Selahattin ERTAŞ
Lale Orta, ülkemizi uluslararası karşılaşmalarda başarıyla temsil eden bir Türk kadını. Ülkemizin ilk kadın FIFA hakemi, futbolcusu, spikeri, antrenörü, erkeklerin egemen olduğunu sandığı Süper Lig'de maç yönetmiş ilklerin kadını. Mesleklerinin öncü kadınları olma özelliğiyle NİSVAN adlı belgesel çalışmada da kendisine yer verildi. Tıpkı yüksek lisans, doktora tezlerine, okul bitirme projelerine, belgesellere konu edildiği gibi.
Lale Orta'nın hayat mücadelesi Türk kadınlarına örnek teşkil ediyor... Hiçbir zaman yılmadı, dik durdu, çalıştı, futbol ortamında işini çok iyi yaptı, kesinlikle hedeflerinden vazgeçmedi, engel tanımadı, sonuçta FIFA kokartı taşıyarak, ülkemizi uluslararası alanlarda gururla, başarıyla temsil etti. Kadınlar Şampiyonlar Ligi Finali'ni de yöneterek, ülkemizdeki yegane gururumuz olarak düdüğünü bıraktı. Türkiye'de verilmeyen değer, FIFA VE UEFA Tarafından kendisine verildi ve güvenildi ki final maçıyla onurlandırıldı... Ne yaman çelişki.
"Hayatım meşin yuvarlağın peşinde koşmakla geçti" diyen, Okan Üniversitesi Spor Yönetimi Bölümü'nde Yardımcı Doçentlik görevini sürdüren Orta'yla kurumdaki ofisinde konuştuk.
ISRARLARIMA DAYANAMADILAR - Mücadeleden yılmayan bir yapınız var.
Çok çalışıp çok sevdiğiniz zaman başarılı oluyorsunuz. Ve her seferinde daha yükselebiliyorsunuz. Ve hak ettiklerinizi yaşıyorsunuz. Hakkımın yendiği zamanlar çok ağladığımı bilirim. 1990 yılında İlk kez Türkiye Birinci Lig'inde (şimdiki adı ile Süper Lig) yardımcı hakem olarak Galatasaray- Sarıyer maçında sahaya çıktığım an, en mutlu anlarımdan biridir.
- Ülkemizin ilk kadın futbolcularından biri olmak da zamanında bir tabuyu bitirmek değil miydi? Nasıl başladı tutku sizde?
11 yaşımda Vefa Kulübü'nde basketbola başladım. O zaman kız çocuklarına en uygun spor olan basketbol ve voleyboldu. 1976 yılında bir gazetede Dostlukspor kız takımının haberini okumuştum. Gitmek istedim. Başta ailemi ikna etmek çok zor oldu. Zamana göre tabuydu. Israrlarım sonucu annem, babam iki ablamla birlikte kulübe gidip gelmem şartıyla izin verdi. Çok keyifliydi Şenol Güneş'in, Fatih Terim'in jübilelerinde erkek takımlarına karşı oynadık. Sonra İzmir'de kadınlardan oluşan ülkemizin ikinci takımı Filizspor kuruldu. Dünyalar benim oldu. Artık hemcinslerimden oluşan takımla maç yapabiliyorduk.
- Geçmişte hedeflediğiniz meslekte misiniz?
Çocukken maçları yakından izleyebilmek için foto muhabiri olmak ve futbol maçlarında görev almak isterdim. Futbola olan ilgim sokaklarda futbol oynamayla başladı ve yaşam biçimim olarak yaptığım işlerimle özdeşleşti. Futbol antrenörlüğü ve maç spikerliği yaptım. Hakemlikte zaten uluslararası başarılara sahip oldum. Hakemlikten sonra da spordan özellikle de futboldan kopamadım, akademisyenliğime ağırlık verdim. Şu an Okan Üniversitesi'nde Spor Yönetimi Bölümü'nde Öğretim Üyeliği yapıyorum. Özellikle futbolla ilgili araştırmalara ağırlık veriyorum.
KADERİM KURA İLE DEĞİŞTİ - Hakemliğe geçişiniz nasıl oldu?
