İTALYA'DA KUZEYDEN GÜNEYE SANAT TURU / DR. TAYFUR YAĞCI
Daracık, taş döşeli sokaklarında yürürken aniden karşınıza çıkan geniş meydanları, hiç bozulmadan olduğu gibi korunmuş, kırmızı kiremit çatılı binaları, şık kafe, bar, restoranları, katedral, kilise, müzeleri, sokak pazarları size modanın en yeni ve iyisini sunan rengarenk mağaza ve dükkanları ve bence dünyanın en iyi giyinen, aksesuvarları en güzel kullanan (şal, gözlük, saat, kemer, çanta, fular, şapka vs) zarif, güzel mis gibi parfüm kokan çekici İtalyan kadınları ve de bakımlı yakışıklı erkekleri (kadınlar için söylüyorum) ve de benim de bir doktor olarak ama ressam kimliğimle ilk defa davetli olarak katıldığım sanat şöleni gibi bir Bienali ile Floransa artık anılarımda hep farklı bir yerde olacaktır.
Ortaçağ boyunca Avrupa ülkelerinde bilim, sanat ve mimari kilisenin egemenliği altında kalmıştır. Resim, heykel, müzik, edebiyat ve mimari Tanrı'yı yüceltmek amacı ile yapılıyordu. Yeniden doğmak anlamına gelen Rönesans ile birlikte, hayatın sonuna kadar yaşanması gerektiği dünyadaki bilgi, güzellik ve zevklerden faydalanmanın çok önemli olduğu düşüncesiyle sanat ve bilim bu yönde ilerlemiştir.
MICHELANGELO TEPESİ
Dünyanın sanat başkenti Floransa'da Rönesans'ın ünlü dehaları Dante, Boccacio, Giotto, Donatello, Botticelli, Michelangelo, Leonardo da Vinci, Celluni ve Machiavelli'ninin eserleri her yerde karşınıza çıkar ve sizi hayretlere düşürür. Gezip görülecek 70'e yakın müze, 24 tarihi kilise, pek çok mağaza, restoran, meydan ve tarihi eser dolu sayısız sokak vardır. Kenti gezmeye Michelangelo tepesinden başlamanızı öneririm. Burada Michelangelo'nun ünlü Davud heykelinin bronz bir kopyasını görebilirsiniz. Kentin kuşbakışı görüntüsü, kırmızı kiremitli binaları, Arno nehri ve ünlü Vecchio köprüsü, katedral, kilise ve müzeler ile şehri çevreleyen yemyeşil tepelerin uyumu size rüya şehirde olduğunuz izlenimini veriyor.
Arno nehri boyunca kısa yürüyüşten sonra Vecchio köprüsündeki altın ve kuyumcu dükkanlarının çekici görüntüsü, eğer yanınızda eşiniz, sevgiliniz var ise size pahalıya patlayabilir. Hayır "ben romantik takılırım" diyor ve de sevginizin sonsuza kadar sürmesini istiyorsanız köprü üzerindeki heykelin koruma demirlerine bir asma kilitte siz takabilirsiniz.
Piazza della Signoria, Floransa'nın politik ve sosyal meydanıdır. Burada palazzo Vecchio'nun girişinde Michelangelo'nun ünlü "Davud" heykelinin mermer kopyasını hayretle seyredebilirsiniz. Bu heykelin aslı Accademia Müzesi'ndedir. Geniş bir meydan olan Signoria'nın etrafı muhteşem görüntüde heykeller ile çevrilmiş.
| BAŞLARKEN Son yıllarda İtalya ve sanatın başkenti Floransa'ya beni çeken bir güç var. 5- 13 Aralık 2009 tarihinde 7 ressam arkadaşımla birlikte Uluslararası Floransa Bienali'ne davet edilmiş ve çok güzel günler geçirmiştim bu Ortaçağ şehrinde. Aradan 2 yıl geçti ve ben İzmir'den Su Grubu üyesi sekiz arkadaşımla birlikte 3- 5 Aralık 2011'de yine Floransa'da idim. Ama bu kez Bienal'e katılımcı olarak değil de ziyaretçi olarak Floransa'da idik. 2009'daki Bienal seçmelerinden sonra her iki yılda bir yapılan Bienal'e artık seçmelere girmeden katılım hakkı edinmeme rağmen aynı haftaya denk gelen "Türk- İtalyan Ressamları Proje Grubunun" etkinliği olan İtalya'nın LECCE şehrindeki sanat etkinliğine davet edilmiştim İzmir'den 8 arkadaşımla. Zamanımızı ve enerjimizi 6-12 Aralık Lecce'deki sergimize ayırdığımız için sanattaki son gelişmeleri görmek ve de Floransa'yı bir kez daha gezmek için uğradık bu şehre. "Barok Floransa" da denilen Güney İtalya'da çizmenin ucundaki Lecce şehri ve buradaki Türk-İtalyan ressamları sanat etkinliğini yarınki yazımda anlatacağım sizlere. |
Signoria meydanı ile Arno nehri arasında kalan Uffizi Müzesi dünyanın en büyük müzelerinden birisidir. 16'ncı yüzyılda yapılan bu bina, başlangıçta çeşitli devlet dairelerinin merkezi olarak kullanılmış daha sonra müze haline getirilmiş. Floransa'nın tarihi merkezleri yürüyüş mesafesinde dar sokaklarla birbirine bağlanmış ve bu güzel şehri hiç araç kullanmadan, elinizde harita ile yürüyerek gezip görmek mümkün. Tabii ki dar sokaklarda veya geniş meydanlardaki kafelerde bir kahve molası verip etrafı seyredip, dinlenmeyi de ihmal etmeyin. Yani İtalyanların Tatlı Hayatını (LA DOLCE VİTA) görüp yaşayın derim.
