Kibariye ile düet yapmak isterim

""Bir gün süt almak için markete giderim ve dönüşte yanımda bir şişe süt ve bir şarkı olur. Sanki Tanrı yukarıdan bana yolluyor. Vakti gelince bu şarkı senin diyor ve ben onu içimde hissediyorum"

ÖZKAN BİNOL
"Kıskanır rengini baharda yeşiller/ Sevda büyüsü gibisin sen Firuze/ Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu, üzüm buğusu gibisin sen Firuze" "Yasmin Levy" daha sahneye adımını atıp ilk şarkısına başladığında birden Aysel Gürel'in "Firuze" şarkısının sözleri aklıma üşüştü. Şarkıdaki "Firuze" işte karşımda, sahnedeydi. Ben böyle bir ses daha önce duymuş ne de dinleşmiştim. Bir şelale gibi çağlıyor, sanki yüzyılların acısını sesinde saklıyordu.
Sesiniz bir orman kadar derin, bir şelale kadar güçlü. Tanrı'nın size bir ayrıcalık yaptığını düşünüyor musunuz?
Y.L: Tanrı'nın bana can vermesi en büyük ayrıcalıktır. Ona her şey için şükran duyuyorum; yaşamak görmek duymak. Tabi ki bana verdiği en büyük hediye sesim onu da insanlara ulaşmak için kullanıyorum. Ama ses ona ait ve çok kırılgan, istediği zaman geri alabilir. Bu yüzden yetenekli insanlar mütevazı davranmak zorunda eğer ukala ya da küstah davranırsak, Tanrı bize verdiği hediyeyi mutlaka geri alır.
Tanrı'yla ilişkiniz nasıl?
Y.L: O her şeydir. Hayatımdaki yeri çok büyük; babam, öğretmenim, sırdaşım. Tanrıyla her gün konuşurum. Mesela şu an sizinle konuşuyorum ama başka bir boyutta kozamın içinde onunlayım.
KEDER DÜRÜSTTÜR
Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Y.L: Hüzünlü
Evet repertuarınızda çoğunlukla hüzünlü parçalar var...
Y.L: Mutlu şarkıları söylemekten keyif almıyorum onları sadece dinleyiciler istediği için söylüyorum, yani mecbur olduğum için. Ben mutluyken yaratıcı olamam. Örneğin bir şarkı bestelemem gerekse bu mutluyken yıllar alabilir ama kederliyken çok daha kolay oluyor. Kederli şarkılar söylerken kendimi daha güvende hissediyorum nedense bana daha dürüst ve daha doğal geliyor.
Babanız "Issac Levy"de bir ses sanatçısıydı ve siz onu çok küçük yaşlarda kaybettiniz. Konserinizde babanızın plaktan gelen sesiyle düet yaptınız. Bu nasıl bir duygu?
Y.L: Tek kelimeyle korktum. Çünkü ben hep onun kudretli imajıyla büyüdüm. Kafamda hala onun yani Issac Levy'nin kızıyım. Sadece şu son bir iki yılda Yasmin Levy oldum. Hayatım boyunca onun kızıydım. O hala aramızda yaşıyor gibi. Mesela evde annem ondan hala aramızdaymış gibi bahseder. Stüdyoya gittiğimde herhangi bir şarkıcı ile düet yapar gibi düşünmeye çalıştım. Ama korktum, çok zordu, çünkü onun sesi benim için son derece " mahrem" ve "kutsal" ama ben o sesi kesip araya girmeye çalıştım. Bunu yaptığım için çok mutluyum ama hayatımın sonuna kadar bunu hak etmediğimi düşüneceğim.
Ama sahnede muhteşemdiniz. Herkes bu düeti dinlerken çok heyecanlandı
Y.L: Evet çok heyecanlı bir şey. Çünkü ben bir yaşımdayken babam aramızdan ayrıldı. Mantıken çok üzücü bir şey ama bugün onunla düet yapabiliyorum. Ama ben hala onun seviyesinde olmadığımı düşünüyorum.
LADİNO DİLİ KUTSAL
Muhteşem olduğunuzu düşünüyorum, çok mütevazı olduğunuz için böyle söylüyorsunuz.

