Masal bu ya 7 aşık çiftin yerine 7 tane göl. Bu hikayeleri dinleyince ister istemez aşık çiftlerin siluetlerini sanki renk cümbüşünün aralarında görüyorsunuz ve size göz kırpıp kaçtıklarını düşlüyorsunuz
ÖZNUR KARAKURT
Yedigöller, doğanın tüm renklerini içinde barındırıp dört mevsim ayrı tonlarda, renk şöleni yaşatan Batı Karadeniz bölgesinin saklı cennetlerinden biri. Bu doğa harikasına ulaşmak için yaklaşık 1.5 saatinizi patika orman yolunda geçiriyorsunuz. Yolun patika olması Yedigöller'in ve çevresinin doğal yapısının bozulmamasına neden olmuş. Bu nedenle de yolun patika olması sizi rahatsız etmiyor tam tersine içine çekiyor. Bizim şansımız bir sonbahar günü bu yolculuğa çıkmamızdı. Sararmış sonbahar yapraklarının arasında öylesine güzel bir renk cümbüşüyle karşılaşıyorsunuz ki, tüm yaşanmışlıkların da bu sonbahar mevsimi güzelliğinde olmasını diliyorsunuz... Yedigöller'e Mengen yada çevresinden girdiğinizde yol sizi büyülüyor. Mengen yolu boyunca gördüğünüz kömür ocakları maden zenginliğimizi gösterir. Devrek yolundan girerseniz taşların oyulduğu tünellerden geçerek sararmış yaprakların arasında doğaya kucak açıyorsunuz ve sizi Yedigöller'de bir mucizenin beklediği hissi tüm benliğinizi sarıyor. Yollarda mola verip doğanın kucağına kendimizi bırakıyoruz. İnanılmaz heyecanlı ve sabırsızlık yaratan 1.5 saatlik yoldan sonra Yedigöller'e geldiğimizde her gölün yansıttığı renk şöleni bizi bekliyor. Rengarenk ağaçların hepsinde farklı bir anlam ve güzellik saklı. Güneşin doğayla yaptığı renk sarmalı, kuşların ve derelerin sesleri sizi şehir hayatından çok uzaklara götürüyor. Bu yolda sadece kendi gerçeğinizi ararsınız aynı zamanda iç yolculuğunuza da çıkarsınız. Bu düşüncelerle vadinin tabanına, derinliklere yürürken henüz rüyanız bitmemiştir. Sonbaharda olağanüstü renklere bürünen doğada, göllere akan mini çağlayanların oluşturduğu sevimli göllere ulaşırken yol kenarında bulunan ağaçların köklerini görürsünüz, iki ayrı renk toprağın üzerindedir milyonlarca ağaç. Alt katman mat gridir, hemen üstünde ise koyu kahverengi yumuşak toprağı görürsünüz...
Yedigöller ismi bilinen efsanelere göre 7 ayrı aşk hikayesi barındırır... Bu yedi gölün bulunduğu yere 7 aşık çift gelmiş. Bunların her biri bir yere ayrılmış. Büyük gölün olduğu yerde en büyük çift. Küçük gölün olduğu yerde ise en küçük çift kamp yapmış. Sazlıgölde ise damat geline sürekli saz çaldığı için sazlıgöl olmuş. Nazlıgöl'de de gelin damada sürekli naz yaparmış bu yüzden orası nazlıgöl olmuş. Masal bu ya 7 aşık çiftin yerine 7 tane göl. Bu hikayeleri dinleyince ister istemez aşık çiftlerin siluetlerini sanki renk cümbüşünün aralarında görüyorsunuz ve size göz kırpıp kaçtıklarını düşlüyorsunuz. Büyükgöl, Küçükgöl, Deringöl, İncegöl, Nazlıgöl, Sazlıgöl, Seringöl olmak üzere yedi gölden oluşur. Hepsi ayrı güzellikte olan göllerin etrafı doğanın renk sandığının cömertliği sayesinde büyülü bir atmosfer oluşturur. Her rengin bin bir tonu göl sularına yansıyarak izlemeye doyum olmayan manzaralar sunar doğa severlere...
