Yaşadığı komik olayları türkülerle harmanlayarak, "Gülmece bunlar" adıyla sahneleyen Eser Tunçoğlu'nun, "Körle yatan şaşı kalkar" atasözünü hatırlatarak, izleyenlere eşini göstermesi ve "Eşim Yeşim burda. Bakın bakalım gözlerinde şaşılık var mı?" diye sorması salonu kahkahaya boğdu
ADEM ÜLKER (FETHİYE)
Fethiyeli görme engelli Türk Halk Müziği sanatçısı Eser Tunçoğlu, ilginç bir projeye imza atarak, yaşadığı komik olayları türkülerle harmanlayarak, "Gülmece bunlar" adıyla sahneledi. Sahnede körlerle ilgili atasözlerine de esprili karşlıklar bulan Tunçoğlu'nun Fethiye Kültür Merkezi'ndeki ilk gösterisini aralarında Belediye Başkanı Behçet Saatçi'nin de bulunduğu çok sayıda sanatsever izledi. İzleyiciler türkülerle coşup, görme engellilerin yaşadığı ilginç olayları esprili bir üslupla dinlediler. "Nankör olacağına kör ol" diyen Tunçoğlu'nun, "Körle yatan şaşı kalkar" atasözünü hatırlatarak, izleyenlere, eşini göstermesi ve "Buyrun, eşim Yeşim burda. Bakın bakalım gözlerinde şaşılık var mı?" diye sorması salonu kahkahaya boğdu. Çocukluğunda yakalandığı hastalığın ilerlemesiyle 23 yaşında gözleri görmez olan 35 yaşındaki Fethiyeli sanatçı Eser Tunçoğlu'nun kaderi de hayatı da unutulmaz halk ozanı Aşık Veysel'e benziyor. Veysel'in türkülerini dinleyerek ve hayatını okuyarak büyüyen Tunçoğlu, çoğunluğu kendi bestelerinden oluşan iki albüm yaptı. Önümüzdeki ay "Türküsel" adını verdiği üçüncü albümünü çıkarmaya hazırlanan sanatçı, ile gösterisi ve sanatı hakkında konuştuk.
- Bu tür bir gösteri nereden aklınıza geldi?
İnsanın hayatındaki en büyük engelin, beynindeki karanlık olduğunu düşünüyorum. Biz engelliyiz. Hayatı baka baka dinledik, duya duya seyrettik. Herkes gibi bizim de bir hayatımız var. Başımızdan da herkesin yaşadığı gibi ilginç olaylar geçiyor. Yaşadığımız komik olayları, esprili bir şekilde ele aldık, eğlenceli bir hale getirdik. İlk kez gösterilmesine rağmen, beklediğimizden çok daha fazla ilgi gördü. Espri ve türküyle insanlar daha çabuk kaynaşıyor. Önümüzdeki günlerde 4-5 ilde daha sahneleyeceğiz. Yani bu gösteri devam edecek."
- "Nankör olacağına kör" sözü nerden çıktı?
Bir gün Muğla'da yalnız yürürken biriyle omuz omuza çarpıştık. Adam bana, 'Önüne baksana kardeşim, kör müsün?' diye sordu. Kör olduğumu söyledim ama inanmadı. Daha sonra ben yürümeye başlayınca peşimden geldi ve inandı, 'Galiba baltayı taşa vurdum. Kusura bakma. Boşver, nankör olacağına kör ol' dedi. O günden aklımda kaldı.
- Dünyayı 23 yaşına kadar gördünüz, tekrar görme ihtimali var mı?
Bilmiyorum ama, kimse bana 'Sonradan görme' diyemez. Ben sonradan görmemeyim. Olur ya bir bilim adamı çıkar da tekrar görmeme sebep olursa, o zaman isteyen bana 'Sonradan görme' diyebilir.
- Yolunuzu çizerken Aşık Veysel'i örnek aldınız mı? Çünkü kaderiniz de yolunuz da birbirine benziyor.