Y.L: Çok teşekkür ederim
Başka kimlerle düet yapmak istersiniz?
Y.L: Birlikte düet yapmanın hayalinin kurduğum birkaç kişi var. Başta babam bunlardan biriydi. Diğerlerine ise mesela Yunanistan'dan Elena Vittali, buradan İbrahim Tatlıses, onlarla düet yapmaktan keyif aldım. Bana yine onlar gibi büyük ve kederli sesler lazım. Mesela Orhan Gencebay, Kibariye. Onlarla düet yapmayı isterim aynı şekilde Yunanistan'dan Harris Alexiou da olabilir.
Şarkılarınız kadınların duygularını mı anlatıyor?
Y.L: Yok, değil. Aslında bu çok güzel bir soru. Sanırım kadınlar erkeklerin asla yansıtamayacağı duyguları taşıyabiliyor. Çünkü biz doğurganız ve hamile kaldığımızda içimizde fazladan bir yaşam barındırıyoruz. Ama erkeklerin bu yoğunluğa sahip olmadığını düşünüyorum.
Konserde "Ladino" dili hakkında da konuştunuz. Bunu biraz daha detaylı anlatır mısınız?
Y.L: Tabi ki. Yahudiler İspanya'da Hıristiyanlar ve Müslümanlarla birlikte yaşarken onlarla İspanyolca konuşuyorlardı. Sürgünden sonra Yahudiler Balkanların farklı bölgelerine dağıldı. Çoğunluğu Osmanlı İmparatorluğu'na sığınırken bir kısmı da Fas ve İsrail civarına sığındı. Anadilleri İspanyolcaydı fakat yaşadıkları yeni yerlerin anadilinden de kelimeler kullanarak dillerini zenginleştirdiler. Yani Türkçe, Yunanca ve Arapça kelimeleri kendi anadilleri içinde kaynaştırdılar. Bunun sonrasında Ladino dili oluştu, İspanyolca'ya çok yakın ama kelime haznesi bakımından daha farklı diyebiliriz.
Kendi şarkılarınızı yazarken nelerden ilham alırsınız?
Y.L: Sanırım bunun net bir cevabı yok. Bir yıl boyunca piyanonun başına oturup hiçbir şey bestelemeden veya yazamadan geçirdiğim olmuştur. Bir gün süt almak için markete giderim ve dönüşte yanımda bir şişe süt ve bir şarkı olur. Bu ilhamla alakalı değil sanki Tanrı yukarıdan bana yolluyor. Vakti gelince bu şarkı senin diyor ve ben onu içimde hissediyorum.
GÜZEL DEĞİLİM!
Eşiniz "Ishay Amir" de müzisyen ve beraber çalışıyorsunuz. Bu bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı?

Y.L: Bu aslında çok tehlikeli bir şey. Çünkü bazen sorun yaşayabiliyorsunuz. Ben 9 -6 çalışan biri değilim. Müzik bütün hayatınızı kapsıyorum. Ben bir Çingene ya da Bedevi gibi yaşıyorum, yani sürekli hareket halindeyim. Dolayısıyla 24 saat eşimle beraberiz. Ben ateşim, eşim ise su, bu da bizi dengeliyor. Ama en önemlisi beraberken özgür olabilmemiz. Sürekli beraberken birbirinize gereken özgürlüğü tanımanız gerekir. Ayrıca o zekidir ve benim deliliğimi dengeler
Sesiniz kadar fiziğiniz de Tanrı'nın bir hediyesi bu size sahnede bir avantaj sağlıyor mu?
Y.L: Çok teşekkür ederim. Sanırım makyaja aldanıyorsunuz. Aslına bakarsanız çocukken çok çirkindim. Ve kendimi hala fazla güzel hissetmiyorum. İnsanlar bana güzle olduğum söylediklerinde inanmakta zorlanıyorum.
SAVAŞMAK SALAKÇA
Ekibinizde hangi ülkelerden müzisyenler yer alıyor? Onları nasıl seçtiniz?

Y.L: Ben yıllardır çok sayıda değişik müzisyenle çalıştım. Şu anda da İran, Türkiye, İspanya, İsrail, Ermenistan ve İngiltere'den müzisyenlerle çalışıyorum. En iyi anlaşanlar da Türkler ve Ermeniler. Bunun sırrı da uyum. Ben asla müzisyenlere alın bu notaları çalın demem önce onlara şarkımı dinletirim.
Sahne ile plaktaki performans farklı oluyor. Siz, hangisinde daha iyisiniz?
Y.L: Kesinlikle sahnede. Çünkü stüdyoda ruh yoktur. Sahnede özgürsünüzdür, istediğiniz an çıldırabilirsiniz, seyirci buna izin verir. İşte bu yüzden Tanrıya her gün şükrediyorum. Çünkü benim kitlem sahnede kendimden geçmeme müsaade ediyor. Beni asla yargılamıyorlar. Ama stüdyoda her şey kitaba uygun olmak zorunda o zaman kendimi özgür hissetmiyorum.
Ortadoğu'da yaşanan politik olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Y.L: Bana herkes bunu soruyor ama mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum. Çünkü ben bir müzisyenim politikacı değilim. Bu konu hakkında ne söylesem birileri üzülecek. Ama özet olarak şunu söyleyebilirim ki şu anki durum gerçekten çok üzücü. Bazen bu durum beni ağlatıyor. Barış ve huzur için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım.A slında sorunun kaynağı, insanların birbirine gereken saygıyı göstermemesi. Herkes kendi dininin en doğrusu olduğunu düşünüyor. Örneğin bundan 500 yıl önce Yahudiler İspanya'dan kovulduğunda, Hıristiyanlar Yahudileri kendi dinlerine geçirmek istemişlerdi. Ama bugün 500 yıl sonra ben karşınızda hala Yahudi bir kadın olarak oturuyorum. Bunun tek bir manası var: Kimseyi değiştirmeye çalışmayın. Herkesi olduğu gibi kabul edin, onlara saygı duyun, ancak bu şekilde uyumu ve harmoniyi yakalarız. Eğer Ortadoğu'da barış ve huzur ortamı inşaa edilebilirse, burası dünyanın en güzel yeri olur. Ama biz salak olduğumuz için savaşıyoruz. Yemek ve toprak için savaşıyoruz. Halbuki bunların hepsi bize değil sadece Tanrı'ya ait.
Ö.B: Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?
Y.L: Gelecekle ilgili temel düşüncem şu '' Hiçbir şey önceden belli değildir, her an her şey değişebilir.'' Bana gelecekte ne yapmak istediğimi soruyorsanız kesinlikle şarkı söylemeye devam etmek istiyorum. Bu benim yaradılış amacım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.