Türkiye için hiçbir şey istikrardan önemli değil

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi" kapanış oturumunda konuştu.
Üretken ve verimli bir ekonomik yapı kurabilmek için enerji güvenliğine sahip olmak gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Bizim Türkiye olarak avantajımız çok çalışkan, cesur, kararlı bir insan unsuruna ve dünyanın bazen olumsuz şartlarda en zorlu ama olumlu şartlarda da en önemli coğrafyasına sahip olmak. Bizim zaaf noktamız ise enerji açığımız ve buna bağlı olarak da cari açığımız. Bunun için biz 2002'den bu yana son 12 yılda birçok enerji projesine öncülük ettik" dedi.
Barış ve güven beklentisini dile getiren Davutoğlu, "Ne zaman etrafımızda jeopolitik gerilimler yaşansa bizim jeoekonomik sıkıntılarımız oldu. Türkiye etrafındaki çatışmalar sebebiyle o büyük üretim kapasitesine sahip pazarlarda daralma yaşanıyor. Onun için etrafımızda iki şey isteriz. Güven ve istikrar. Türkiye için hiçbir şey istikrardan önemli değildir. Son dönemde Türkiye civarında yaşanan krizler Irak, Kafkaslarda Azerbaycan ve Ermenistan krizi var, Yemen'e kadar giden krizlerden Türkiye olumsuz etkilenmiştir. Çevremizde ne halkına zülüm ederek büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler görmek istiyoruz ne de bu güç boşluğundan istifade eden terör örgütleri görmek istiyoruz. İkisi de hem bu bölge için hem Türkiye için büyük bir tehdittir" dedi.

Enerji yolu peşindeyiz
"Tarihin arka planına baktığımızda bizim coğrafyamızın, şehirlerimizin ve devletlerin zenginliği 'İpek Yolu' üzerinden geçmesine bağlıydı. Aynen 'İpek Yolu' gibi biz bir enerji yolu peşindeyiz. Bizim coğrafyamız üzerinden geçen bütün halkların, barış ve güven için bizim coğrafyada buluştuğu bir enerji kabı olmak istiyoruz. Bunu enerji üzerinden başka ülkelerden belli siyasi taleplerde bulunmak için istemiyoruz. Şimdi biz TANAP'la birlikte sadece Bakü'den Azerbaycan'dan Balkanlara bir enerji aktarmayacak, aynı zamanda krizle anılan iki bölgede barış köprüsü oluşturacağız. TANAP bir enerji projesi değil bir barış projesi aynı zamanda."
Ankara'da oturun denemez
Davutoğlu, Türkiye'nin çevresindeki enerji akışına seyirci kalamayacağını söyledi. Başbakan Davutoğlu, Irak'taki enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması ve Türkiye tarafından kullanılmasının Irak Merkezi Hükümeti'nin ve Kürt Bölgesel Yönetimi'nin çıkarına olduğunu belirtirken, ABD'nin bunu engelleyici tutumuna sitem etti. Kürsüden ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'a bakarak konuşan Davutoğlu, "Kimse bize Irak'taki enerji kaynakları atıl kalsın, anlaşma da yapmayın, aranızdaki anlaşmazlık 50 yıl sürse de bekleyin diyemez. Biz Irak anayasasına sadık kalarak ve Irak'taki taraflarla diyaloğu sürdürerek mutlaka Irak'taki enerji kaynaklarının uluslararası arzı konusunda elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Ve "Gelin Irak'ı el birliğiyle bir kriz ülkesi olmaktan çıkarıp yükselen bir ekonomi haline dönüştürelim" çağrısında bulundu.
Davutoğlu, enerjinin çatışma aracı olarak kullanılmasının kazanan tarafının olmayacağını vurgulayarak, "Eğer enerjiyi çatışma aracı olarak kullanacak olursak bunun kazanan tarafı olmaz" dedi.
Kıbrıs'a çağrıda bulundu
Davutoğlu Kıbrıs konusunda da Rum Yönetimi'ne şöyle seslendi: "Enerji kaynaklarını monopolize ederek, tek taraflı olarak dünya piyasalarına sunmak isterlerse, biz de aynı yerde araştırma yapar, aynı hakkı kullanırız. Ama birlikte oturulur konuşulursa Kıbrıs'ta aynen Irak gibi yükselen ülke haline gelir. Hemen barış."
Kıbrıs etrafında çıkacak doğalgazın en kolay ulaşacağı yerin Türkiye olduğunu anlatan Davutoğlu, "En rahat uluslararası piyasalara açılacağı yer de yine Türkiye'dir. Dolayısıyla hiç kimse enerjiyi bir silah gibi kullanmasın" dedi.

