Bir hafta sonu gezintisi ve kültürel bir tur yapmak istiyorsanız işte size rota. Kuşadası üzeri Söke, Doğanbey köyü ve Karina sahili. Karina sahili daha önce bir çok kez bu sayfalara konuk olsa da Doğanbey köyüne değinmeden geçemeyeceğim. Burası, eski bir Rum köyü olarak biliniyor ve köydeki eski Rum evleri, restore edilerek günümüze taşınmış. Bu nedenle, bu şirin köydeki yaşamı görmek açısından, buraya önemli bir zaman ayırmak gerekiyor.
RUMCA 'DOMATIA'
Doğanbey köyünde, 1924 yılına kadar Rumlar yaşıyorlarmış. Mübadele sonucu Rumlar gidince, köye Bulgaristan'ın Yenice köyünden soydaşlarımız yerleşmiş. Köyün o dönemlerdeki ismi "Domatia"dır. O dönemdeki evler, orman içinde, birbirinden uzak, bir avlu çevresindeki odalar şeklinde inşa edilirmiş ve bunlara, Rumca "Domatia" denilirmiş. Bu nedenle, köyün ismi de, bu kelimeden geldiği varsayılıyor. Evet, bir zamanlar burada 300 hanelik bir Rum köyü bulunuyormuş. 1924 yılından sonra buraya gelenler, 1959 yılında yaşaman büyük depremin ardından, burayı terk etmişler ve Doğanbey bölgesi yine yalnızlığa terk edilmiş. Ancak, 1990'lı yılların başında, buradaki harabe evler, Ankaralı ve İstanbullular tarafından satın alınmış ve aslına uygun restorasyon faaliyetlerine girişmişler ve bugünkü Doğanbey köyü ortaya çıkmıştır.
TAŞ SOKAKLAR
Evler, geleneksel Rum mimarisinin özelliklerini yansıtıyor. Ayrıca, yine dükkanlar, dini bir şapel ve hastanenin bulunduğu köyde, Arnavut kaldırımlı taş sokaklar ilgi çekekiyor. Burası, 1900'lü yılların başında, hastane olarak yapılmış, ama daha sonra okul, karakol gibi amaçlarla da kullanılmış bir yapıdır ve günümüzde "Dilek Yarımadası Milli Parkı Ziyaretçi Tanıtım Merkezi" olarak kullanılıyor.
Köyün tepelerine çıkmanızı tavsiye ediyorum ve zeytin ağaçlarının bulunduğu yörede, muhteşem deniz manzarasını izleyin.
Doğanbey Köyü Aydın'ın Söke ilçesine bağlı. Aynı zamanda Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı içerisindeki tek yerleşim yeri. Ege'nin kıyısında nihayetinde bir Akdeniz köyü. Kaderinde hep terk edilmek var. İnsanlar O' nu hep yalnız bırakıp gitmişler. Yine de gönülsüz gidenleri çok. Gönülleri köyün dar sokaklarında, küçük evlerinde, yamacına uzandığı tepelerde kalmış....
KADİR KEMALOĞLU
HUZUR LİMANI
Çok yıllar önce Doğanbeyliler tepedeki taş evlerini bırakıp, tarlalarına yakın olmak için ovaya inmiş. Geride bıraktıkları köy, bugün Türkiye'nin en zenginlerinin huzur limanı olmuş. Eski Doğanbey Köyü ilginç bir yer. Yarısı yıkılmış, tavanları ve tahta tabanları çökmüş, taş duvarları güçlükle ayakta duran evlerle, benzerlerine İspanya, İtalya ve Fransa'nın çok zengin sayfiye beldelerinde rastlanan kır evleri bir arada. Yüksek duvarların gizlediği bahçeler sanki birer cennet. Az görülen meyve ağaçları, her renkten nadide çiçekler ve bazı tarihi eserler süslüyor bu bahçeleri. Nerede durursanız durun nefes kesen manzarası önünüzde uzanıyor. Karşı tarafta daha çok ev var. Ancak taşlı ve hayli derin bir dere yatağını geçmek gerekiyor. Gerçi su yok, ama kenarları oldukça dik ve bu işe uygun ayakkabılarımız olmadığı için dere yatağına inmek imkansız.
SEÇKİN BİR ZEVKİN ÜRÜNÜ
Onun önderliğinde dere yatağını geçip karşıya varıyoruz. Her adımda önümüze çıkan evler ve bahçeler nefes kesici. Motorlu bir aracın asla çıkamayacağı dar, küçük taşlarla döşenmiş, ortaları yağmur suyunun akması için biraz çukur bırakılmış sokaktan tırmanıyoruz.
Aslında geçtiğimiz her evi anlatmak isterim ama ne mümkün. Hepsi için söylenecek tek bir şey var. Seçkin bir zevkin ürünü, son derece sade ve güzel yapılar. Özenle restore edilmişler, belli ki sahipleri yaşama sanatını çok iyi biliyor.
Tarihe ışık
Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı ziyaretçi tanıtım merkezi ise bölgenin tarihine ışık tutuyor. Cumhuriyet'in kurulduğu esnada bir Rum kasabası olup, kasabada, kilise, ruhban okulu, bulaşıcı hastalıklar hastanesi bulunmakta idi. Bu yapı hastaneden okula, daha sonraları karakol, depo vs işlevleri üslendi. Sonra da terk edilerek metruk hale geldi. Prof. Dr Nami Çağan'ın Orman Bakanlığı sırasında Mimar M. Fikri Aktan'ın restorasyon çalışması ile Doğanbey köyü Tanıtım Merkezi olarak yeniden işlev kazandı. Burada Çevre Orman ve Su işleri görevlisi Nevzat Cankurt bizlere köyün tarihini, yaşayan hayvanlarına kadar büyük bir heyecanla anlattı ve evinde misafir ağırlamışçasına kapıya kadar uğurladı.
Havada sinek yok!
Köyün içindeki gezimizi bitirirken, bu hepsi birbirinden güzel evlerin pek çoğunun, "Eski politikacılara, öğretim üyelerine ve çok zengin Alman ailelere ait olduğunu öğreniyoruz. Eski Doğanbey Köyü, restore edilmiş evleri, dar taş sokakları, ortasından geçen dere yatağı ile görülmeye değer bir yer. Doğanbeyliler yıllar önce buradaki evlerini bırakarak kıyıya inmiş. Tarlalarına ve kayıklarına yakın düzlükte evler yapmış. Eski köy de güzel taş evlerin sihrine kapılanlara kalmış. İyice gezmek isterseniz yarım gününüzü alabilir. Daha öncede söylediğimiz gibi manzarası çok güzel. Eski Doğanbey Köyü'nü bizlere anlatan ve buradaki müzenin sorumlusu Nevzat Cankurt, köyle ilgili çok şey söyledi ancak son söyledikleri beynimde yer etti: "Havası öyle güzeldir ki, 15 dakika uyusanız, tamamen dinlenmiş kalkarsınız. Bu hava sinek barındırmaz, sessizdir. Huzur bulmak için daha iyi bir yer düşünemiyorum. Almanya ve İngiltere'den çok talep var. Kısa zamanda köye pek çok yabancı yerleşecek"
