Pınar Karşıyaka'yı çok takdir ettiğini belirten ünlü yıldız, "KSK taraftarı gibisi dünyada yok. Sahada uyuyanı uyandırırlar" dedi
GÜRKAN ERTAÇ
Mavişehir KSK Arena'da maç bitmiş. Türk Telekom, Pınar KSK'yi 2.11'lik devin son saniyelerdeki hançer gibi üçlüğüyle 81- 79 yenmiş. Salon boşalıyor, YENİ ASIR'ın ünlü konuğu NBA'de uzun yıllar borusunu öttüren, başarılarıyla tarihe geçen, Utah Jazz'li Mehmet Okur. Herkes ondan imza almak, fotoğraf çektirmek için yarışıyor, kırmıyor, hepsinin dileğini yerine getiriyor. Yani pekçok kasıntı ünlünün aksine son derece alçak gönüllü. Birlikte fotoğraf çektirdiği genç kızın kaşkolunu armağan olarak alıyor. Bize de İzmirli damat ile röportajı, İzmir Basketbolu ve Karşıyaka'dan başlatmak fırsatı doğuyor.
- İzmir'de basketbolu nasıl buluyorsun. Pınar Karşıyaka için ne diyorsun?
İzmir'den kız aldım, ben de yarı İzmirli sayılırım. Öncelikle söyleyeyim, Karşıyaka seyircisi gibisi belki dünyada yok. Oynamayacak insanı oynatırlar. Doğrusu bu takımda oynamak isterdim. KSK yıllardır basketbolun lokomotifliğini başarıyla yapıyor. Amerika'da olsam da izliyorum, internetten haberleri okuyorum. Tuborg vardı, Çakabey vardı benim zamanımda. Kapanmış onlar, yazık. Bornova da çekilmiş galiba. Aliağa Petkim'in ilgisine seviniyorum.
- Diyelim ki Amerika'dan bıktın, dönüyorsun, Türkiye'de hangi takım olur?
Eve dönersek tabii ki Karşıyaka'da oynamak isterim.
- Basketbola nasıl başladınız? Teşvik eden oldu mu?
Çocukluğumda çevremdeki herkes futbolla ilgileniyordu. İster istemez ben de başladım. 11 ile 14 yaş arası lisanslı futbol oynadım. Fakat 14 yaşından itibaren boyum çok uzamaya başladı (1.89) ve bunu değerlenmek istedim. Babamın OYAK RENAULT'dan tanıdığı bir arkadaşı aracılığıyla basketbola başladım.
- İzmirli sporseverler sizle "Eniştemiz" diye övünüyor. Dünya Mankenler Yarışması'nda Top Model seçilen eşiniz Yeliz Hanım'la nasıl tanıştınız?
Bir defileye davetliydik. Orada kurulan sevgi bağı bizi evliliğe mutluluğa götürdü. Şimdi biri kız, diğeri erkek, iki yavrumuz, mutluluğumuzu pekiştirdi.
- ABD'den baktığınızda Türk basketbolu nasıl görünüyor? Mesafe kat etti mi?
BEKO Basketbol ligi İspanya liginden sonra gelen en iyi lig. Son yıllardaki kalite, rekabet ve heyecan oldukça arttı ligimizde. Takımlar yatırımlarını artıyor ve ülkemizde basketbol adına güzel şeyler oluyor.
- NBA'de oynayan basketbolcuların Türk basketbolu hakkında bir fikri var mı?
Tabii ki var. Gerek dünya ve Avrupa şampiyonaları, gerekse ligimizin ve oyuncularımızın kalitesiyle adımızdan söz ettiriyoruz.
- Takım Koçunuz (ABD'DEKİ), Telekom'daki maçlarınızı takip ediyor mu? Görüşüyor musunuz?
Lokavt süresince NBA takımlarında yer alan sporcuların masöründen şoförüne, doktorundan, antrenörüne kadar tüm çalışanlarla konuşma yasağı var. Dolayısıyla beni izleyip izlemediklerini bilemiyorum.
- NBA'de antrenmanlar daha ağır mı? Türkiye'deki antrenmanlarla temel ayrıştığı noktalar nelerdir?