Rusya oyunu doğru oynasın
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, tek kaynaklı enerjinin Avrupa için büyük problem teşkil ettiğini belirterek, "Enerji güvenliğini sağlamak için Avrupa kendi kaynaklarını çeşitlendirmeli. Rusya yine oyuncu olsun ama oyunu kurallarına uygun oynasın" dedi. Türkiye'nin enerji potansiyelini yerine getirebilmesi için ABD'nin de elinden geleni yapmaya hazır olduğuna dikkat çeken Biden, "Enerjiyi işbirliği aracı olarak düşünmeliyiz, ayrılma aracı olarak değil" diye konuştu.
Davutoğlu: Çözüm süreci kardeşlikle noktalanacak
Başbakan Ahmet Davutoğlu dün Ağrı'da partisinin Patnos ilçe kongresin katıldı. Davutoğlu, Patnos'un 6-7 Ekim olaylarında milletin huzurunu bozmak isteyenlere karşı dimdik ayakta durduğunu söyleyerek şu mesjları verdi:
DAVAMIZ SEVME SEVİLME AŞK DAVASI: AK Parti hareketinin en önemli vasfı inşa edici vasfıdır. Bu vasıf dolayısıyla çözüm sürecine sahip çıktık. Çözüm sürecini milletin bekası için hiçbir aksama olmadan başarıya ulaştırmak için sürdürmeye de kararlıyız. 6-7 Ekim olayları aslında çözüm sürecine darbe vurmak için yapılan bir provokasyondur. Bu süreci başlatırken bizler nasıl güçlü irade ile yola çıktıysak ve kardeşler arasında fitneyi yok etmeye çalıştıysak birileri de kardeşler arasına fitne sokmaya çalıştı. Davamız sevme, sevilme, aşk davası. Çözüm sürecinde biz bütün Türkiye'yi kucaklamak üzere yola çıktığımızda önümüze ne engel gelirse gelsin, bu engellere takılmadan bu topraklardaki ebedi kardeşliği inşa etmeye ad ettik.
HDP ÖZÜR DİLE: Bu topraklarda kardeşlik isteyen herkese sesleniyorum; gelin çözüm sürecini nihai noktaya getirene kadar omuz omuza çalışalım. Şimdi buradan HDP'ye sesleniyorum; eğer çözüm sürecinde samimiyseniz 6-7 Ekim olayları dolayısıyla bu millete bir özür borcunuz var. Bir daha bu milletlerin evlatlarına sokağa çıkmak için, şiddet için çağrıda bulunmayın. Çözüm sürecinde samimiyseniz bir daha kimseyi bu topraklarda, bu toprakların meknların üzerinde şiddete davet etmeyin. Aslında tarihi bir sınavda herkes, AK Parti bu sınavı en iyi şekilde götüreceğinin, bu sınavı vereceğinin işaretlerini verdi.
ÇIK VE İSPAT ET: Güya MİT CHP'yi karıştırmak için faaliyetlerde bulunuyormuş. Kılıçdaroğlu kendi aciziyetini, zayıflığını örtmek için bir devlet kurumuna iftirada bulunuyor. Halbuki milletimiz biliyor. Kılıçdaroğlu'na buradan sesleniyorum. İftiralar üzerine siyaset yapmayın, devlet kurumlarını zafiyet içinde göstermeye çalışmayın. Çünkü bu kurumlar hepimize lazım. Elinde bir delil varsa, çık ve ispat et. İspat edemiyorsan devlet kurumlarını zayıflatmak üzere faaliyet gösteren bir ihanet içindesin.