ÖZNUR KARAKURT
Düzce, birbirinden güzel yaylaları, yağmur ormanları, Batı Karadeniz Bölgesi'nin ayakta kalan tek antik kenti Prusias/ Konuralp Müzesi'yle görülmeye değerdir. Düşler masalı Şimşirlik ve "Tabiat Anıtı" ilan edilen Samandere şelalesi; orman içi dinlenme yeri olan Güzeldere şelalesi; rafting sporu yapılan Büyük Melen; yelken yarışları, su sporları ve olta balıkçılığı yapılabilen Hasanlar baraj gölü 150'ye yakın kuş türünü barındıran Efteni gölü Kuş Cenneti; yıl boyunca karı eksilmeyen Kardüz yaylası; ünlü Efteni ve Derdin kaplıcalarıyla, Düzce'de alternatif turizmi yaşamak olanaklı.
Düzce'den ilk yolculuğumuz Şimşirlik ve Samandere'ye doğru başlar. Şimşirlik tam bir düşler masalıdır... Bir varmış bir yokmuş sonbaharın en güzel günlerinin birinde yolumuz Düzce'nin Beyköyü beldesinde bulunan Şimşirlik'e düşer...
BİR YOLCULUK HİKAYESİ
Sonbahar mevsiminin ağaçların yapraklarını yeni yeni sarartmaya başladığı bu günlerde rüzgardan uçuşan yaprakların eşliğinde inanılmaz bir yolculuk hikayesi başlamıştır... Bu yolun sonunda düşlerinizdeki manzaralarla karşılaşırsınız. Müthiş güzellikte bir tablo özelliği taşıyan doğa size kucak açar. İzmir'den Düzce merkeze ulaştığınızda İtfaiye binasını sorarak bulmanız gerekir İtfaiye'yi sağınızda bırakarak yola devam ettiğinizde Beyköy'e ulaşırsınız.. Beyköy'de Samandere Şelalesi tabelalarını takip ederek, sağa doğru yaylalar tabelalarını, ileriye Samandere şelalesi tabelasını gördüğünüz yerden 5 dakika sonra Şimşirlik'e varıcaksınız. Düzce'den Şimşirlik ise 17 km'dir. Şimşirlik, yolun sol tarafında karşınıza çıkacak. Yolda ilerlerken güzel bir masal evi uzaktan görünür ve yavaş yavaş kendinizi masalın içinde bulursunuz. Bu mevsimin getirdiği renk armonisi içinde tüm duygularınız harekete geçer ve düşler masalının kahramanı olursunuz... İster Kırmızı Başlıklı Kız'ı oynayın ister Sinderalla'yı sonuçta doğanın güzelliği karşısında büyülenip ağaçların renk armonisi içinde kaybolursunuz.
ZAMAN, MEKAN YOK
Yan tarafında akan dere sizi ve duygularınızı alır diğer dağların ardındaki hikayelerin yolculuğuna çıkarır. Tüm bunlar öylesine hızla gerçekleşir ki zaman mekan kavramı artık sizin dışınızda gelişmeye başlar, sanki boyut değiştirirsiniz. Kendinizi artık Düzce ve Bolu'nun çevresindeki doğal güzelliklerin çekim gücüne bırakmışsınızdır. Bakalım hangi mıknatısların eşliğinde yolculuğumuza devam edeceğiz derkenn ilk mıknatıs Samandere şelalesinden gelir ve Samandere şelalesine varmak için yolumuza devam ederiz..
Şimşirlik'te düşlerimizin kahramanı olduktan sonra yol bize tüm güzelliklerini sunuyor ve sanki bir yol filmini çekmeye başlıyoruz. Her bir viraj bizi ayrı bir masala sürüklüyor. Dere boyunca ağaçların güzelliği, renkler ve tahta köprülerle ulaşılan evlerin hikayesi, bizi bambaşka bir görsellikle zengin renk cümbüşünün içine bırakıyor. Her yolun başlangıcı bizi heyecanlandırıyor ve doğanın bize sunacağı süprizleri sabırsızlıkla bekliyoruz. Her yolun ayrı bir hikayesi olduğunu farkediyoruz.
