"Oyuncağını çamurdan yapan bir kuşağın çocuklarıyız"


Sokaktan beslendiklerini belirten Grup Mecaz'ın solisti Zeynel Demir, hepimiz sokakta büyüyen bir kuşağız. Oyuncağını çamurdan yapan, bir bisiklete tüm mahalle binen, uzun eşşek, meşe, saklambaç oynayan kuşağın çocuklarıyız. Bunu müziğimiz ve görüntümüzle anlatmak istedik" dedi

HÜROL DAĞDELEN
Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı öğretim görevlilerinden ve mezunlarından oluşan Grup Mecaz'ın "Derun" isimli ikinci albüm çalışması geçen yıl piyasaya çıktı ama hala dillerde... TRT'ye program yapan, Anadolu'nun müzik kültürüne albümlerinde yer veren, halk müziğini araştıran, milyonlara ulaştıran grubun solisti ve bağlama ustası Zeynel Demir'le keyifli bir sohbet yaptık.
15 YIL ÖNCE BAŞLADI
- Müzik serüveniniz ne zaman başladı?

Aslında Mecaz üyelerinin serüveni çocuk yaşlarda ailede başlıyor. Hemen hemen herkesin evinde enstrüman çalan birileri var. Hatta enstrüman yapan bile. Ya da aile büyüklerinin bilinçli birer halk müziği dinleyicisi olması müzik ile tanışmanın en geçerli sebepleri. Mecaz boyutunda ele alırsak, yaklaşık 15 yıl önce Üniversitede (Devlet Türk Musikisi Konservatuarı) öğrencilik yıllarına dayanır. Türk Halk Oyunları ekiplerine müzik yapmak üzere kurulan grup, yıllar sonra Mecaz olarak karşımıza çıktı. Yurt içi ve yurt dışında sayısız ekiplere, müzik yaptık. Bunun sonucunda repertuarımız çok gelişti. Hatta ilk albüm çalışmamızın repertuar seçiminde bir hayli kararsız kaldık. İlk albümümüze adını veren "Yalelli" isimli türkü tarafımızdan derlenip TRT Halk Müziği repertuarına kazandırıldı.
- Grup Mecaz'ı nerede ve kimlerle kurdunuz?
Biraz önce de bahsettiğimiz gibi Mecaz soyut anlamda hep vardı, ama Mecaz ismiyle 2000 yılından itibaren çalışmalara başladık. Grubumuz, Zeynel Demir (bağlama, solist), Mahmut Karagenç (kaval), Özgür Çelik (kabak kemane), Hüseyin Özdoğan(Davul) ve Neşet Kutas (Bendir, Darbuka) tarafından kuruldu, son olarak da Mehmet Ali Edis(gitar) katıldı aramıza.
DEĞERLİ ÖĞRENCİLER
- Bugüne kadar kaç albüm yaptınız?

İki albüm yaptık, ilk albümümüz 2004 yılında "Yalelli", ikinci albümümüz ise 2009 yılında "Derun" ismiyle Seyhan Müzik etiketiyle müzik piyasasına çıktı. Ayrıca 2007'de yönetmenliğini benim (Zeynel DEMİR) yaptığım "Anadolu Halk Oyunları" isimli 4 CD' den oluşan bir çalışmamız oldu.
- Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği konservatuarında öğretim görevlisisiniz, grup arkadaşlarınız da öyle... Bugüne değin yetiştirdiğiniz ve sahneye çıkmış yorumcular var mı?
Daha çok kendi dönem arkadaşlarımı görüyorum. Bunların çoğu Türkiye'de alanlarında gerçekten çok ciddi çalışmalar yapan arkadaşlarım. Benden birkaç sınıf önce yada sonra mezun olan arkadaşlarımdan başta can dostumuz Hüseyin Turan, Elif Nun, Serkan Çağrı, Türkü, Yeninur Ada, Hale Yamaner Okdan, Tarkan Erkan çok tanıdık simalar. Saydığım sanatçı dostlarım dışında TRT ve Kültür Bakanlığı bünyesinde solist, korist ve saz sanatçısı olarak görev yapan ve konservatuarımızdan mezun olan çok sayıda öğrencilerim var. Son dönemde adından sıkıça bahsettiren Sebahattin Atik, Gökhan ve Ercan ikilisi gurur duyduğum öğrencilerimizdendirler.
15 YIL ÖNCE BAŞLADI
- Mecaz kurulduğundan bu yana, birçok önemli projeye imza attınız, bunlardan biraz söz eder misiniz?

