Yepyeni bir hayata başlayabilirsiniz

Kim korkularından arınıp, fobilerinden, sigara ve yeme bağımlılığından ya da kronik ağrılardan kurtulmak istemez. Hayatınızı zorlaştıran yanlış inançlarınıza "NeuroFormat" yöntemiyle son vermek mümkün

ÖZKAN BİNOL
"NeuroFormat" yöntemini keşfeden M. Barış Muslu ile "NeuroFormat"ı anlattığı "Beynine Format At" kitabını konuştuk. Bu söyleşiden sonra beyninize format atıp atmamak size kalıyor.
- Son on yılda Secret kitabıyla başlayan bir çılgınlık var. Kimisi Ferrari'sini satıp bilge oldu, kimisi de evrene mesaj gönderdi. Siz bunları ara gaz olarak nitelendirdiniz ve beyninize format atın dediniz. Peki, nasıl atacağız bu formatı?
Geçmişe dönerek yapacağız. Ne yazık ki sorunların en büyük kaynağı geçmiş. Geçmişte yaşadıklarımız, zamanın geçmesiyle silinmiyor. Bunun nedeni de zaten bilinçaltımızın zaman kavramının olmayışı. Bilinçaltı her zaman her şeyi anında yaşar, çağrışımlar bir şeyler hatırlattıkça eski olaylar sürekli canlanır beyinde. Beynin farklı yerleri aktif hale gelir. Yapılması gereken şey geçmişi temizlemek, yaşadığımız özellikle çaresiz olduğumuz, çok dramatik olarak üzüldüğümüz, yalnız kaldığımız, ani olarak yakalandığımız olaylar vardır. Aslında travmadır bunlar. Onların temizlenmesiyle başlanmalıyız format atmaya. Bu olaylar 6 yaşında, 3 yaşında, ergenlikte, belki daha yaşlı dönemlerimizde başımızdan geçmiş olabilir. Bunları birer birer bulup temizlemek lazım. Aslında bu ideali ama biz ne yapıyoruz; bir sorun geliyor, hangi travmanın, olayın, yaşanmışlığın olduğunu bulup onu temizliyoruz.
Her zaman yaptığım şey geçmişe format atmak, beyne tabi atmıyoruz, her şey silinmiş olmuyor. Biz geçmişteki olayları bulup onların etkisini beyinden temizliyoruz diyelim. Bunu da "NeuroFormat" yöntemiyle yapıyoruz.
- Nedir bu "NeuroFormat" yöntemi?
"NeuroFormat" güzel bir marka aslında. Nörolojimize format atmak gibi aslında, içinde farklı bilimler barındırıyor. Mesela EFT denilen akupunktur noktalarına vurmaya dayanıyor. EMDR denilen, gözlerle hareket denilen bir yöntem. Bunların beraber kullanılması, biraz da tesadüfi olarak bunları beraber kullanırken benim keşfettiğim bir yöntem. Gözler kullanılıyor, bir duruşta yapılıyor ve de vuruşlar deşarj ediliyor. Sadece bir teknik de değil, aslında bir sistem, bir analiz tarafı da var. Beyindeki olaylar, vücutta nasıl şeylere neden olur. Bir kişi bir problemle geldiği zaman asıl problem ona neden olan doğru şeyi yakalamaktır. Bu da bir analiz gerektirir.
- Danışanlarınız en çok hangi şikayetlerle kapınızı çalıyorlar?
Panik atağı olanlar her zaman gelenler arasında ilk sırayı alıyor. Ankiyesite bozuklukları, fobileri olanları da sayabiliriz. Bu ara sigara fazla geliyor ama onu çözmek basittir. Sigara için neden bulmaya bile gerek yok. Fazla kilo için gelen var, takıntıları olanlar, obsesifler... Onlar sürekli el yıkayıp, sürekli bir şeyleri düzeltme ihtiyacı duyarlar. Belirli duygusal çatışması olanlarda oluşan bir durumdur bu. Genelde cinsel çatışmaları vardır. Yıllar öncesinde olan, çok farklı şeyler olabiliyor. Bir de aşk acısı yaşayanlar çok gelir.
- Tehlike gerçek, korkuysa tercih diye bir şey okumuştum. Bu görüşe katılıyor musunuz?