Sırtını Bolu Dağı'na dayayan Düzce, bitki örtüsü olarak oldukça zengin ve yeşilin her görüntüsünü barındırır. Ovada kavak, fındık ve çeşitli meyve ağaçlarına, yüksek kesimlerde kayın, meşe, köknar, kızılağaç, çam ağaçlarının bulunduğu zengin orman alanlarına sahip. Ayrıca dik meyilli yüksek olan yerlerde zamanla açılmış fındık bahçeleri geniş yer teşkil ediyor. Bu zengin bitki örtüsü yol boyunca bize eşlik eder ve eşsiz görüntüler sunuyor.
GİZLİ BİR CENNET
Yol boyunca ilerlediğimiz düşler masalı bizi bir cennete getirir. Düzce'de dağların tepesinde gizli kalmış bir cennet Samandere Şelalesi karşılar sizi. Samandere şelalesi doğal oluşum özellikleri ile enterasan görüntülerin oluştuğu bir bölgedir. Etrafı çevirilerek girişe bir güvenlik kabini yapılmış. İlk girişte insana cennet gibi gelse de şelaleye, cadı kazanına varınca, içinize bir ürperti veren bir doğayla karşılaşıyorsunuz. Sanki cennetle cehennemin ayrımında olan bir yer gibi. Bu büyüleyici doğal güzellik sizi yine zaman ve mekanın dışına atıyor.
Samandere'nin 'cadı kazanı'
Düzce'nin güneydoğusunda, il merkezine 26 km mesafede yer alan Samandere şelalesi, Samandere köyü sınırları içinde bulunuyor. Samandere köyü Beyköy ilçesine bağlı şirin mi şirin bir dağ köyü. Köy Karadeniz ve Kafkasya göçmeni, Laz, Çeçen, Pomak ve Abhaz halklarından oluşmuştur. Dağlara serpiştirilmiş köyler, kestane, gürgen ve özellikle "şimşir" ağaçlarıyla bezeli manzaralı yol kıvrıla kıvrıla sizi yukarılara taşır. Yolu devam edip Samandere köyüne ulaşılır. Bu şirin ve "dik" köy özellikle güz aylarında kahverenginin binbir türüyle büyüler insanı. Beyköy içinden kah sağınızda kah solunuzda beliren derenin eşliğinde yaklaşık 4-5 km'lik bir dağ yoluyla ulaşılır.
ÜRPERTEN FERAHLIK
Bulunduğu köye adını veren Samandere şelalesi, doğal oluşum özellikleri ile Milli Parklar Kanunu gereğince, Orman Bakanlığı'nca "Tabiat Anıtı" olarak tescil edilmiş. Samandere şelalesinin de bulunduğu 500 metrelik dere boyunca, anıt ağaçlar, 3 adet şelale ve 1 de Cadı Kazanı adı verilen derin bölüm bulunuyor. Samandere şelalesinde, büyük ağaçların arasından şiddetle akan sular, beyaz köpükler halinde dökülerek Cadı Kazanı içinde, derin kayalıkların arasında adeta kaynar. Şelalenin arkasındaki kayanın içinde, doğal olarak oluşan mağara ile bir ara kaybolan sular biraz ilerden tekrar ortaya çıkarak akışını sürdürüyor. Bir anda insanın içine ürperti ile birlikte ferahlık veren Samandere şelalesinin suyu şiddetiyle kayaları da şekillendirmiş.
ODUN ATEŞİNDE ÇAY
Şelalenin çevresine yapılan demir merdivenler, yürüyüş yolları ve seyir terasından, büyük ağaçların ve kayaların arasından suyun şiddetli akışına tanıklık edilebilirsiniz. Suyun etkisiyle oluşan 1.5 metre derinlik ve 80 cm çapındaki kuyuları görebilirsiniz. Doğayla beraber bu bütünleşmenin sonucunda tekrar yukarıya çıktığımızda tesisin yetkilileri tarafından dumanı tüten çaydanlıktan ikram edilen çayın da tadına doyum olmaz.
Samandere'den, tamamen orman içinden, her hangi bir patika olmadan, pusula yardımıyla sürekli güneye giderek, yaklaşık 4 saatlik bir yürüyüşle Abant gölüne çıkmak mümkün. Keyifli güzel yeni yerler keşfetmenizi dilerim.
