Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) sevgisi ve sünnetlerine sarılmanın büyük sevabı vardır. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz, sünnetlerini yerine getirenlere büyük müjdeler vermiştir.
İbn-i Abbas (r.a). Hz. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) 'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ümmetimin bozulduğu bir sırada kim sünnetime sarılırsa ona yüz şehid sevabı vardır. " (Beyhaki, Taberani).
Hayatımızın her aşamasında pratik şekilde uygulanabilecek ve büyük sevap ve faydalar sağlayan sünnetlerden başlıcaları şunlardır ; Affetmek, Çalışmak, Süt içmek, Saç örmek, Etli yemek, Koşmamak, Saç uzatmak, Koku sürmek, Sohbet etmek, Kabak yemek, Teravi kılmak, Selâm vermek, Yardımlaşmak, 3 kez sarılmak, Sahur yapmak, Düzenli olmak, İlim öğrenmek, Sessiz ağlamak, Sadaka vermek, Ezanı dinlemek, İki öğün yemek, Teşekkür etmek, Temiz giyinmek, Birbirini sevmek, Pazarlık yapmak, Hal hatır sormak, Tebessüm etmek, Misafir ağırlamak, Kıyafeti katlamak, Birbirini uyarmak, Artık bırakmamak, Kaşları düzeltmek, İğne iplik taşımak, Eşikte oturmamak, Ölümü hatırlamak, Misafiri uğurlamak, Sevdiğini söylemek, Heybetli görünmek, Yumurtayı yıkamak, Yastıksız yatmamak, Birbirine sabretmek, Doymadan kalkmak, Yerde yemek yemek, Gül suyu kullanmak, Davete icabet etmek, Yemeği yavaş yemek, Sebze ve eti yıkamak, Öğle uykusu uyumak, Ekmeği elle koparmak, Yeri gelince konuşmak, Vakıa sûresini okumak, Misafire ilgi göstermek, Hasta iken hamdetmek, İlk verilen sözü tutmak, Yemeğe tuzla başlamak, Beyaz ve yeşil giyinmek, Yavaş ve tane konuşmak, Suyu üç yudumda içmek, Yoldaki engeli kaldırmak, Yemekte güzel konuşmak, Kahvaltıda 7 zeytin yemek, Aynaya bakınca dua etmek, Misafiri tekrar davet etmek, Sabah uyanınca el yıkamak, Birbirinin kusurunu örtmek, Elleri ve yüzü kurulamamak, Akşam bulaşık bırakmamak, Yemekten sonra tatlı yemek, Yemeklerin ağzını kapatmak, Su içerken kıbleye yönelmek, Kapı açıldığında yan durmak, Her işe besmele ile başlamak, Çatlak bardaktan su içmemek, Yemeğe besmele ile başlamak, Arkadaş ziyaretinde bulunmak, Seccadeyi sünnet üzere katlamak, Abdest alırken yüzüğü çevirmek, Cuma günü gusül abdesti almak, Bir şey yerken 3 parmakla yemek, İsraf etmemek ışıkları söndürmek.
ABDÜLKADİR GEYLANİ'NİN ADINI TAŞIYAN CAMİ
İzmir ili, Aliağa ilçesi, Yenişakran beldesi , Kazıkbağları mevki, eski İskele mahallesinde bulunan cami; Halk arasında Reşadiye İskelesi Cami olarak biliniyor. Osmanlı döneminde bir ara V. Mehmet Reşat'ın tahta çıkışı ile Reşadiye ismini alan Zeytindağ (eski Kiliseköy), şimdilerde bu ismi Şakran yönünden Bergama'ya doğru ilerlerken deniz kıyısında yer alan İskele mevkiinde yaşatmaktadır.
Bu bölge eski cami kalıntısı ve kıyıdaki antrepolar dikkat çekmektedir. 19.yüzyılda Sultan V. Mehmet Reşat tahta çıkışı ile birlikte yapımına başlayan cami uzun zaman bakımsızlıktan kullanılmamıştır.
2014 yılında yapılan restorasyonlardan sonra şu an kullanılır hale getirilmiştir. Restorasyondan sonra cami ismi Yenişakran Abdülkadir Geylani diye değiştirilmiştir. Kareye yakın dikdörtgen planlı olarak yapılan cami çatısı düz ve kiremit kablıdır.
GÖNÜL DOSTLARI EBU DERDA HAZRETLERİ
Künyesiyle meşhur olup adının Âmir, lakabının Uveymir, babasının adının Zeyd veya Âmir, dedesinin adının ise Kays olduğu da söylenmiştir. Bedir Gazvesi sırasında ve ensardan en son kişi olarak müslüman olduğu rivayet edilmektedir. İslâmiyet'i kabul etmesine vesile olan arkadaşı Abdullah b. Revâha İslâmî şahsiyetinin meydana gelmesine de yardımcı olmuştur. Hz. Peygamber onunla Selmân-ı Fârisî, başka bir rivayete göre de Avf b. Mâlik arasında kardeşlik bağı kurmuştur. Ebü'd-Derdâ önceleri ticaretle meşgul olduğunu, İslâmiyet'i kabul ettikten sonra ticaretle ibadeti bir arada yürütemeyeceğini anlayınca ibadeti seçtiğini anlatır. Hz. Ebû Bekir'in hilâfetinin son zamanlarında başlayan Yermük Savaşı'nda ordu kadısı olarak bulundu ve bu görev İslâm tarihinde ilk defa onunla başlamış oldu.