Orada Türkiye'deki gibi idman yapma fırsatınız yok. Oradaki maç trafiği fazla olduğundan kısa 5'e 5 set ve genelde şut idmanları oluyor. - İlk maçınızda (ABD) ne tür duygular yaşadığınız?
Müthiş bir heyecan hissettim ve büyük bir inanç ve dualarla sahaya çıktım. Oldukça güzel bir duyguydu ama hayli stresli olduğu muhakkak. Çünkü yapayalnızsınız ve başarmak zorundasınız.
- Gelelim Milli Takıma? Milli formayı uzun yıllar giymiyorsunuz. Milli Takım olarak durumumuz nasıl, çağrılırsanız oynar mısınız?
Milli formadan kaçmak olmaz. Çağırsınlar koşa koşa oynarım. Sonra ben Milli Takımımızın Olimpiyat şansını kaçırmasına rağmen başarısız olduğunu düşünmüyorum. Örneğin şampiyon İspanya'yı yenen tek takım biziz ve diğer maçları da küçük hatalarla kaybederek hedefe varamadık.
- NBA'de lokavt bitti, dönüyorsunuz. Türkiye'de belirli bir sürede oynamak sana ne kazandırdı?
Sakatlıktan kurtuldum ve Telekom'da oynamak benim formda kalmamı sağladı.
- Peki, NBA'ciler dönerse Türkiye'deki takımlar hasıl etkilenir?
Telekom belki fazla etkilenmez ama, Beşiktaş, bence dünyanın en iyi oyun kurucusu, Utah'tan takım arkadaşım Deron Williams'ın eksikliğini çok hisseder.
- NBA'de bu sezon hangi takımların şansı var?
Bilemiyorum. Utah'ta da 22 yıllık hoca Jerry Sloan gitti, yerine Tyrone Corbin gelmiş. Gidecek ve tanışacağız. Enes Kanter de bizim takımda. Ona da ağabeylik yapacağım, birlikte başaracağız. Utah'ın her zaman iddialı olduğunu söyleyebilirim. - İki ülkeyi de bilen biri olarak hayatınızı hangi ülkede yaşamak istersiniz? Neden?
Tabii ki Türkiye. Burada ailemle birlikte olmak, arkadaşlarımla birlikte olmak daha iyi.
- Basketbol dışında neyle uğraşmaktan zevk alırsınız?
Ailemle, eşim Yeliz, kızım Melisa ve oğlum Yiğit Mehmet'le vakit geçirmeyi ve golf oynamayı seviyorum.
- Basketbolcu olmasaydınız, ne olmak isterdiniz?
Futbolcu olurdum.
- Dizi, film veya mankenlik teklifi aldınız mı?
Hayır almadım.
- Alsanız düşünür müsünüz?
Konusuna ve içeriğine göre deneyebilirim. - Futbolda Türkiye'de size göre şampiyonluğu kim göğüsler?
Fenerbahçe.
MEHMET OKUR BİYOGRAFİSİ
1979'da Yalova'da doğdu. 2.11 boyunda, 119 kilo ağırlığında. Oyak Renault, Tofaş ve Efes Pilsen'de oynadıktan sonra 2001 yılında NBA'de Detroit Pistons tarafından draft edildi. 2004'e kadar bu takımda oynadıktan sonra UTAH Jazz'a transfer oldu, 7 yıldır da bu takımın formasını giyiyor. NBA All Star Batı Karmasında oynama onurunu yaşadı. 2004'te İzmirli ünlü fotomodel ve TV sunucusu Melis Çalışkan ile Karşıyaka'da hayatını birleştirdi. Melisa ve Yiğit Mehmet adında iki çocuğu var.
Deron'un cadılar bayramı partisi
Utah Jazz'ın All-Star oyun kurucusu Deron Williams draft edildiğiden beri her Cadılar Bayramı'nda takım arkadaşları için bir kostum partisi verir. Bu yılki Cadılar Bayramı, Okur ailesi için özeldi, çünkü bu oğulları Yiğit'in ilk Cadılar Bayramı olacaktı. Mehmet ve Yeliz Okur çocuklarını da alarak, komşularının kapılarını çalmaya başladı ve Melisa ile Yiğit için şeker topladı. Daha sonra Deron Williams'ın organize ettiği Cadılar Bayramı'na gitme vakti, gelmişti. Memo ve Yeliz, Bay ve Bayan Kovboy olarak gittikleri kostümlü partide bir de baktılarki, herkes iyice havaya girmiş ve ona göre kılık kıyafet seçmiş. İşte Cadılar Bayramı'ndan fotoğraf. Kimin kim olduğunu çözebildiniz mi?
