'Şampiyon Müjde' işinde de iddialı

Vücut geliştirme şampiyonu Müjde Kurtaral çalışma hayatında da başarıyı yakaladı. Yöneticiliğini yaptığı şirketlerde 200'e yakın kişiye istihdam sağlıyor


RÖPORTAJ: MURAT ŞAHİN
İzmirli vücut geliştirme şampiyonu Müjde Kurtaral, sporcu sabrı ve disiplini ile iş hayatında başarıyı yakaladı. Babası Eryetiş Kurtaral gibi Türkiye'yi birçok vücut geliştirme şampiyonasında başarı ile temsil eden Müjde Kurtaral, şimdi iş hayatında da basamakları hızla tırmanıyor. 1993- 1998 döneminde gençler kategorisinde katıldığı şampiyonalarda Türkiye birincilikleri, Balkan şampiyonluğu gibi 20'ye yakın madalya kazanan Kurtaral, bugün yöneticiliğini yaptığı güvenlik, temizlik ve insan kaynakları şirketlerinde 200'e yakın kişiye istihdam sağlıyor.
Müjde hanım bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
İzmir'de 1978 yılında dünyaya gelmişim. Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Yüksek Okulu bölümünden mezun oldum. 1993 yılına kadar lisanslı olarak 4 yıl hentbol, 2 yıl basketbol oynadım. 1993 yılında 14 yaşında iken vücut geliştirme sporu yapmaya başladım. 1998 yılına kadar 5 yıl boyunca milli sporcu olarak yarıştım. Amatör olarak spora devam ediyorum. Halen Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitnes Federasyonu Teknik Grup üyesiyim. Milli takım antrenörlüğü yapıyorum. Eryetiş Şirketler Grubu bünyesinde güvenlik, temizlik ve insan kaynakları alanında faaliyet gösteren 2 şirketin yöneticisi olarak da 200 kişiye istihdam sağlıyorum.

İNCECİK BELLİLER
Vücut geliştirme sporuna ilginizde bu alanda birçok madalyası olan babanız Eryetiş Kurtaral'ın etkisi oldu mu?

Babam 1992 yılında Vücut Geliştirme Milli Takımı antrenörlüğünü yapıyordu. Ben de babamla birlikte bir şampiyonaya katıldım. Orada genç bayanlar kategorisinde yarışanları gördüm. Sporcular o kadar güzeldi ki. Vücutlarında hiç yağ, selülit ve çatlak yoktu. İncecik belleri vardı. O gün vücut geliştirme sporu ile ilgilenmeye karar verdim. Babamın hiç zorlaması olmadı.
Ne kadar süre sonra ilk yarışmaya katıldınız, sonuç ne oldu?
1992 yılında babamın yazdığı program ile hemen çalışmaya başladık. İlk olarak 1 yıl sonraki Türkiye şampiyonluğu yarışmalarına katıldık. O yarışmada babam masterlar da ben de gençler kategorisinde Türkiye birincisi olduk. Dünya tarihinde baba kız olarak ilk defa aynı yarışmada ödül almayı başardık.
Siz zaten küçüklüğünüzden beri sporun içindesiniz, girdiğiniz ilk yarışmada elde ettiğiniz başarıda bunun da etkisi var mı?
Ben dünyaya gözümü açtığım günden buyana sporun içindeyim. Spor salonlarında büyüdüm. Çocukluğumda arkadaşlarım parka giderlerdi ben spor salonunda oynardım. Mekik sehpası ben kaydırak oynuyordum. Babam çok sık yarışmalara gidiyordu. Bende o atmosferden etkilenmişim.
Vücut geliştirme sporu nasıl bir spor, siz yarışmalara nasıl hazırlanıyordunuz?
Vücut geliştirme sporu oldukça zor bir spordur. Bütün hayatınızı bir disiplin altına almanız gerekiyor. Şampiyonalara hazırlandığım 1993-98 döneminde günde çift antreman yapıyordum. Bu antremanlar 1-1.5 saat süren çok güçlü antremanlar. Üniversitede okuduğum dönemde sabah okula gidiyordum. Öğleden sonra spor salonuna gelerek antreman yapıyordum. Daha sonra babamın ofisimde derslerimi yapıyor, akşam da spor salonunda antrenörlük yapıyordum. Bu yıllar boyunca hiç yağ, un, şeker,tuz yemiyordum. 5 yıl boyunca haşlanmış lapa pirinç, haşlanmış yağsız ızgara tavuk göğsü ve haşlanmış patatesle yaşadım. Sabahları da 8 yumurtanız akını yiyiyordum. Bunlardan hiç bıkmadım. Katıldığım yarışmalarda Türk bayrağını göndere çektirmek için disiplinimi hiç bozmadan, sabırlı bir şekilde birçok şeyden fedekarlık ederek yaşadım.