Çok fazla katılmıyorum. Çok detaylı şeyler var. Paranoya denilen bir olay var, her şeyden korkarlar, bu bir tercih değildir. Beyinleri öyle çalışır, patolojik bir olaydır ama korku en fazlası. Zaten korku ana bir kaç duygudan biridir. Mesela öfke vardır. Korku genelde gelecekle ilgilidir, öfke geçmişle ilgilidir. Onun dışında utanç da bunun bir parçasıdır. Ama evet en çok korku.
- Gelişmiş ülkelerde herkesin bir terapisti var ve düzenli olarak terapiye gidip bir nevi duygusal temizlik yapıyorlar aslında. Son yıllarda Türkiye'de de bu arttı. Ruhumuzu tamir etmeyi mi öğrendik?
İnsanlar bilinçlendi. Çok önemli bir bakan, başbakan gidiyor terapiste. İnsanlar belli oranda bunları yapmaya başladılar. Ama bazı şeyler konuşarak geçmiyor, biraz terapi alanında bir tıkanmışlık var. Ne yazık ki insanlar sadece geçmişe yönelmiyorlar o terapilerde, sadece günün sorunları konuşuluyor. Geçmişe dönüp de senin böyle bir durumun var, buna üzülmen geçmişteki bu durumdan, sen yıllar öncesinde böyle bir şey yaşamışsın ve bu yüzden bu olay seni daha fazla etkiliyor gibi bir durum yok. İkinci olay da insanlar çok fazla ilaca yönlendirdiler. İlaç geçiş dönemlerinde güzel bir şey, biri sizi terk mi etti, 6 ay boyunca aşk acısı çekeceğinize ilacı alırsınız rahatsınızdır. 6 ay sonra zaten hayatın gidişatına kendinizi kaptırırsınız ve olay çözülür. Ama 10 senedir olan bir sorun için içerseniz ilacı, tekrar nükseder. Bakarsınız ki hayatınız boyunca ilacı kullanmak durumundasınız.
- Bizim toplumumuzda insanlar iş- ev arasında gidip geliyor. Hayatın gerçekliği acıtıcı hatta can yakıcı. Bu gerçekliği de dizi filmlerle kırmaya çalışıyorlar. Bu dizilerde bir beyin kirlenmesi yapmıyor mu?
Bu matrix'in ilki gibi, çok güzel bir hayat yaşanıyor ama aslında hepsi bir yerde bağlılar. Bu bir program. Bunun ufak bir versiyonu gibi söylediğiniz olayda, giriyorsunuz 3 saat boyunca matrix sizi bayağı bir eğlendiriyor. Sonra günlük hayata dönüyorsunuz. Aslında çok da kötü değil, insanların böyle bir ihtiyacı var, mutlu ediyor. Ne oluyor kendilerini geliştirmiyorlar, o üç saatte gerçekten hayatlarını iyileştirebilirler, kariyerleri için çok daha iyi yerlere gelebilecekleri bilgileri edinebilirler, hobi edinebilirler ama onlar orada çok fazla bir şey katmayan bir matrix içine girip kendilerini mutlu etmeye çalışıyorlar. Burada şöyle bir şey de var: Şu an mı, gelecek mi daha iyi olabilir. Bugünü tercih ediyorlar ve yarınlarını kaybediyorlar.
- "NeuroFormat" yönetimi fiziksel rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılabilir mi?
Buraya gelip, şu sizin oturduğunuz koltukta oturup mucizeler yaşayan oluyor. Sinir hastalığını temizleyen, böbrek durumu normalleşen, bir şeyden sonra yürümeye başlayan insan bile var. Mesela yürüyemeyen bir kadın vardı, kendi başına yürüyerek çıktı. Felç geçiriyor ve ayaktayken yere düşüyor, o zaman yürüme fobisi oluşuyor, farkında bile değil. Felç bittiği zaman onun sorunu, tekrar düşeceğim diye elleri, ayakları titriyor, kafaya çakılmış çünkü.
