BESİM KAZADO
İlk sahne çalışmalarının döneminden tanıdığım, hiç bir zaman çizgisini bozmamış değerli sanatçı Ahmet Özhan'la o kadar keyifli bir söyleşi yaptık ki, pazar sohbeti bir gün daha uzadı. Büyük bir hazla bu gün devam ediyorum sohbetimize. Dün yaptığımız telefon konuşmasında Çeşme'de olan Özhan'a 2 soru yönelttim. Biri birazdan size ileteceğim tasavvuf musikisi hakkında bilmek istediğiniz şeyler, diğeri de şu dönemde sahne ve müzik adına yapmak istediği şeyler.
Bunlardan ikincisine hemen cevabını verdi: "Çok arzu ettiğim şeylerin başında Ajda Pekkan ile düet yapmak ve de klibini çekmek geliyor" deyince akşamına buluştuğum Ajda'ya söyledim bu arzusunu. Canım arkadaşım hemen aramamı söyledi Özhan'ı, İki eski arkadaş bol bol hatıralarını anıp en yakın zamanda bu mevzuyu konuşmaya ve de bir an evvel gerçekleştirmeye karar verdiler. Ajda- Ahmet düetini duyunca beni hatırlarsınız umarım.
TASAVVUF MÜZİĞİ ÜZERİNE - Tasavvuf müziğinde 1 numarasın. Nasıl gönül verdin Tasavvuf müziğine?
- Birincisi, sonradan tanıdığım bir müzik tarzı değildir. Ben küçükken evde babam kahvesini yudumlarken okurdu tasavvuf müziğinden örnekleri. Müzikle birleşince baktım ki hepsini okuyorum ezbere.
- Bir örnek verir misin?
- "Arayı arayı bulsam izini, izinin tozuna sürsem yüzünü... Hak nasib eylese, görsem yüzünü... Ya Muhammed canım arzular seni" ilahisi mesela... Mesela bu ilahiyi hep okurduk. Bunun ilahi olduğunu anladığım zaman 20 yaşında idim.
- Tasavvuf müziği nedir?
- Bütün dinlerde insan ruhuna hitap eden içsel yolculuklarından onların yol açıcısı olarak faydalanılan bir müzik türüdür.
- Ne zamandan beri var?
- Resullah efendimizin Mekke'den Medine'ye hicretinden itibaren kullanılan müziği, 1500 yıldan beri var. Yani 15 asırdır varolan bir müzik türü... Bu arada evimde ve konservatuarda var oluşu beni daha da yakınlaştırdı kendine. Bu müziğin vakfında bir derya ile tanışmıştım. O kadar derinden etkilemişti ki beni, kendisini müzikseverlerle tanıştırmak için konserlerime bile çıkartmıştım ana büyük bir repertuar katkısı olmuştu. Esas Türk Tasavvuf Musikisi ve folklorunu araştırma ve yaşatma vakfı sayesinde bugünkü donanımlı bir Ahmet Özhan meydana gelmiştir.
EN KÖTÜ SESLİ BENDİM - Kaç yıldır sahnedesin?
- 45 yıllık bir sahne performansım vardır.
- Nerelisiniz ailece?
- Babam Rumeli (Silistre), annem Boyabatlı.
- Evdekiler müzikle ilgili miydiler?
- Babam, annem, ablamın sesleri çok güzeldi. Evde en kötü sesli bendim...
- Yaşam biçimin?
- Ne yaparsam yaşadığımı yaparım. Tasavvuf müziğinin etik temeli yaşam biçimim olmuştur. Benimsemiş olmasaydım insanlar beni bu şekilde dinleyemezlerdi. Yaşanmadan anlamak mümkün değil. Yaşamı tarif etmem için yaşadığım varlık hakkındaki inancım nedir, bunu bilmek lazım. Mükemmellik inanca bağlıdır. Bende "öteki" yoktur. Tekil bir varlığın sonsuz vecihlerle açığa çıkışından ibaret olan varlığa 'öteki'siz olarak bakmak ve de objeler arasındaki hukuka riayet etmektir. Benim için yaşam budur.
- Neden Türk Sanat Müziği hiç yeni ürün vermiyor?
- Çabuk tüketiyoruz. İnsanımızı ve kültürümüzü de. Saygımız yok, kadir kıymet bilmez olduk. Bir Zeki Müren'i, bir Bekir Sıtkı Sezgin'i, bir Tanju Okan'ı, bir Münir Nurettin Selçuk'u nasıl unutabilirsin?
- Hayat görüşün?
- Olduğun gibi görünebilme, göründüğün gibi olabilmek, Hazreti Mevlana... Tasavvuf kitapları okurum, bunlardan edinimlerimi hayata aktarmayı gayret ederim.