Santa Maria dei Fiori (çiçeklerin Azize Meryem'i) olarak bilinen ünlü Duomo Katedrali, Floransa'nın dini merkezidir ve Katedral ile önünüzdeki vaftizhanenin muhteşem görüntüsü ve büyüklüğü sizi hemen etkisine alacaktır. Katedralin gerçekten de büyüleyici olan kubbesi, ilk çağdan bu yana yapılan ilk dev kubbedir ve kilometrelerce uzaktan görülebilir. Duomo Katedralinin ayrı duran Çan Kulesi'nden (Campanile) eğer şehri kuş bakışı görmek istiyorsanız 414 basamağı tırmanmak zorundasınız. Kapanışa az bir zaman kaldığı için maalesef ben kuleye tırmanıp o güzelliği seyredemedim. Duomo'nun karşısındaki Floransa'nın en eski binası olan ve bir Roma Tapınağı olduğuna inanılan sekizgen şeklindeki Vaftizhane'nin "Cennet Kapıları" olarak bilinen altın kaplama bronz kapıları ünlüdür. Ama asılları şehirdeki diğer birçok eser gibi Museo dell Opera del Duomo'da sergilenmektedir. Şehrin meydanlarında, katedral ve kiliselerindeki heykellerin hemen hemen hepsi kopyalarıdır ve asılları değişik müzelerde sergilenmektedir. Bir başka görülmesi gereken yer Palazzo Pitti. Bu kocaman saray, yıllarca Medici ailesinin ve Floransa'yı yöneten ailelerin resmi konutu olarak kullanıldıktan sonra müzeye dönüştürülmüş. Bu sarayın içinde 7 adet müze ve galeri var. Arkasındaki tepelerdeki görkemli "İtalyan Bahçeleri" ile birlikte bir gününüzü ayırabileceğiniz büyüklük ve güzellikte
Alışveriş ve İtalyan yemekleri
Floransa'da alışveriş için çok sayıda güzel, lüks ve marka mağaza var. Buralardan çok şık ve kaliteli her şeyi bulup alabilirsiniz. Eğer daha ucuz ve hesaplı bir şeyler almak isterseniz San Lorenzo kilisesinin yan sokaklarında hergün kurulan Lorenzo pazarından hediyelik bir şeyler bulmak mümkün.
İtalyan yemeklerinin ve şaraplarının tadı damağımda kaldı. Tatilim boyunca pizzadan, makarna çeşitlerine, et ve tatlılara kadar her çeşit yemeği yiyip lezzetini tatmaya çalıştım. Eğer uzun yürüyüşler yapmasaydım kesin 3-4 kilo alıp dönebilirdim ama yürüyüşlerim beni kurtardı. Zaten bir şehri görüp tanımanın en güzel yolu, elde harita o şehrin sokaklarında kaybolmaktır. Ancak bu şekilde gezdiğimiz, gördüğümüz yerler hafızamıza ve anılarımıza kazınır. Sizlere Floransa'da bir pastane ve restoran önerim, Piazza Republica meydanındaki tarihi GILLI pastanesinin tiramisu tatlısı ve Duomo Katedrali'nin önündeki vaftizhane binasının arka sokağındaki LA CAMPANA restoranının pizza ve tiramisu tatlıları İtalya'da yediklerimin en lezzetlisi idi. Kesinlikle denemeye değer.
Zayıf kalmanın sırrı
Çekici, zayıf ve güzel İtalyan kadınları hem bir erkek olarak hem de mesleğim gereği hep dikkatimi çekti. Nasıl oluyordu da pizza, makarna yiyip, şarap içerek böyle zayıf kalabiliyorlardı. Bence İtalyanlar yemesini ve de içmesini bir yaşam biçimi haline getirecek şekilde başarabilmişlerdi. Kesinlikle üç öğün yemek yiyiyorlar ama ölçüsünü biliyorlardı yani bir çeşit yemek yanında bir kadeh kırmızı veya beyaz şarap (şampanya lezzetindeki beyaz tatlı şaraplarına bayıldım. Malvasia Spumante Bianco, muhakkak deneyin) onların öğünü idi yani bizim gibi masayı ve mideyi doldurmadan yemesini ve de yürümesini biliyorlardı. Ayrıca kesinlikle özgüvenleri vardı tıpkı güzel İzmir'imin güzel kızları gibi ve bu özgüven onları çekici ve de daha güzel yapıyordu.
Domuz heykeli ve şans
Sizlere Floransa'yı tam olarak anlatabilmem mümkün değil ama eğer bu şehre tekrar gelmek ve bu güzellikleri doyasıya yaşamak istiyorsanız Floransa'nın en işlek alışveriş caddelerinden biri olan Vİa Por Santa Maria'da bir avlunun altında bulunan 17. yüzyıldan kalma yaban domuzu heykelinin burnunu okşayıp su akan ağzına attığınız madeni para, eğer alttaki mazgalın içine düşerse Floransa'ya tekrar geleceksiniz demektir ve bu size şans getirecektir. Benim param mazgalın içine 2009'da düşmüştü bu kez 2011 yine düştü. Haydi hayırlısı.
YARIN: LECCE