Elbette. Aşık Veysel 7 yaşında kör olmuş, ben 23 yaşında. Onun hayatını öğrenerek, türkülerini dinleyerek yetiştim. Onu örnek aldım. O hem büyük bir sanatçı hem de son nefesine kadar memleketini ve insanlığı düşünmüş bir insandır. Sanata başlamamda onun hayatını bilmek etkili oldu.
- Görme engellilerle ilgili atasözleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sahnede de anlattığım gibi, bunlardan biri: "Körle yatan şaşı kalkar" Ama benim eşimin gözlerinde şaşılık yok. Buna benzer ilginç sözler var. Biz de bunları sahnede hicvediyoruz.
- Başınızdan geçen komik olaylardan bir kaç örnek?
Bir türkü barda program yapıyordum. Devamlı müşterilerimden Ahmet Abi, bir karı kocayı beni dinlemeye getirdi. Beni onlara methetmiş, şöyle iyi sanatçıdır, böyle dürüsttür, karakterlidir falan demiş. Ama görme engelli olduğumu söylememiş. Program sırasında uzun hava okurken, farkında değilim uzun süre aynı yere bakar şekilde kalmışım. Sahnenin hemen önündeki masaya oturmuşlar. Seslerini duyuyorum. Ahmet Abi'nin misafiri başladı sinirli sinirli sormaya: 'Hani dürüsttü, karakterliydi. Adam durmadan eşimin göğüslerine bakıyor' Ahmet Abi gülme krizine girdi, ben sahnede kendimi zor tuttum gülmemek için.
Bir de, bir gecede sahne almıştım. Son olarak Topal oyun havası istediler. Çalmaya başladım, bir süre sonra yakamda birinin ellerini hissettim. Türküyü çalmamı istemiyor gibi yakamdan tutuyordu. Elini ittikten sonra neden böyle yaptığını sordum ve kendisinin de isteği varsa çalacağımı söyledim. Adam bana, 'Bu türküyü çalmayacaksın. Sana uzaktan işaret ediyorum çalma diye, yine de çalıyorsun' dedi. Sebebini sorduğumda ise, topal olduğunu söyledi. Salondakiler de, ben de gülmekten kırıldık.
- İki albüm yaptınız, üçüncü de yolda. Bir de kitap hazırlığınız var. Konusu nedir kitabın?
Konusu yine başımızdan geçen komik olaylar. Adı da, "Nankör olacağına kör ol"
ESER TUNÇOĞLU KİMDİR?
Doğuştan başlayıp yaş ilerledikçe ilerleyen bir görme problemi vardı ve lise sonlarına doğru bu rahatsızlık oldukça ilerledi. Buna eklenen maddi imkansızlıklar sebebiyle çok istediği konservatuara gidemedi. Lise bittikten sonra Fethiye Güzel Sanatlar Kültür Derneği'nin düzenlediği ses yarışmasına katıldı ve birinci olarak dernekte ders veren TRT'den emekli Hamdi Özbay'ın dikkatini çekti. Aldığı derslerle kendini geliştirdi ve çalışmaya başladı. Daha sonra söz ve bestelerini yapmaya başladı, bunları sahneye taşıdı. Zamanla kendi bölgesinde adından sıkça söz ettirmeye başlayınca düğünler, konserler ve özel programların aranan sesi ve sazı oldu. Kafasında sürekli yer alan düşüncesi, kendi ürettiklerimi bir albümde toplayarak süslemekti. Tamamı kendi eserlerinden oluşan "Özgürlük benim adım" isimli ilk albümüyle 2004 yılında tüm Türkiye'ye sesini duyurdu ve aynı yıl TRT'nin Ankara'da düzenlediği ses yarışmasında Türkiye birincisi oldu. Sanatçı 2007 yılında yine çoğu kendi eserlerinden oluşan "Aşk olsun Türkü diyene" isimli ikinci albümünü çıkardı. "Hayatımın anlamı" dediği eşi Yeşim Hanım'la 2006 yılında tanışıp evlendi. Çiftin 3 yaşında bir erkek çocuğu var.
