Metin ve Eda Özülkü 10 yıl aradan sonra kariyerlerinin ikinci düet albümü 'Issız Ada'yı çıkardı. Albümün prodüktörlüğünü de üstlenen Metin Özülkü, romantik şarkıların geçerliliğini yitirmesinden 20 yıllık evliliğinde tıkandığı noktalara kadar her şeyi açık yüreklilikle anlattı...
- Bu kadar çok şarkınız varken niye dört şarkılık bir albüm yaptınız?
Albümde ne kadar çok şarkı olsa da birkaç tanesi dışındakiler bilinmiyor çünkü yeterli tanıtım yapılamıyor ve de albümler eskisi kadar satmıyor. Mesela biz ilk kez dört şarkılık bir iş yapıyoruz ve ilk kez albümdeki bütün şarkılara klip çekeceğiz.
SIK AMA AZ ŞARKILI ALBÜMLER - Duyuramadığın şarkınız var mı?
Belki 200-300 tane... Bundan sonra düet ya da solo, sık ama az şarkılı albümler yapacağız. Aslında bu daha sağlıklı bir sistem. Sektörün durumu, ekonomi falan derken, bundan 30- 40 sene öncesine dönmüş olduk. 45'likler vardı o zaman. İşin doğrusu da buydu. Çünkü çok emek harcanıyor bir şarkıya.
- En güzel şarkılarınızı kendinize mi ayırırsınız?
Profesyonel anlamda biz müzikten para kazanıyoruz. Başka bir gelirimiz yok. O yüzden bu mümkün değil. Hiçbir zaman en beğendiğimiz şarkıları kendimize ayırmadık. Bizim şöyle bir şansımız var, toplam 800 tane şarkımız var ve bunların içinden en az 300 tanesi hem güzel hem de bilinmeyen şarkılar. Yani demek istediğim şu ki, bundan sonra artık hiç yeni beste yapmasam bile, ömrümün sonuna kadar kendi albümlerimizle taşıyabileceğimiz şarkılarımız hazır. Kaldı ki günümüz şartlarında bundan 10-15 sene önce yapılmış melodileri yakalama imkanı çok zor.
- Neden?
Çünkü sosyal hayatımız ve Türkiye'nin ve dünyanın içinde bulunduğu durum o kadar yorucu, yıpratıcı, sıkıcı ve bunaltıcı ki, insanın fresh bir şekilde şarkı yapması mümkün değil. Dışarıda çok olay oluyor ve eğer gözünüz biraz dünyaya açıksa bundan etkilenmemeniz mümkün değil. Ancak "Ben sanatçıyım, hiçbir şey umurumda değil, ben kapanırım odama da yaparım şarkılarımı" derseniz o zaman belki güzel bir şeyler yakalama şansınız olabilir. Ama o güzel bir şeyleri yakalamak adına da bütün çevrenizde olup bitenlere gözünüzü kapatmaya da bence değmez. Onun için gözünüzün açık olması gerekiyor. Öyle olunca da ben daha önceki şarkılarımda aldığım lezzeti, duyguları yakalayamıyorum. Mesela benim bundan 15 sene önce yaptığım Seyyal Taner'in söylediği 'Alladı Pulladı' adlı şarkımı şimdi yeni biri yorumlayacak. 17 sene önce yaptığım 'Oyalama Beni' adlı parça bu yıl en iyi remix seçildi. Ajda Pekkan Beyaz Şov'a Bundan 10 sene önce yaptığım 'Eğlen Güzelim' adlı şarkıyla çıktı.
- Sizce niye böyle?
Melodiler çok güzel. Melodi yok şimdi. Tamam sound var, aletler var, yani maddesel şeyler çok gelişti, yani hayat maddeleşti, maddeleşince ruh köreldi, ruh körelince yeni, çok acayip melodiler, sözler çıkmıyor. Her şey sıradan.
- Kimsede mi çıkmıyor? Söz yazarlarının bestecilerin sayısı da arttı...
Ben bugün yapılan şarkıların 10 sene sonra tekrar yapılacağını düşünmüyorum, yüzde 90'ının. Ama 90'lı, 80'li, 70'li yıllarda yapılan şarkılar bugün dinleniyor. Diyeceksiniz ki "Bunu da 10 sene sonra göreceğiz" ama ben öyle şarkıların yapılacağına inanmıyorum. Tabii ki içinde çok güzel şeyler de var ama eskiden 100 şarkı yapıldıysa o dönemde, bundan 90 tanesi şimdi tekrar söylenebilir. Ama bugün yapılan 100 şarkıdan ancak 20 tanesi 10 sene sonra söylenebilir gibi bir bağıntı kuruyorum. Bu kimsenin suçu değil; dediğim gibi, dünyanın çarkının kötü bir yere gelmesi. Kimse artık aşık değil, aşk bitti bir kere.