AYAKTA ALKIŞLANDI
Hiç unutamadığınız bir anınız var mı? Anlatır mısınız?

1998 yılında İspanya'da babamla birlikte dünya şampiyonasına katıldım. Ben şampiyonada nasıl coşku sağlayabilir diye düşündüm. İspanya olduğu için bu ülkenin dans figürlerini 2 ay çalıştım. Bakışlardan el hareketlerine kadar güzel bir kareografi hazırladım. Gösterimi yaptıktan sonra İspanyollar beni ayakta alkışladı. İspanya Federasyon Başkan Yardımcısı teşekkür etti. Ülkesini yücelttiğim için şükranlarını iletti.
Sporcu kimliğiniz size hayatta neler kazandırdı?
Öncelikle sabırlı olmayı öğrendim. Soğukkanlı olmayı, disiplinden taviz vermeme ve irademe sahip olma yetisi kazandım. Sürekli diyet yaptığımız için sabırlı olmanız gerekiyor. Tabii bu dönemlerde de bazen sinirli olabiliyorsunuz. Bu noktada da anneme çok teşekkür ediyorum. Annem bu işin perde arkasındaki aktördür. Babamla bize diyet yemekleri yapan, bizim her şeyimize katlanan gerçek şampiyonumuz.
İş hayatınıza nasıl başladınız?
1998 yılına geldiğimde üniversiteyi de bitiriyordum. Artık bu işin arka planında, eğitim tarafında olmam gerektiğini düşündüm. Aktif olarak vücut geliştirme sporunu tamamladım. Gençler kategorisinde hala dünyada ilk 3'e giren tek kadın sporcuyum. Bugüne kadar 20'ye yakın madalya kazandım. Artık doyuma ulaştım. İlk olarak Federasyonun eğitim komitesinde görev aldım. Fuardan sonra Alsancak'ta ikinci spor salonumuzu açtık. 2004 yılında Fuar Celal Atik Spor Salonu'ndaki spor salonumuz boşaltıldığı için babam bu işten soğudu ve kısa sürede spor salonlarını kapattı. O dönemde emekli emniyet amiri bir dostumuzla güvenlik sektörüne girdik.
İleriye dönük hedefleriniz neler?
Firmaların taleplerini müşteri memnuniyetini esas alarak karşılıyoruz. Yeni projelerin peşindeyim. Çok hızlı büyüme derdimiz yok. Kaliteli ve temiz iş yapalım istiyoruz. Kısa süre içinde çalışan sayımızı 250'ye çıkarmayı planlıyoruz. İş hayatı dışında da babamla birlikte Türkiye Vücut Geliştirme Sporu Vakfı yöneticiliğini sürdürüyorum. Aynı zamanda Ege İş Kadınları Derneği bünyesinde de çalışmalar yapıyorum. Federasyonun milli takım kadrosunu oluşturan Teknik Komitesi'nde göre yapıyorum. Yine 23-35 mart tarihinde de Avrupa Şampiyonası ile oluşturulacak milli takım kadrosunu da İzmir'de belirleyeceğiz.
Vücut geliştirme sporunun kadınlar için uygun olmadığı söylenir.
Vücut geliştirme sporu yapan kadınların çok erkeksi ve çirkin bir vücuda sahip olacağı inancı var. Ama hiç ilgisi yok. Bazen yeni tanıştığım kadınlar vücut geliştirme sporu ile ilgilendiğimi söyleyince irkiliyorlar. 'Nasıl yani' diyorlar. Dünya ikincisi üçüncüsü olduğumu görünce şaşırıyorlar. Herkes sanıyor ki kadınlar bu sporu yapınca erkek gibi olurlar. Böyle bir şey yok. Bunun en iyi örneği benim.
Evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Yoğun spor ve iş hayatım nedeniyle bugüne kadar evlenemedim. Bu işler nasip, kısmet diyorum. Elbet onunda bir sırası vardır diye düşünüyorum.

Bazı erkekler benden korkar

Peki erkeklerle diyaloğunuz nasıl? Sizden çekiniyorlar mı?

Eryetiş Kurtaral'ın kızı olmam dolayısıyla bazıları korkuyorlar. Babamı çok iri yarı bir adam olarak tahmin ettikleri için pek yanaşmıyorlar. Aslında babam şeker gibi bir adamdır. Tabii yaptığımız spor da biraz değişik. O nedenle zaman zaman sıkıntı yaşıyorum.

Sağlık için spor yapın!

Son olarak bu sporu yapmak isteyen kadınlara neler önerirsiniz?

Kadınlar bu sporu yapmaktan çekinmesinler. Sporu sağlıkları için yapsınlar. Kilo vermek yada almak için yapmasınlar. Geleceklerine yatırım yapmak için spor yapsınlar. Babam 61 yaşında ama hiç yaşını göstermiyor. Spor her şeyden önce sağlık için yapılmalı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.