Yeliz Okur'un lüksü spor
Amerika'daki hayatınızı biraz anlatır mısınız?
- YELİZ OKUR: Programımı Mehmet'in maç programına göre ayarlamaya özen gösteriyorum. Böylece onun evde olduğu zamanlarda çocuklarla birlikte ona vakit ayırabiliyoruz. Çocuklardan kendime pek vakit kaldığını söylemem güç, en büyük lüksüm spor yapmak. Pilates ve yürüyüş yapıyorum. Bir de şu aralar San Diego'da aldığımız yeni evimizin dekorasyonuyla uğraşıyorum. Oğlum Yiğit Mehmet henüz çok küçük ve Utah da kışın oldukça soğuk; bu nedenle oğlumla vaktimizin çoğunu evde geçiriyoruz. Kızım Melisa bu sene haftanın üç günü okula, bir günü de baleye gidiyor.
- M.O.: Yeliz'le haftada bir gün baş başa yemeğe gitmeye özen gösteriyoruz. Çünkü evde bu zamanı yaratmak zor oluyor. Birbirinizin en beğendiğiniz ve beğenmediğiniz huyları?
Y.O.: Mehmet'in en beğendiğim özelliği evine, ailesine olan bağlılığı. En beğenmediğim özelliğiyse televizyona biraz fazla düşkün olması. Erkeklerin çoğu böyle galiba.
M.O.: Yeliz, bazen bana çok fazla anne gibi davranıyor. En beğendiğim özellikleriyse çok iyi bir anne, iyi bir arkadaş, titiz, koruyucu ve sahiplenici, mükemmel bir eş olması.
En büyük hayaliniz ne?
Y.O.: Mehmet'in aktif basketbol kariyeri sona erince, San Diego'ya taşınıp çocuklarımızın eğitimlerine orada devam etmelerini sağlamak istiyoruz. San Diego'da sağlıklı, mutlu aile yaşantımızı sürdürmek en büyük hayalim. Bir diğer hayalim de, bir Türk dış giyim veya ayakkabı mağazasının San Diego'da şubesini açmak.
- M.O.: Ben de Türkiye'de ya da San Diego'da bir restoran açmayı düşünüyorum.
- Çocuklar olduktan sonra ilişkiniz daha mı pekişti?
M.O.: Kesinlikle. Çocuklar olduktan sonra birbirimize daha farklı bir duyguyla bağlandık.
- Y.O.: Mehmet'e katılıyorum. Tamamen farklı ama aynı zamanda da birbirini tamamlayan duygular. Çocuklardan önce, daha deli dolu bir aşkımız ve hayatımız vardı. Her an istediğimiz her şeyi yapabilme özgürlüğümüz vardı. Çocuklardan sonra aşk yine var, sadece yerini daha dingin, saygı ve sevgi dolu bir hayata bıraktı.
Melisa'nın Bear sevgisi
Utah Jazz'ın Memphis Grizzlies'i konuk ettiği maç öncesi Mehmet ve Yeliz Okur'un kızı Melisa Jazz maskotu Bear ile bir araya geldi. Jazz maçlarında şüphesiz babasını attığı sayılar ve aldığı ribaundlar kadar Bear ile vakit geçirmeyi de seven Melisa, Grizzlies maçı öncesi de bu isteğini gerçekleştirdi. Bear'in formasındaki numara 00 olabilir, ama tüm maskotlar arasında Melisa'nın kalbinde Bear bir numara. Melisa, Bear ile daha sonra bol sayıda fotoğraf çektirdi. Bu arada ısınmak için sahaya çıkan Memo da bu pozlardan bir kaç tanesinde yer aldı.
Hayır işlerini seviyor
Mehmet Okur, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün himayelerindeki "81 ilden 81 yıldız" projesinin tanıtımına da katıldı. Özel olarak Çankaya Köşkü'ne gelen Mehmet Okur'a ilgi gösteren, sohbet edip birlikte fotoğraf çektiren Hayrünnisa Gül, "Gerçekten devmişsin" dedi.