Bir yazı tura atışıyla hayatımın yönü değişti. Kadınlar Ligi'nin kurulması için Türkiye Futbol Federasyonu Araştırma Planlama ve Eğitim Dairesi (APED) ile toplantılar yapıyorduk. O dönemde hem üniversite öğrencisiyim hem de çalışıyordum. İşlerimden ve okulumdan dolayı toplantıya gidemeyeceğimi bildirdim ama Dostlukspor'da yöneticimiz olan Sami abi "sensiz olmaz" diye beni zorla toplantıya götürdü. İşte kaderim o toplantıda değişti. APED Başkanı rahmetli Yılmaz Yücetürk TFF tarafından açılacak olan C Antrenörlük ve Monitörlük Kursu'na bir kadın antrenör adayı alalım dedi. Sadece bir kişi alacaklardı ve kura atışına karar verdiler. Özgül adında bir arkadaşım vardı. İkimiz arasında kura çekildi ve kurayı ben kazandım. 1985 yılında antrenörlük kursuna gittim ve Türkiye'nin ilk kadın futbol antrenörü oldum. O günkü yönetmelikler gereği, antrenörlük yapabilmem için 3 maçta orta, 5 maçta da yan hakemlik yapmam gerekiyordu. Bu nedenle hakemlik kursunu da bitirdim ve 8 maç için başladığım hakemlikten 20 yıl boyunca kopamadım.
HEP CAM TAVANA TOSLADIM - O dönemler hep erkek egemenliği söz konusuydu futbolda, yardımcı oldular mı?
Açık söyleyeyim hep bir "görünmez cam tavan" vardı. Tam yükseleceğim görünmez bir el dokunuyor her şey altüst oluyordu. Klasmana zaman kaybetmeden çıktım ama ondan sonra çıkışlarda engellendim. Genelde erkek hakem arkadaşlarım bir yılda üst klasmana yükseliyorlardı ama benim yükselmem 2- 3 yılı buluyordu.
- Günümüzde kadın hakemlerimizin sayısı arttı..
Göstermelik olarak artmış olabilir ama bu bir şey ifade etmiyor. Devre arasında UEFA eğitmenlerinin katıldığı seminere bile çağrılmıyorlar.
- Nasıl oluyor o öyle? FIFA kokartlı hepsi.
Görünmeyen cam tavan hikayesi burada da devreye giriyor. Kadının bir çok alanda yükselmesini önleyenler var. Kadın hakemlerimizi devre arası üst düzey seminere almadılar, göstermelik kokart taktırdılar. Yalnızca yemekte görüntü olsun diye davet ettiler, kokartlarını verdiler ama eğitimin dışında tuttular. Onların Türkiye Futbol Ligi'nde gelecekleri yok.
Medya desteği yok - Kadın futbolu Türkiye'de hak ettiği yerde mi?
Kesinlikle hak ettiği yerde değil. Kadın futbolumuz maalesef istenilen noktada değil. Kamuoyu desteği yok, medya, sponsor desteği yok. Özellikle bu işin içinden gelen insanları soyutluyorlar, geçmişlerinde kadın futbolu ile hiç ilişkileri olmayanları tercih ediyorlar! Özellikle A takım seviyesinde çok kötü durumdayız. Genç takımlarımız nispeten daha iyi. Halis Özkahya'nın başına gelenler zamanında bana yapılsaydı, hakemliğimi bitirirdim!.
Maçta olay çıksa, bu olayı raporuma yazmışsam ve yazdığım rapora itibar edilmezse o zaman gerçekten çok üzülürdüm, yalancı durumda bırakıldığımı düşünürdüm. Tepkisiz kalması bana göre doğru değildi. Ben aynı konuma düşürülseydim, hakemliği bırakırdım. Hiçbir şey yokmuş gibi davranamazdım. Ama O'nun kararıdır.
Futbol dersi veriyor
- Kalan hayatınızda gerçekleştirmek istediğiniz "ilk"ler kaldı mı?
Ben hiçbir işte ilk olayım diye yola çıkmadım. Öyle algı oluşmasın. Ben hep çok çalıştım başarılar ve ilkler peşinden geldi.
- Gerçekten de Kadın ofsayttan anlamaz mı?
Kesinlikle öyle değil. Ben üniversitede futbol dersi veriyorum ve tüm öğrencilerim erkek. "Futbol erkek oyunudur" diyerek kadınlar yıllarca futboldan uzak tutuldular ve bunun doğal sonucu olarak da futbolu seven ve ona kafa yoran kadın sayısı erkeklerin gerisinde kaldı. Kadınların futbolun dışında tutulmasıdır buradaki sorun. Halbuki futbol yalnızca erkeklere bırakılmayacak kadar güzel bir oyun. Futbol basit bir oyun. Öğrenmek isteyen herkes çok rahat öğrenebilir. Kadınların erkekten daha geç öğrenmesi diye bir şey söz konusu değil tabi ki. Erkekler de bilmeyebilir ofsaytı.
