Aydın'ın 100 kilometre doğusunda mistik, estetik ve antik kent, adını aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'ten almış Türkiye'nin en zengin arkeolojik alanına sahip Aphrodisias Antik Kenti, günümüzde de gözde ören yerleri arasında bulunuyor
İHSAN KARATAŞ
Anadolu coğrafyasında kurulan medeniyetler içinde en cömertlerinin Ege Bölgesi'nde olmasının anlamını çözmek hiç de zor değil. Kimi suyuna, kimi bereketli topraklarına, kimi de güvenli tepelerine sırtını dayamış bu coğrafyada.. Aydın'ın merkezine 100 kilometre mesafedeki Afrodisias da işte bunlardan, hem de en mistik ve estetik kentlerden biridir.
Roma döneminde Afrodit tapınmasıyla ünlenmiş Afrodisias, günümüzde de çok iyi korunmuş anıt yapıları ile dünyanın sayılı antik kentlerinin başında geliyor. Karacasu ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Geyre köyü sınırları içerisindeki Aphrodisias antik kentine giderken Dandalaz çayı üzerindeki tarihi köprüyü de görmek mümkün.
Babadağ eteklerinde, denizden 600 metre yükseklikte olan ve İzmir'den karayoluyla 230 km, Aydın il merkezinden 100 km uzaklıktaki kent, Ege'yi Pamukkale'ye ve Antalya'ya bağlayan güzergahlara da yakındır. Türkiye'nin batısında yer alan antik şehir Afrodisias, Roma İmparatorluğu döneminde Asya eyaletinin özerk bir şehri olarak, özellikle koruyucu Tanrıçası Afrodit'e adanan tapınağı ve heykel sanatının geldiği en üst nokta ile tanınıyor.
HAYRANLIK UYANDIRIYOR
Afrodisias Antik Kenti'nde mutlaka gezilecek yerlerin başında Tetrapilon, Stadyum, Afrodit Tapınağı, Piskopos Sarayı, Odeon Hadrian Hamamları, Tiberius Portikosu, Tiyatro, Dörtsütunlu Yapı, Sebasteion Tapınağı olarak özetlenebilir ve hepsi de tamamı ile ayakta olup görülmeye değer. Kent girişindeki müze ise barındırdığı eserlerle gerçekten gezilmeye ve görülmeye değerdir.
Aphrodisias'ın, Erken ve Orta Roma dönemlerinde (M.S. birinci ve ikinci yüzyıl), sahip olduğu refah düzeyi, kentin mimari ve heykel sanatında benzersiz bir konuma gelmesini sağlamıştır. Bugün, bu antik Ege kentinde günümüze ulaşan çok sayıda mermer yapı ve heykel kalıntısı, Yunan ve Roma kimlikleri arasındaki kültürel etkileşime, İmparatorluğun yapılanmasına ve işleyişine, dini konulardaki fikir ayrılıklarına ve Antik Çağ'dan Orta Çağ'a geçiş sürecinde tarihin birçok sırrına tanıklık ediyor.
AFRODİT'İN YURDU
Adını aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'den alan Afrodisias, özellikle Roma çağında Afrodit tapınımı ile ünlenmiş, günümüzde de çok iyi korunmuş anıt yapıları ile Türkiye'nin en önemli arkeolojik yerlerinden biridir. Üzerine tiyatro yapılan höyük, M.Ö. 5000'lere kadar giden Prehistorik bir yerleşmedir. M.Ö. 6. yüzyılda Aphrodisias küçük bir köydür. İlk Afrodit Tapınağı da bu devirde yapılmış. Bu görünüm M.Ö. 2. yüzyılda ızgara planlı kentin kuruluşu ile değişmiş. Bu devirde kentte, yaklaşık bir kilometrelik bir alana yayılmış 15 bin kişi yaşamaktaydı. M.Ö. 1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus Afrodisias'ı, kişisel koruması altına aldı. Bugün ayakta kalan anıtlar ondan sonraki 200 yıl içinde yapıldı. Bu kent ayrıca antikçağın önde gelen mimarlık, sanat, heykeltıraşlık ve tapınma merkezlerindendir.
ÇALIŞMALAR HIZLANDI
Arkeolojik kazılara son yıllarda büyük önem verilmesi, bu kazılarda bulunan çok iyi korunmuş sanat eserlerinin bolluğu ve güzelliği, buluntuların yerinde yapılan bir müzede topluca değerlendirilip sergilenmesi dolayısıyla Afrodisias'ı Aydın ilinin sahip olduğu en önemli kültür mirası haline sokar.
Fotoğraflar dünyaya yeniden tanıttı
Fotoğraf sanatçısı Ara Güler'in burayı tesadüfen ziyaret etmesi ve burada bolca fotoğraf çekmesi ile yörenin antik zenginliği oraya çıkarken 1900'lerin başında Fransız ve İtalyan ekipler burada küçük çaplı kazılar yaptı. Ancak en önemli çalışmalar, antik kentin ortaya çıkarılışında çok büyük emeği geçen Prof. Kenan Erim yönetiminde yapılmıştır. Yaklaşık 520 hektarlık alanı kapsayan Afrodisias, Roma döneminde inşa edilmiş bir yer olarak yapılan bu çalışmalar sonucunda ayağa kalktı. Döneminin tüm görkemini, sanat anlayışını ve estetik kaygısını yansıtır. Afrodisias'ın yanı sıra doğal zenginlikleri de bünyesinde barındıran Karacasu ilçe merkezindeki tarihi yapılar, belediyenin çalışmaları ile gün yüzüne çıkmaya başladı. İlçe doğasını bu tarihi mirasla birleştirerek alternatif turizmin cenneti bir Karacasu oluşturmayı gaye edindiklerini belirten Karaca Belediye Başkanı Mustafa Büyükyapıcı, "Doğa ve tarih buluşmasına imkan sağlayacak çok sayıda değer olan yaylalarımız, tarihi evlerimiz, kanyonlarımız, su kaynaklarımız sayesinde ilçemizin tanınırlığını artırmaya çalışıyoruz. Aşura geleneğimizle dünyanın dörtbir yanında yaşayan hemşerilerimizi buluşturup el sanatlarını korumaya ve tanıtmaya gayret ediyoruz" dedi.
NASIL GİDİLİR?
Afrodisias'a giderken Dandalaz çayı üzerinde bulunan tarihi köprüyü de görmek mümkün. Babadağ eteklerinde, denizden 600 metre yükseklikteki antik kent, İzmir'den karayoluyla 230 km, Aydın il merkezinden 100 km uzaklıkta. Antik kent için Karacasu'ya otobüs veya kendi aracınızla ulaşabilirsiniz.
NE ALINIR?
Halı, kilim, toprak kaplar, deri giysiler ve mücevherat yöreden alınabilecek hediyelik eşyalardır.
NE YENİR?
Karacasu'nun meşhur pidesi, menemeni ile patlıcan-biber taratorlu turşusu, kuyu tandırı, etli kereviz, etli enginar, pelvize tatlısı, paşa böreği, yuvarlama, fırında mantar, muhakkak tadına bakılması gerekenlerden.
