2010'da bir single albüm yaptığını fakat beğenmediği için hepsini çöpe attığını söyleyen Haluk, "Elde avuçta ne var ne yoksa ilk albüme harcamıştık. Benim içime sinmediği için her şeyi silip yeniden stüdyoya girdik. Aynı çalışmaların yer aldığı "Aşk-ı Meyhane" isimli ikinci albüm tam istediğim gibi oldu" dedi
ERCAN AKGÜN
Hem sahnesiyle hem de yorumuyla İzmir'in en başarılı şarkıcılarından olan Haluk Elvan, haziran ayında 5 şarkılık maxi single çıkarıyor. Bu albümden önce 2010'da bir single albüm yaptığını fakat beğenmediği için hepsini çöpe attığını söyleyen Haluk, "Elde avuçta ne var ne yoksa ilk albüme harcamıştık. Epey de masraf yaptık. Fakat benim içime sinmediği için her şeyi silip yeniden stüdyoya girdik. Aynı çalışmaların yer aldığı "Aşk-ı Meyhane" isimli ikinci albüm tam istediğim gibi oldu" diyor. Berna ve Tayfun Noyaner kardeşlerin işletmeciliğini yaptığı İnciraltı Turkuaz City'de ocak ayından bu yana sevenleriyle bir araya gelen Haluk, sahnede olduğu kadar mutfakta da hünerli olduğunun altını çiziyor ve ekliyor; "Bu yüzden ileride kendime ait müzikli küçük bir restoran açmayı düşünüyorum. Hem pişireceğim hem söyleyeceğim." - Müzik hayatına kaç yaşında başladın?
Aslında ilkokul yıllarımda şarkı söylemeye başlamıştım. Necatibey İlköğretim Okulu'nda okuyordum o zamanlar. Müzik tutkum sonrasında Vali Vecdi Gönül Lisesi'nde de devam etti. Öğretmenlerim yorumladığım Türk Sanat Müziği eserlerini dinlerken benim ileride müzik dünyasında yer alacağımı söylüyorlardı. 1993'te lisede okurken İzmir'de bir müzikholde ilk sahne deneyimimi yaşadım. 14 yaşında sahneye çıkmanın verdiği utangaçlık da vardı üzerimde ama kendimden emin bir şekilde şarkıların hakkını da vermiştim.
- Bu alanda ilk profesyonel deneyimin ne zaman oldu?
1994 senesinde Ahmet Özçağlayan hocamın yönetiminde İzmir Büyükşehir Belediyesi TSM Korosu'na seçilmiştim. Bu koroda 10 yıldan fazla görev aldım. O dönemde Yusuf Nalkesen, Avni Anıl, Yılmaz Yüksel, Nursal Ünsal gibi hocalardan eğitimler aldım.
- Üniversite eğitimin de müzik üzerine oldu sanırım.
Aynen. 1995 senesinde Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı Türk Sanat Müziği (TSM) Bölümü'nü birincilikle kazandım. Üniversite yıllarım hep notalarla nağmelerle geçti. 2000 yılında da mezun oldum. Askerlik dönemim de müziğin içinde geçti. İstanbul'da 1. Ordu Bölge Bando Komutanlığı'nda da solistlik yapmıştım. Hatta o yıllarda sahne aldığım bir gün sesimi duyan Filiz Akın, sesimi çok beğendiği için Sabah Gazetesi'nde benim ile ilgili çok güzel bir yazı yayınlamıştı.
UT VE TAMBUR ÇALIYORUM - Sadece solist olmak mıydı hayalin?
Aslında sadece yorumcu olmak istemiyordum. Bu yüzden 1990'da ud dersleri almaya başlamıştım. Bununla da yetinmedim bir de tambur çalmayı da öğrendim.
- Bildiğimiz kadarıyla 2010'da bir albüm çalışman oldu. O zamandan beri neden yayınlanmadı?
O dönemde İstanbul ve İzmir karması bir albüm hazırlamıştık. Aşırı masraf yaptık. Elde avuçta ne var ne yoksa ilk albüme harcamıştık. Sürekli iki şehir arasında gidip gelmesi de cabası. Her şey tamamlandığında baktım ki bu benim istediğim albüm değil. Soundu ve düzenlemeyi beğenmedim. Hiç içime sinmemişti. Yaptığımız her şeyi olduğu gibi çöpe attık. Sonrasında yeniden stüdyoya girdik ve aynı parçaların yer aldığı tam gönlüme göre 5 şarkılık maxi single hazırladık.
SAHNEDE POP MÜZİK - Şarkılarını ne zaman dinleyeceğiz?
"Aşk-ı Meyhane" isimli albüm haziran ayında müzik marketlerde olacak. Tam bir yaz albümü oldu.