DOĞAL ALABALIK ÇEŞİTLERİ
Yedigöller Milli Parkı, Batı Karadeniz bölgesinde Bolu ilinin kuzeyinde Zonguldak ilinin güneyinde Düzce ilinin doğusunda yer alan milli parka Bolu İli Mengen ilçesinden ulaşım mümkündür. Bolu ilinden kuzeye ayrılan yollarla ulaşılır. Kışın Bolu- Yedigöller güzergahı karla kapalı olduğundan ulaşım sadece Yeniçağa- Mengen -Yazıcık üzerinden yapılır. Her iki yolun da yaklaşık 30 km'lik bölümü stabilizedir. Yurdumuzun Batı Karadeniz Bölgesi'nde, oldukça engebeli bir yörede bulunan Yedigöller Milli Parkı heyelanın oluşturduğu göller ile orman denizini andıran zengin bitki örtüsüne sahiptir. Göllerde yaşayan alabalıklar ve bu değerlerin yarattığı rekreasyon kullanım potansiyeli ana kaynakları oluştururlar. Genellikle yer yapısı serpantinlerden ve volkanik kayaçlardan oluşan sahada zaman zaman göçük yer hareketleri sürüklenmeye hazır arazi yapısı, göllerin meydana gelmesini hazırlayan başlıca faktörlerdir. Göller, kayan kitlelerin, vadilerin önlerini kapaması sonucu arkada suların biriktiği set gölleridir. Bunlardan bazıları dip kaçakları ile birbirine bağlantılıdır. Ülkemizde ilk kültür alabalığı üretme istasyonu 1969 yılında bu milli parkta kurulmuştur. Dolayısıyla olta balıkçılığına kaynak olmuştur. Balıkçıların Abant'tan getirdikleri alabalık türü, Yedigöller'in doğal alabalık çeşitlerinin yumurtalarını yiyerek yok olma noktasına getirmiştir..
Yedigöller Milli Parkı içerisindeki Kapankaya manzara seyir yerine çıkıldığında gölleri ve eşsiz peyzaj güzellikleri görmek mümkün olduğu gibi, bu güzergah üzerinde anıt ağaç levhasını da görmek mümkündür. Yol kenarındaki levhanın bulunduğu yerden patika takip edildiğinde anıt ağaç görülebilir.
KAYIN AĞAÇLARI HAKİM
Yedigöller'e hakim bitki örtüsü kayın ağaçlarıdır. Ayrıca meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam, göknar, karaağaç, ıhlamur ve porsuk gibi değişik tür ağaçlar da görülmektedir. Ağaçların çeşitliliği dört mevsimde tüm renkleri görmenize neden oluyor.
Ayrıca kampçılık, günübirlik piknik, tabiat içerisinde yürüyüş, fotoğrafçılık, bisiklet turları ziyaretçilerin uğraşlarıdır. Kamp için kalınacaksa mutlaka gecenin donundan korunmak için tedarikli olmakta gerekir. Yaktığınız ateşin yanında ısınabilir mangalınızda da doğada nefis bir ziyafet çekebilirsiniz kendinize... Milli parkta çadırla ve karavanla konaklanabildiği gibi, misafirhane ve bungalovlardan da faydalanılabilir. Etkili koruma ile parkın içerisinde ve yakın çevresindeki sahalarda sayıları artan geyik, karaca, ayı, yabani domuz, kurt, tilki ve sincap türleri bulunmaktadır. Yani anlayacağınız tam doğayla iç içe yaşayabileceğiniz bir yer. Eğer ki bir gün Robinson Crusoe gibi yaşam macerasına atılmak istiyorsanız yada Tarzan olmak istiyorsanız Yedigöller bulunmaz bir fırsat. Kimbilir belki de Tarzan'ın Jane'i gibi siz de doğa ikizinizi bulursunuz. Bir gölede sizin isminiz verilir.
PERİ KIZININ CANINDAN
Bir diğer efsaneye göre de çaresizlere çare, dertlilere derman, tül kanatlarında mutluluk taşıyan ve bunları cömertçe insanlara bağışlayan iyilik perilerinin yurdu Yedigöller'miş bir zamanlar.. Sonra Bolu Beyi'nin oğlu buralarda av yaparken, bir beyaz güvercinin peşine düşmüş. Güvercin daldan dala, kona göçe Yedigöller'in bulunduğu yere gelmiş, oğlan da ardından... Tam yayını gerip, okunu salacağı zaman güvercin, dünya güzeli bir kız oluvermiş. Oğlanın aklı başından gitmiş, dizlerinin bağı çözülmüş, yayını geren parmakları gevşeyivermiş. Ok da hedefine ulaşmış. Peri kızı kalbinden vurulmuş, bir ah sesi, bir kara bulut, bir gök gürültüsü, yer kaynamış, gök ağlamış. Az sonra çağlayan dereler, kaynayan dağlar, bu olaydan sonra buradan çekilip gitmişler. Akan sular, kaynayan pınarlar peri kızının kanı canıymış, su sesleri de onun iniltileri. Ağlayan perilerin göz yaşları orda burada öbek öbek; Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl, Sazlıgöl diye kalmış. İkinci efsaneyi duyduktan sonra gölleri gezerken peri kızının hayali bize eşlik etti... Yedigöller ayrılırken hikayeleri, renkleri, bakir doğası ışıltısıyla bitmesini istemediğiniz güzel bir rüya oldu..Tüm rüyalarınız Yedigöller güzelliğinde olsun..
