"İyi bir şarap içicisiyim aynı zamanda kolleksiyonerim ama şarap üretimi hakkında bir şey bilmiyordum. Urla'nın yamaçlarında eski bağ setlerini keşfettik. Yabancı ve yerli üzüm çeşitlerini diktik. Ürünler 8 yaşına gelince de fabrika kurma aşamasına geldik"

Can Ortabaş bundan 15 yıl önce Urla'da iki bin dönümlük arazisinde yarattığı muazzam botanik bahçesiyle adından söz ettirdi. Ardından üzüm bağlarını kurarak şarap işine giren Ortabaş'ın bu girişimine yakın arkadaşları Bülent Akgerman ve Deniz Barçın da ortak oldu.
Uzbaş Çiftliği'nin ardından üzüm bağları ve nihayetinde şarap fabrikası geldi..Bu oluşumlar nasıl hayat buldu?
Uzbaş Çiftliğinde 15'inci seneye giriyoruz. Arazi bu bölgede bir gayrimenkul yatırımı olsun diye alındı. Daha sonra burayı o kadar sevdik ki; satmak değil yerleşmek fikri ağır bastı. Uzun süreçli bir yatırımdı. 8-10 sene hiç satış yapmadan yatırım yaptık.
Bu arazide inşaat yaparak çok büyük kazançlar elde edebilirdiniz..Zor bir yolu seçerek bir nevi Don Kişot'luk yaptınız diyebilirmiyiz?
Don Kişot olmadan hayat devam etmiyor.. Birileri çıkacak ikinci nesil için bir şeyler yapacak..
Üzüm bağalarını kurmaya nasıl kara verdiniz?
Urla'da ki 5- 6 senemizin sonunda bu bölgenin yamaçlarında eski bağ setlerini keşfettik. Urla'nın binlerce yıllık bir şarap geçmişi olduğunu gördüm. Ben aslında çok iyi bir şarap içicisiyim aynı zamanda kolleksiyonerim ama şarap üretimi hakkında bir şey bilmiyordum. Şarap üretimi için Karaburun yarım adasının şartlarının çok zor olduğunu gördüm. Ama bütün bu zor şartların aslında iyi şarap yapmak için çok uygun olduğunu keşfedince o bağ setleri renove edildi. Renove edilen bağ setlerinin toprak analizleri yapıldı. Yabancı ve yerli üzüm çeşitleri oralara dikildi. Ve 7- 8 sene onların büyümesi beklendi. Ürünler 8 yaşına gelince de fabrika kurma aşamasına geldik. Bağlarım 3 yaşındayken; arkadaşlarım Bülent Akgerman ve Deniz Barçın buraya gelip giderken o Urla virüsünü kaptılar. Burada çiftliğin yanında arazi aldılar. Bağlarını kurdular. Bizim ki 10 yaşında, onların bağları da 7 yaşında oldu..Evvelki sene de fabrikamızı kurduk. Fabrika kurmakla her şey bitmiyor. Şarabı yapıp hemen satamıyorsunuz. İyi şarap yapmak istiyorsanız bekleme süreleri var.
Bu bölgede hangi üzüm türleri yetişebiliyor?
Cabernet, Merlo, Şiraz, Sangiovesa, Nero d'Avol gibi yabancı çeşitlerimizin yanı sıra buranın yozlaşmak üzere olan Bornova Misketi ki bu üzüme kulon seleksiyonu yapıyoruz. Türkiye'de hiçbir çeşidin kulon seleksiyonu yoktu, biz Boğazkere'ye ve Bornova Misketi'ne bu işlemi yapıyoruz. Mesela Boğazkere'nin ana vatanı Diyarbakır'dır. Diyarbakır ve Anadolu'dan getirdiğimiz bütün Boğazkere'leri önce hastalıklardan tamamen arındırıyoruz ki bu 4- 5 sene sürüyor. Onun içinden en kuvvetli aroma verenler seçiliyor ve 11 sene süren bir süreç başlıyor. Biz o süreçten çok mutluyuz çünkü geçen sene ''Master of Wine''tadımında bizim Boğazkere'miz yüze yakın yerli şarap arasından birincilik kazandı..
Ege Bölgesinde yaşayanlar sizin şaraplarınıza nasıl ulaşacak?
İnternet sitemiz var. Direkt satışımız var. İstanbul'da 10 tane Makro'da satış var. İzmir'de, Çeşme ve Alaçatı'da birçok restoranda varız.
Sevilen Şaraplarının sahipleri Güner ailesiyle, şarap işine giren başarılı işadamı Lucien Arkas'la ilişkileriniz nasıl?
Güner ailesi 4. nesile doğru gidiyor ve kendileri çok başarılı. Lucien Bey'in de İdol'ü alması çok yerinde bir karardı. Çok ortaklı işler pek başarılı olamıyor. Birinin taşın altında elinin olması lazım. Bu işte de benim elim taşın altında. 100 ortakla kolay yürümüyor hayat. Lucien Bey gibi ileriyi gören, kültürlü, şarabı bilen ve vizyonu olan birinin İdol'ü alması çok iyi oldu.
'İzmir'de herkes birbirinin ayağından çeker' diye bir yorum vardır. Oysa sizin aranızda güzel bir uyum olduğu gözleniyor..
Rekabet olmadan kalite olmaz. Rekabet güzel ortamda yapıldığı zaman keyifli oluyor.
Rüyasının büyük bir bölümünü gerçekleştirmiş bir iş adamının son sözlerini alalım..
Ben bir rüya görürüm sabah kalktığımda bir işadamı olarak işin fizibilitesini yaparım. Ama bu projeyle ilgili gördüğüm rüya öyle güzeldi ki.. Ancak,fizibilitesi faciaydı.. 'Bu işe girme girersen çıkamazsın, ancak 30 senede kendini toparlarsın' diyordu. Fakat rüyam o kadar güzeldi ki; başka işlerimle burayı finanse edeceğimi düşündüm. Vazgeçmedik.
Özenle hazırlandı 'Made in Urla' hayali ile yola çıktınız..
Evet, hayalim 'Made in Urla'yı gerçekleştirmek. Geçmişte olduğu gibi burada 8- 10 butik şarap üreticisi, Agro turizmi, butik oteller, gurme restoranlarla burayı şarap bölgesi yaparsak çok mutlu olacağım. Çünkü şarap binlerce yıl burada yapılmış ama sonra mübadele yok etmiş. Burada yok olan üzüm çeşitleri için dağlarda 5 senelik bir mücadele verdik.
Çok büyük bir yatırım gerçekleştirmişsiniz..
Doğa dostu bir tesis yapmak için yerin altına girdik. Yalnızca fabrika olmasın dedik ve yeni dünya ülkelerindeki gibi şarap tadım bölümleri, misafir odaları ve butik oteli, yöresel yemekleri ortaya çıkaracak yemek dersleri verilecek mutfakları büyük bir özenle hazırladık. Böylece maliyet çok arttı. 200 bin şişe şarap üretip de böyle büyük bir yatırım yaptığın zaman şarap duayeni Baron'un dediği gibi bu yatırım ancak 100 senede çıkar..