- Albümde kimlerle çalıştın?
Aranjörlüğünü Cenk Telkıvıran'ın yaptığı albümün mix ve mastering çalışmalarını Özgür Yurtoğlu gerçekleştirdi. Özgür Yurtoğlu normalde Tarkan, Ajda Pekkan ve Sezen Aksu gibi ustalarla çalışan bir isimdir. Ayrıca Hüsnü Şenlendirici, Gündem Yaylı Grubu, Nurhat Şensesli, Akataylar Ritm, Eyüp Hamiş ve Ali Yılmaz gibi başarılı müzisyenlerle çalıştım.
- Gelelim Turkuaz'a. Burada çalışmaya ne zaman karar verdin?
Aslında yıllardır hem ben hem de Turkuaz'ın sahibi Berna Noyaner birlikte aynı çatı altında çalışmayı istiyorduk. Fakat uygun zamanın gelmesini beklediğimiz için aceleye getirmedik. 13 Ocak'tan beri Turkuaz ailesi içindeyim ve de keyif alarak şarkı söylüyorum.
- Turkuaz'ın üst katındaki Cümbüşlü Restoran'ın açılması fikri nereden çıktı?
Berna Noyaner birlikte karar verdik. Perdesinden koltuğuna, sahne düzeninde ses ve ışık sistemine kadar her şeyi yeniden hazırladık.
- Hangi günler sahneye çıkıyorsun?
Her çarşamba gündüz saatlerinde kadınlar matinesi yapıyoruz. Cuma ve cumartesi geceleri üst kattaki Cümbüşlü'de, pazar akşamları da alt kattaki self servis bölümünde sahne alıyorum.
- Ne tür şarkılara yer veriyorsun?
Eskiden daha alaturka okurdum. Şimdi pop ağırlıklı söylüyorum. Eğlendiren ve hislendiren her tür müzik var benim repertuarımda. Çünkü kendim de hisliyimdir. Bazen sahnede ağladığım bile olmuştur. Ama basın mensuplarının önünde asla ağlamam. Onlara malzeme olmayalım sonra.
- Kendini sahnede nasıl görüyorsun?
Genelde çok hareketliyimdir. Hatta beni iyi tanımayanlar sadece showmen olduğumu zannederler. Sesimi duyunca inanamıyorlar.
YAZA ÖZEL PROGRAMLAR - Albüm dışında yaz sezonu için çalışmaların olacak mı?
Olmaz mı. Yaza özel şovlarım olacak. Dansçılarla birlikte kabere tarzında bir eğlence yapmayı düşünüyorum.
- Müziğin dışında marifetli olduğun başka neler var?
Mutfakta çok iyiyimdir. Övünmek gibi olmasın en az sahnedeki kadar başarılıyımdır. Bu yüzden ileride kendime ait müzikli küçük bir restoran açmayı düşünüyorum. Hem yemek pişireceğim hem de şarkı söyleyeceğim. Kendin pişir kendin söyle gibi bir şey olacak.
- Eskiden soyadını kullanmazdın. Fikrini değiştiren ne oldu?
Doğru söylüyorsun kullanmazdım. O zamanlar tek isim modası vardı. Facebook ve Twitter yüzünden kullanmaya başladım. Sosyal paylaşım sitelerinde soyismimi kullandığım için sahneye de taşımaya karar verdim. Böylece beni daha iyi tanıyorlar.
"İnternet yüzünden albüm istemiyordum"
- Müziğin başka alanlarında da görev aldın mı peki?
Üniversitede okurken formasyon alarak önce müzik eğitmenliği sonra da ses eğitimi bölümlerinin başkanlığını yaptım. - Yıllardır sektörün içinde olmana rağmen albüm çıkarma kararını neden geciktirdin?
Askerlik bittikten sonra İzmir ve İstanbul'un önemli gece kulüplerinde, yıldızlı otellerinde yıllarca sahneye çıktım. Ama aklımda albüm yapmak gibi bir düşünce yoktu. Çünkü önce korsan piyasası sonra da teknolojinin inanılmaz ölçüde gelişerek albümlerin internet ortamına düşmesi beni yıldırdı açıkçası. Bir sürü masrafa gir albüm yap sonra da albümün satılmadan internette virüs gibi her yere dağılsın. Yaptığın masrafları bile karşılayamazsın. Son iki yıldır orkestramın şefi ve aranjörüm Cenk Telkıvıran ile birlikte çalışıyoruz. Beni albüm yapmaya ikna eden Cenk oldu. Bu işin eğitimini almayanlar da yapıyor, müziği bilen de yapıyor. Albüm sayesinde etiketini, kalitesini yükseltiyor. Sen neden yapmayasın deyince ben de tamam dedim.