- Ama herkes de aşık, nasıl oluyor?
Artık aşkta kimse kör değil, herkesin gözü açıldı. Herkes uyanık aşık. Daha yüzeysel, daha geri planları düşünülerek yaşanan aşklar. Dünya daha çıkarcı, daha ekonomik, daha maddesel bir hale dönüştü. Bunu çok net görebiliyoruz. Bu kadar iletişimin çoğalması, bu kadar çok iletişim aygıtlarının oluşması, herkesin her an herkes tarafından haberdar olunması, yani herkes birbirine bir twitter, cep telefonu kadar uzaklıkta olması ilişkileri değiştirdi. Yollarda bile MOBESE kameraları var. Yani rahat bir kaza bile yapamıyorsun artık. İnsanlar, birbirlerinin hakkında yüzüne karşı söyleyemediği şeyleri, sosyal paylaşım sitelerinde rahatlıkla yazabiliyor. Artık romantizmin de iş yapması mümkün olmuyor.
- Şarkı yaparken de bunları hissediyor musunuz? Mesela çok güzel aşk cümleleri yazacakken "Bu sözler kimse için bir şey ifade etmez" diye düşündüğünüz oluyor mu?
Çok etkiliyor. Ben de şimdi çağa ayak uydurmuş durumdayım ama bazen bir gece yarısı kendi kendime kaldığımda bundan 15-20 sene önceki halime dönüp romantikleşebiliyorum ve bir şeyler yazıyorum. Hakikaten de çok hoşuma gidiyor. Fakat sabah kalktığımda bakıyorum ve çok gülüyorum, 'şimdi bu değil ki' diyorum.
50 KİŞİLİK BİR ORKESTRA - Bu çok üzücü bir şey ama. Özellikle gençler için...
Gençler için o kadar üzücü değil, çünkü o duyguları tanımadılar. Bizim için biraz zor. Onlar bu hayata doğdular ve bunu yaşıyorlar.
- Albüm dışında neler yapıyorsunuz?
Zeki Alasya Metin Akpınar'la 'Devekuşu'na başladık. Onun müzik direktörlüğünü yapıyorum. Bu yıl Altın Güvercin Şarkı Yarışması'nın da müzik direktörüyüm. 'Bir Şarkısın Sen' de eylül ayında yeniden başlayacak. Bir de yurt dışında hazırlıkları yapılacak yeni bir yarışma programı hazırlıyoruz.
- Eda Hanım yok değil mi bu işlerin içinde?
İsim olarak yok ama eğitimci yanıyla, müzisyen kimliğiyle bu işlerde benim sağ kolum. Bu tarz televizyon projeleri ve sahnede kullandığımız, 20 ile 50 kişi arasında değişen Metin Özülkü Büyük Orkestrası var. Bir ENBE gibi değil ama bizim orkestra, daha proje işlerine, büyük konserlere yönelik. Balolarda, düğünlerde çalan bir orkestra değiliz. Herhangi bir balo, 'Adanalılar Gecesi' falan gibi şeylerde Metin Özülkü Büyük Orkestrası olarak yokuz. O tür yerlerde Eda-Metin olarak 6 kişilik bir orkestrayla sahneye çıkıyoruz.
Çocuklar ilişkimizi tazeledi - Kaç yıllık evlisiniz, olmuyor mu kavgalarınız?
22 yıllık evliyiz. Çok büyük kavgalarımız oluyor ama bunu dışarıya yansıtmak promosyon açısından artı bir şey getirebilecekken biz tam tersi kendi aramızda tutmaya çalışıyoruz. Çünkü aile dediğiniz yerde yaşanan her şey orada kalır.
- Çocuklar hayatınıza nasıl bir değişiklik getirdi?
Çocuklar tam vaktinde geldi esasında.
- Neden, sıkılmış mıydınız?
Rutin ötesi bir durağanlığa doğru girmişti ilişkimiz bence. Sevgi, aşk falan onlardan bahsetmiyorum. Çocuklar doğduğunda biz neredeyse 19 senedir gece gündüz beraberdik. Dolayısıyla çocuklar inanılmaz bir zamanlamayla geldi. Bence çok güzel bir yaşta baba oldum ben, Eda da çok güzel bir yaşta anne oldu. Tam zamanında tazelendik.