SAZLARDA HASSASIM - Sahne dışında profesyonel çalışmaların var mı?
- Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Genel Sanat Yönetmeniyim. Ayrıca Haliç Üniversitesi Rektör danışmanlığım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'nin fahri doktoruyum.
- En derin TSM sanatçılarındansın. Bu konuda özelliklerinden birini anlatır mısın?
- Ayıp olmasın ama sazlara bu konuda hassas davranırım. Çok bildiğimi gösterip hata affetmem hareketlerine girmem ama uşşak okurken (sol perdesinden) selam verirken fa'dan kürdili hicazkara transpoze ederim.
30 GÜNDE 27 KONSER - Özel ekibin var bilirim. Hep birlikte nerelere gidersiniz genelde çalışmaya?
- Her tarafa. Söylemesi ayıp Ramazan'da 30 günde 27 konser verdik. Mardin dahil...
- Ev erkekliğin?
- Evcimenim.
(Burada Filiz Akbulut giriyor cevaba) Mutfağa sadece yemek yemek için girer. Zaten ev işi eline hiç yakışmaz. Çivi çakmaya kalktı, gözü çıkıyordu. Çok okur. varlık bilimi, eşyanın hakikati konulu kitaplar...
- Son çalışmaların?
- 2002'de 'Rüya' albümü... 'Gülü susuz seni aşksız bırakmam.' Eseri burada idi. Bence bu eserden sonra TSM şarkısı çıkmadı. 'Son Nebi'de Tasavvuf albümümdü. Sonbaharda albüm çıkarmayı düşünüyorum.
- Neden Türk Sanat Müziği pek yeni eserler vermiyor?
- TSM'nin pasif görüntüsünün ardında sosyal, kültürel ve ekonomik meseleler var. Ekonomik dönüşün gazinoları yok etmiştir. Buna sebep kültürel dönüşün erozyonudur. Paranın el değiştirdiği değer yeni sahibinin kültürü ki, o da arabesk. TSM finansörsüz kaldı. Ayrıca kültürel yozlaşma TSM insan profillerini ortadan kaldırır. Piyasa boşluk kabul etmez. Fantazi ve pop bugün bu boşluğu doldurmuştur.
- Pop'ta sevdiklerin?
- Mustafa Ceceli, hem sanatçı, hem kişilikli hem de kendi eserleri var. Murat Boz, Murat Dalkılıç... Soner Sarıkabadayı'yı tek geçerim... O, piyasa icabı orada değil. Pop ortamında değerlendirme yaparsam, Kenan Doğulu 70'ine gelse de gitarını alır işini götürür. Sektörden ekmek yemek için sanatçı olmak gerekir.
- Kısaca bu güzel hanımla olan aşkınızdan bahseder misiniz?
( Filiz-Ahmet birlikte) 4 yıldız birlikteyiz. Çok eski tanışırız. Çeyrek asır evvel bir şarkı yarışması için Singapur'a gittiğimde ki Erol Sayan'ın "Ömrümüzün baharı" eserini okumuştuk, Filiz vokalistimdi. İlk görüşte yıldırım aşkına çarpılmıştık. Döndüğümüzde nişanlandık. Ters giden birkaç şey yüzünden ayrılmak zorunda kaldık. İkimiz de evlendik. Bu evliliklerden Ahmet'in 2 Filiz'in 1 çocuğu oldu. Kader bu ya ikimiz de boşandık tam 26 yıl geçti tanıştığımız günden bu yana evet 26 yıl. Bu süre içinde 3,4 kez kandil tebriği için mesajlaştık. Sonuncusu pek tesir etti ki bir daha ayrılmamak üzere beraber olduk. Masum bir görüşme idi, herkes ters tepki gösterince birbirimizi savunmak durumuna geçtik. O da bizi daha çok bağladı birbirimize.
- Veee İzmir?
İzmir'le 1965'te tanıştım. Rahmetli Osman Kibar zamanı yanı, İzmir'in sabunla sularla yıkandığı zamanlar... Maalesef her yöremiz, Çemişkezek bile ilerledi ama İzmir yerinde sayıyor. Kordon eski hali ile daha güzeldi. 12 yıl (73-85 arası) bizsiz fuar olmadı. Efes, Erol'un Yeri... Çok severim bu hatıralarla dolu şehrimizi, herşeye rağmen....Her yerden iyi olur, bunu hakediyor İzmir.
Aynı gün ve yerde doğan iki ünlü
Dün çok güzel ve çok özel bir gündü. Seyyal Taner ve Ahmet Özhan'ın doğum günü. İkisi de aynı gün (26 Ağustos), aynı yer (Urfa) ve aynı yıl dünyaya gözlerini açmış.... Birbirlerine "İkiz kardeşim" diyorlar. İkisine de hayırlı yıllar diliyorum.
