Günde 16 saat tam saha pres!

RÖPORTAJ: SELAHATTİN ERTAŞ
Neredeyse haftanın yedi günü televizyon ekranı sayesinde evimizde konuk ediyoruz onuHem de erkeklerin kendi egemenliklerinde saydıkları futbol sayesinde. İzmir'de yerel gazeteyle başlamış yola, şimdi özel bir kanalda spor haberlerini sunuyor, spor programlarında boy gösteriyor. "Elinin hamuruyla ne işin var"lı sitemkar bakışların arasında bu işin en "iyisi" olmaya doğru koşuyor.
Kadınların hiçbir zaman öğrenemeyeceği düşünülen ofsaytı en ince ayrıntısına kadar biliyor. Hatta çok iddialı: Gelsinler futbol kurallarından, transferlere kadar anlatayım, öğreteyim, diyor.
Hilal Ergenekon İzmir kadını duruşuyla sorduğum sorulara içtenlikle cevap verdi:
ÖNCE GAZETE
Neredeyse sabahtan akşama futbol haberleri sunuyorsunuz. Klasik olacak; Nasıl başladınız mesleğe?
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümü mezunuyum bu mesleğe de okul sıralarında İzmir'de başladım. Haber Ekspres kurulduğunda spor servisinde çalışacak stajyer arıyorlardı. Benim sporla hiç bir ilgim yoktu ama bir an önce haberciliğe başlamak istiyordum. O günlerde edindiğim muhabirlik deneyimi bugün bile yaptığım işte faydalı oluyor. Okul bittikten sonra Ege TV'de işe başladım. Daha sonra kamera arkasında yönetmen yardımcılığı yaptım. Sonra haber spikeri oldum ve böylece spikerlik maceram başlamış oldu.
- Sizi ilk televizyonda at yarışı anlatırken gördüm. Sanırım atları, at yarışlarını seviyorsunuz. Uzak kaldınız mı onlardan?
At yarışı sunmak benim için tam bir tesadüftü. Haber spikeriydim ama işi ulusal medyaya taşıma niyetindeydim. O sırada TJK TV'den teklif aldım İstanbul kadrosuna spiker arıyorlardı. İzmir'de yaşayan biri için İstanbul'a taşınmak sancılı bir süreç. Sevdiğiniz işi yapmak yetmiyor en basitinden oturduğunuz evin kirasını karşılayabilmeniz gerekiyor. At yarışlarından ve atlardan hiç anlmadığım için başta bu teklife tereddütlü yaklaştım ama yine de denemeye değer diye düşündüm. İşin içine girince çok büyük bir camiaya girdiğimi farkettim. 2007'de Gazi Koşusu'nu sundum.
AT YARIŞLARI
- Veliefendi Hipodromu'ndan başka spor dalına geçiş yaptınız, zorlanmadınız mı?
Benim için önce habercilik- yayıncılık sonra o yayının konusu gelir. Bir haberci, her konuda yayın yapabilme kabiliyetinde olmalı. Mesleğe spor haberciliğiyle başladığım için at yarışlarına geçerken yaşadığım zorlukları tekrar spora dönerken yaşamadım.
- At yarışı izleyicisiyle futbol taraftarlarını karşılaştırır mısınız? Taraftarlardan size gelen mesajlarla ilginç anlarınız var mı?
At yarışının kemik bir kitlesi var ne azalıyor ne çoğalıyor. Dışarıdan sırf bahis yönü algılanıyor ama sadece bahisle açıklanacak kadar basit değil. Bu kişiler ata gönül vermiş insanlar. Yarış izleyen seyirciyi futbol tatmin etmez. 2 dakikalık koşuların içinde inanılmaz heyecanlar yüklü. Futbol izleyicisi daha eleştirel. Özellikle kadınların bu işten anlamayacağına dair inanılmaz bir önyargıları var. Ama anladığınızı farkettiklerinde de çok saygı duyup sizi ayrı bir kategoriye koyuyorlar. Fox'ta bazı günler sabah haberlerinde maç yorumları yapıyorum. Bilgisizliğe izleyicinin hiç tahammülü yok sizin ilginizi bilginizi farkettiklerinde de aranızdan su sızmıyor.
BİZ DE VARIZ!
- Futbolu erkekler kendi tekellerinde bilirler. Şimdi siz de içlerindesiniz. Spor müdürlüğü de yapmıştınız. Size başlarda "elinin hamuruyla burada ne işin var" diyenler oldu mu ya da o tür bakışlar
Hala oluyor. Müdürken bir süre adımın Halil ya da Bilal yazıldığı zarflar geldi. Güldüm geçtim... Bu benim işim, en iyi şekilde icra etmek de görevim. Ben de öyle yapmaya çalışıyorum tüm iyi niyetimle. Futbol, erkek tekelinde bir iş tamam kabul ama erkek tekelinde kalmayacağını herkes kabul etmeli.
- Bayanların en zorlandığı ve erkeklerin bir türlü anlatamadığıdır. Ofsaytı öğrenebildiniz mi? Gerçekten futboldan anlıyor musunuz?
Evet gerçekten anlıyorum bunu rahatlıkla söyleyebilirim... Ofsayt ne ki artık... Bir geniş zamanımızda takımların transfer rotalarını çizeyim size..
- Devamlı ekranda güler yüzlü olmak, güzelliği korumak, formda kalmak kolay değildir sanırım
Çok iyi dinlenmek gerekiyor. Ekranda iyi görünmek, güler yüzlü olmak işimizin bir parçası. Biz de insanız tabi mutsuz olduğumuz, zor zamanlar geçirdiğimiz oluyor. Ama seyirci bunların hiç birine katlanmak zorunda değil. Ben stüdyoya girdiğim an bütün sıkıntılarımı unuturum, hepsi dışarıda kalır. Bir de genel olarak her şeye iyi tarafından bakma özelliğim var. Genelde güle eğlene yapıyoruz işimizi... Küçük detaylara takılmamaya çalışırım. Çalışma arkadaşlarımın hepsiyle uyum içinde çalışıyoruz. İş ortamınız huzurluysa bu ister istemez size yansıyor.
İstanbul'da yaşayanlar körfezin havasını, Kordon'u özlüyor
- En ufak bir arada hemen İzmir'e kaçıyorsunuz. Nedir bu İzmir tutkusu?
İzmir benim memleketim. Annem babam da Sahilevleri'nde oturuyor. O yüzden sık sık İzmir'e gidiyorum. İstanbul'un kaosu bunalttığında İzmir sığınak gibi geliyor. Telefonumu bile bir kenarda unutuyorum İzmir'de...
- Mesleğinle ilgili hedeflerin neler?
Her ne kadar şu an yaptıklarımdan çok memnun olsam da günün birinde yeniden haber sunmak istiyorum. Hatta bir program projem de var. İnternette yazdığım köşe yazılarını bir gazeteye taşımak da en çok istediklerim arasında.
- İzmir ve İzmirliler hakkındaki düşüncelerini alabilir miyim?
İzmir memleketim ve sığınağım. Huzur bulduğum ve deliksiz uyuduğum tek şehir... Bir İzmirli olarak İzmir'in başta medeniliği ve demokratikliği olmak üzere herşeyine hayranım. Burada da yakın çevremi İzmirli arkadaşlarım oluşturuyor. Hepimiz aslında körfez havasını, Kordon'u ve okulumuzu çok özlüyoruz.