KAHRAMAN DURAK
Yeni Asır Gazetesi'nin geçtiğimiz yıllarda yüz güzeli seçilen Esra Harman'da televizyon programına konuk olan ünlü isimlerden derlediği 'Hadi Konuşalım-Söyleşiler 2' adlı ikinci kitabının imza günü için TÜYAP İzmir Kitap Fuarı'na geldi. Okurları ile biraraya gelen Harmanda memleketi İzmir'i çok özlediğini dile getirirken, kitabı, televizyon programı ve özel yaşantısı ile ilgili muhabirimiz Kahraman Durak'a konuştu.
- Kitap fikri nereden çıktı?
- İlk kitabımda aynı tarzdaydı. Aslında benim fikrim diyemem ancak programıma katılan konuklarım zamanla, 'Esra bu programı neden kitaplaştırmıyorsun?' sorularının neticesinde geçtiğimiz yıl Nisan ayında ilk kitabımı yazdım. Şimdi de ikinci kitabım tam bir yıl sonra okurlarımın huzurunda.
- Eleştiriler nasıl peki?
- Ben ilk olarak şunu söyleyeyim. Edebiyatçı değilim ve kitaplarımda edebiyat kitabı değil. Yazarlığın ne olduğunu biliyorum ve çok saygı duyuyorum. Benim kitaplarım söyleşilerin derlemesi ve biyografilerden oluşuyor. İlginç olan noktası ise her gün ekranlarda olan (ekran yüzleri) isimler bu kitapta derlenmiş oldu, çok keyifliydi. Ben, kitapta yeralan konuklar ve okuyucularım çok memnun. Yayıncım Altın Kitaplar da memnun; anlayacağınız herşey çok iyi gidiyor.
- Televizyon söyleşisi ve kitap arasında ne gibi farklar var?
- Televizyonda konuklarınızla kalp kalbe bir sohbet gerçekleştiriyorsunuz ve canlı yayındasınız bunun heyecanı tartışılmaz müthiş bir lezzet. Kitap ise bu lezzetin tarihe düştüğü kalıcı bir not bana göre. Söz uçar yazı kalır diye boşuna denmemiş.
- TRT'deki "İyi Fikir" programınız nasıl gidiyor?
- İyi Fikir, çok iyi gidiyor. Bu program için biraz iddialı konuşacağım. Çünkü TRT'nin iç yapımı olan bir program. Yayın kuşağında ise çok büyük çok önemli rakipleri var. Ancak reytinglerde ilk ikide olmak müthiş bir haz. Size şöyle diyeyim, dış yapımlara göre maliyeti ise devede kulak. Bana TRT yönetimi güvendi bende bu güvene layık oldum. TRT yönetimine ve izleyicilerime sonsuz teşekkürler.
- İş temposu içerisinde ev yaşantısı nasıl gidiyor?
Biliyorsunuz gazeteci Önder Çorlu ile evliyim ve bir oğlumuz var. Ben eve geldiğim andan itibaren bir eş ve anneyimdir. İşlerimi bahane ederek ev hanımlığımı unutmuyorum. Ben ya da Önder, birlikte olduğumuzda ise ikimizde evimizin ve çocuğumuzun üstüne titriyoruz. Yemeğimi, temizliği aksatmam normal ailelerden bir farkımız yok.
- İzmir'i özlüyor musunuz?
- Özlemez miyim hiç. Ayrı olduğum her gün burnumda tütüyor. İzmir'le ilgili herşey benim için çok özel. Yeni Asır Gazetesi eski yüz güzeliyim. İzmir'e dair herşeyi taşıyorum yani. Baksanıza Alsancak'ta dolaşıyor sohbet ediyoruz hava muhteşem insanlar, güleryüzlü, çok mutluyum.
İstanbul mu İzmir mi desem?
- Yaşamak ve dostluklar için İzmir. Ancak iş hayatında ilerlemek derseniz İstanbul. İzmir'de insana güvenebilirsiniz ancak İstanbul'da kimmseye güvenmek olmaz hançer sırtınızda gezersiniz. Dikkat şart.
İşte söyleşilerden kitaba yansıyan bazı soru ve cevaplar:
Aziz Üstel: Sokakta kan gövdeyi götürürken TRT bir barış alanıydı. Banu Güven: Bir centilmenlik anlaşması vardı, gruplar birbirlerinden gazeteci almazlardı.
Burcu Esmersoy: Sizi beğenmeyen, beğenmese de niye izlediği belli olmayan insanlarla savaşmak zorunda kalıyorsunuz.
Bünyamin Sürmeli: Sadece düğün telaşında olanlar değil ki, klip çekenler, hatta twitter'dan ayakkabı seçimi yapacaklar bile yazıyor. Enver Aysever: Her aydın, her düşünür siyasetin içinde olmalıdır, herkesin boynunun borcudur.
Ertem Şener: Ne diyor Tebrizli Şems, Mevlana'ya? Allah insanın kalbindedir, etrafa baktığın zaman göremezsin.