Bu arada sadece mental olaylar değil, kitabın son elli sayfası sağlık bölümü içeriyor. Suya sabuna dokunmayan şekilde yazdım. Aslında beynin çoğu hastalığı kendi çıkardığı ve bunu ilkel nedenlerden dolayı yaptığı için bunları anlattım detaya girmeden. Beyin kompleks olayları çok basite indirgiyor ve bunlara üç tane farklı yerde tepki veriyor. Birincisi psikolojik tepki veriyor. Beyinde bir değişiklik oluyor. Bir de bedende tepki veriyor. Bir olayın aslında üç boyutta etkisi var. Organda verilen tepkiler çok evrimsel tepkiler, örneğin neden kalp heyecanlanınca çarpar. Aslında bir tehlike için bunu yapar. Tehlikedeki milyonlarca yıl önceki canlı hayvan, iç organlarındaki kanı ellere, ayaklara pompalamaya ihtiyaç duyar ki kaçın, hızlı kaçın ya da güçlü savaşın diye.
- Kitabınızı okuyup kendi kendimizi nasıl formatlayacağız?
Bu kitap bir kere okumalık bir kitap değil. İlk elli sayfası psikoloji nasıl oluyor, sistemi nasıl uygulayacağını anlatıyor. Bir defada anlaşılmayacak. İki kitabım var, diğeri de Yıka Beynini. Onu da 3-4 defa okumuşlar, fosforlularla not alınmış, böyle yapan insanlar bir şekilde başarıya ulaşıyorlar. Yılmamaları gerekiyor, okuduğunu anlamış olabilir ama beyin o anda duygu durumuna girmemiş olabilir. Biz burada kötü duyguları yukarı çıkartıp onları kesiyoruz. Kötü duyguya ulaşılmadan uygulama yapılamaz. Kişi mesela buna giremeyebiliyor ama denemesi lazım, detaylar kitapta var tabi. Bana her gün bir sürü insan ulaşıyor ve "Barış Bey şöyle yaptım, Allah razı olsun. Hayatıma dokundunuz" diyorlar. Sizden sonra çok gaza geldim diye bir olay yok. Burada bariz bir sorun var. Kedi fobisi çok zordur diğer fobilere göre, kedi kucağında arkadaşıyla oturmuş. Sizin sayenizde yendim diyorlar. Ama herkes bunu yapamıyor, daha kararlı olanlar yapıyor. Bazıları da bu ne saçma şey deyip atıyor. İnsanlarda bir de şüphecilik var, kandırılmanın bir biçimi sanıyorlar.
- "NeuroFormat" yönteminizi yurt dışında kulanlar var mı?
Evet, dört ülkede; Portekiz, Brezilya, Güney Afrika, İngiltere'de
"NeuroFormat " ismiyle eğitimlerini yapıp, bunu yayıyorlar. Yöntemi bulan kişi olarak onlara eğitimi de ben verdim. Bu kitabın İngilizcesi için de iyi bir yayıncı bekliyorum.
- Son günlerde sıkıntılı, gergin günler yaşadık. Bunları unutmak için Türkiye'nin beynine nasıl bir format atılacak?
Gençlerin beyni formatlıydı zaten, gayet iyi formatları da vardı. Hiçbir şey yaşamamış olanları korkusuzlardı, onların göz altıları yoktu, biraz damarlarına basıldı son zamanlarda. O gençlik adaletsiz davranışların olduğunu, bazı şeylerin elden gittiğini hissetti. İnsanlar belli bir birikimin sonucu olarak da haklarımızı, özgürlüklerimizi kaybediyoruz, şu an değilse ne zaman diyerek tepki verdiler. Türkiye ne olacak derseniz: Karizmayı oluşturmak yıllar alır ve onu tek bir olayla kolayca çizdirebilir. Gezi olaylarıyla Türkiye'de bir şeyler değişti; bireyler de değişti. İki tarafa da büyük bir görev düşüyor. Daha sağduyulu olmak gerekiyor.
- Daha mutlu bir hayat için ne önerirsiniz?
Şunu bilsinler ki geçmişi temizleyerek bugünü çok iyi bir hale getirebilirler. Beyinlerine format atarak yepyeni bir hayata ulaşabilirler. Benim adıma kitapta kendilerine olan öfkelerini temizlesinler, belli olaylardan dolayı, kendi beğenmedikleri yerlerine olan öfkeyi temizlesinler. Bu kendilerini güvenli, karizmatik, eğlenceli bir insan haline getirecektir. Kendini sev, otomatik olarak gerçekleşecek.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.