bir umut ışığı olmaya devam edeceğiz. Etrafımızdaki ülkeler büyük problemlerle karşı karşıya, parçalanmalarla çatışmalarla yüzyüzeler. Türkiye, istikrarın,
demokrasinin, özgürlüklerin adası olarak, tek ümit ışığı olarak duruyor. Bu ümit ışığını yok etmeye çalışanlara karşı omuz omuza vereceğiz. Omuz omuza vermemiz esnasında da kamu düzenini inşa etmede kararlıyız. Herkes bunu bilmelidir."
"YOK ÖYLE YAĞMA"
Farklı düşüncede olanların, kamu düzeni ve güvenlik varsa seslerini duyurma imkanına sahip olacağını vurgulayan Davutoğlu, "Bir sokakta onlar konuşur, bir başka sokakta da başka türlü düşünenler konuşur. Ama onların niyeti o değil. Onlar, her yerde biz konuşalım diyorlar. Yok öyle yağma. Bu topraklar size ait değil, bu topraklar 77 milyon vatandaşımızın her birine ait ve her vatandaşımız her yerde konuşur, her yerde hukuk düzeni içinde görüşünü ifade eder. Şimdi, biz bunu teminat altına alıyoruz" dedi.

"KARŞIYSAN, ÇIK SÖYLE"

İç Güvenlik Reformu'na ilişkin açıklamaların ardından muhalefetin şaşırdığını, ne diyeceğini bilemediğini belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu sefer Kılıçdaroğlu çıktı, 'Biz de molotofkokteyline, şiddete karşıyız' dedi. Peki bunu Kobani olayları olurken niye söylemedin Kılıçdaroğlu? Niye söylemedin? Senin Genel Başkan Yardımcın, 'sokaklara çıkın' diye çağrı yaptığında, Türkiye'yi karıştırmak için mesajlar yolladığında neredeydin? Her zaman olduğu gibi kış uykusundaydı herhalde. Haberi yok. Şimdi baktı ki millette bir tepki var, o tepkiyi kaçırmamak için 'Biz de şiddet eylemlerine karşıyız' diyor. Karşıysan, çık söyle." diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.