Ülkemizde her yıl düzenlenen Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Üniversite Sporları Federasyonu'nun düzenlediği Üniversitelerarası Türk Halk Müziği yarışmalarında Türkiye birinciliği ödülleri kazandık. Yine Üniversitelerarası Türk Halk Oyunları Yarışmasında 2001-2002-2005-2006 ve 2007 yıllarında Türkiye birinciliği ödülünü alan Ege Üniversitesi Türk Halk Oyunları Topluluğu'na müzik yaparak eşlik ettik. 1997'de İngiltere-Middlesbrough ve 2000 yılında Polonya Zakopane'deki uluslararası folk müzik ve dans yarışmasında dünya birinciliği, 2002 yılında İngiltere Llangollen'de dünya ikinciliği, 2005 yılında yine İngiltere Llangollen'deki uluslararası folk müzik ve dans yarışmasında dünya üçüncülüğü ödülleri aldık.
- Albümlerinizde, sizin eserlerinizin yanı sıra, Anadolu'nun çeşitli yörelerinden derlenmiş türküler var. Bu seçimi nasıl yapıyorsunuz, bir tarzınız var mı?
Müzik bir ihtiyac gibi bizde. Susamak, acıkmak, oflamak, oh demek, ağlamak, gülmek gibi. Türkülerde bunların hepsi var. Halk en güzel biçimde dile getirmiş bu hisleri, bizde o an ki ihtiyacımıza, hissimize göre seçiyoruz türküleri. Listeyi açıp bakarak değil, çalıp söylerken dost meclisimizde duygumuza göre belirleniyor repertuarımız.
- Hala kamuoyuna malolmamış türküler var mı? Yeni albümlerinizde bunları dinleyebilecek miyiz?
Türk Halk Müziği çok ama çok zengin, hergün yeniden şaşırtıyor bu topraklar insanı. İki albümümüzde de tozlu plaklarda kalmış türkülerden seslendirmiştik, yeni albümde de mutlaka bu örneklere yer vereceğiz.
- Son albümünüz hakkında bilgi verir misiniz?
İlk albümümüz gibi "Derun" da Seyhan Müzik etiketiyle piyasaya çıktı. Albümün stüdyo aşaması İstanbul başta olmak üzere bir kısmı da İzmir'de gerçekleşti. Mecaz, yeni albümünde 11 eser seslendirdi, bu eserlerin 5 tanesi grubun kendi çalışması olup, diğer eserler grup tarafından derlenmiş yeni türküler, anonim ve arşivlerde gizli kalmış, çok önemli ustalara ait türkülerden oluşuyor.
- Çektirdiğiniz fotoğraflar hep sokaktan manzaralar... Örneğin birinde meşe oynarken görünüyorsunuz? Bu sizin arzu ettiğiniz bir bakış açısı mı?
Sokak olayı çok normal, çünkü hepimiz sokakta büyüyen bir kuşağız, magazin, internet vb etmenler yokken büyüdük. Oyuncağını çamurdan yapan, bir bisiklete tüm mahalle binen, uzun eşşek, meşe, saklambaç ve tabii ki mahalle büyükse çift, küçükse tek kale maç yapan kuşağın çocuklarıyız. Kısacası isimleri farklı ama özü aynı benzer annelerin benzer mahalle çocuklarıyız. Bunu müziğimizin yanısıra görüntümüzle de vermek istedik. Sanat öykünmektir, doğaya ve koşulların oluşturduğu çevreye. Bize göre mahallede çay içmeyen, otobüse, vapura, dolmuşa binmeyen sanatçı yani; halktan kopan sanatçı üretemez, ancak öykünene öykünür.
TEK BİR KLİP ÇEKEBİLDİK
- Yeni albüm için klip projeniz var mı?

Derun piyasaya çıktıktan sonra sadece bir klip çekebildik. Finans konusu gündeme geldiğinde sıkıntılar da başlıyor. Kendi imkanlarımızla "Hayde Gidek Mersine" isimli Urfa türküsüne çektiğimiz klibi sadece internet ortamında paylaşabildik.

İzmir ezgileri kültürlerin birleşimi
- İzmir'in bir türkü kimliği var mı? Bu konuda araştırma yaptınız mı?

Elbette var; bir bölgenin folklorik müziğini o bölgede yaşamış ve yaşamakta olan insanların inanç, etnik köken ve üretim biçimleri belirler. Biliyorsunuz ki İzmir, Symrna'dan İzmir'e olan yolculuğundan bugüne kadar bu özellikleri çok çeşitlilik olarak içinde barındırmıştır. Tarihi sürecinde hep bir kent olarak var olan İzmir; Greek Kültürü'nün Rembetikoları- Zeybekikoları, Yahudi Kültürünün Ladino Müzikleri, Osmanlı döneminde "Garp Musikisini" oluşturan Levanten Müziği'nin yanı sıra Anadolu Ege Kültürün simgesi zeybekler, ardından İzmir'e göç edenlerin valizlerinde getirdikleri folklorik müzikleri ile kendine özgü bir müzik kimliği oluşturmuştur. İzmir'de bir barda müzik yaptığınızda sizin çalıp söylediğiniz deyiş ve semahları dinleyenler az sonra horon, halay ve zeybek danslarını üstüste sergileyebilir. İşte bu denli çeşitli bir türkü kimliği var İzmir'in.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.