ERDAL ÇARBOĞA
Seyhan Karabay, yıllarca ülkemizin yetiştirdiği en değerli müzisyenlerle birlikte çalıştı. Uğur Dikmen ve Cahit Berkay'la 65'lı yılların başında amatör bir müzik gurubu kurdu. Daha sonra 1970 yıllarında Cem Karaca ile "Apaşlar" rock müzik grubuna katılan Seyhan Karabay, Apaşlar grubunda bas gitar çalmaya başladı. Aynı yıl Almanya'da kaydedilen ve Mehmet Soyarslan'ın bestesi olan "Resimdeki Gözyaşları" plağını çıkardı.. Bu plak Cem Karaca ve Apaşlar'ın en büyük başarısı oldu. Müzik dünyasında büyük başarılara imza attı. 70'li yılların yakışıklı bas gitaristi Seyhan Karabay, genç kızların sevgilisi oldu. Karabay müzikten nasıl koptu? Şu anda neyle uğraşıyor ve nerede yaşıyor? Tüm bunları Yeni Asır okurları için anlattı.
-Müzik hayatına nasıl başladın?
Küçük yaşlarda mandolin ve akordeon çalarak müziğe başladım. İlerleyen zamanda Uğur Dikmen ve Cahit Berkay'la amatör bir grup kurduk. Grup kurmanın yanında babamın tiyatrosunda da müzisyenlik yaptım. 7 yıl sonra gruptan ayrıldım.
-Cem Karaca ve Apaşlar nasıl kuruldu?
1970 yılında Cem Karaca ile "Apaşlar" rock müzik grubuna katıldım. Grupta bas gitar çalıyordum. Aynı yıl Almanya'da kaydedilen ve Mehmet Soyarslan'ın bestesi olan 'Resimdeki Gözyaşları' adlı şarkımız yayınlandı. Bu plak Cem Karaca ve Apaşlar'ın en büyük başarısı oldu. Bu plağı Türkiye turnesi izledi. Grup olarak 1970 Mayıs'ında Almanya'nın Köln şehrinde düzenlenen bir müzik festivaline katılıp, Alman basınından büyük övgüler aldık. 1972 yılında Kardaşlar müzik grubunu Cem Karaca ile beraber kurduk. 1972'de grup olarak Almanya için de plaklar kaydettik. Bu plaklardaki yeni şarkılardan biri olan benim bestem "Hasan Kalesi" 1974'te, "Kara Sevda" şarkım ise 1997'de ilk kez Türkiye'de yayınlandı. Ancak Cem Karaca ile yollarımız ayrıldı. Daha sonra Cem Karaca'nın yerine 'Ersen' geldi. Ben, Ersen'le Kardaşlar müzik gurubunda 1975 yılına kadar devam ettim.
-Türk sinemasına da girdiniz...
Önceleri fotoromanlarda başrolde oynamaya başladım. 70'li yıllarda sinema filmlerinde oynadım. Ekim 1974'te ben ve Perihan Savaş'ın oynadığı 'Gerçek' filminin müziklerinden oluşan 'Nem Kaldı?' 45'liğini, Seyhan Karabay ve Kardaşlar adına çıkardım. 1974 yılında Kardaşlar'la birleşen Selda Bağcan, bas gitarda ben, davulda Atilla Engin, trombon, org ve sazda Elvan Arıcı, gitarda Nur Bora'dan oluşan kadro eşliğinde Şemsi Belli şiiri olan Anayasso'yu kaydettik.
-O yıllarda adınız Arzu Okay'la birlikte anıldı bir dönem...
Evet, Arzu Okay ile birlikte çok güzel günler geçirdik. Ve nişanlandık. Daha sonra Arzu ile evlenmenin eşiğinden döndük. Bu arada Cüneyt Arkın, Müjde Ar, Seyyal Taner, Perihan Savaş, Hülya Koçyiğit, Arzu Okay, Fikret Hakan ve Mahmut Hekimoğlu ile 9 sinema filminde oynadım. 1977 yılında Seyyal Taner ve Sedat Avcı ile "25. Saat" adlı grubu kurdum. 1983 yılında ani bir kararla Bodrum'a yerleştim. Burada tekne kiralama, emlakçılık ve yat kaptanlığı yapmaya başladım.
-Neden ani bir karar ve neden Bodrum?
Bana tüm arkadaşlarım da sizin gibi soruyor 'Ya Seyhan, sen neden birdenbire ortadan yok oldun?' diye... İşte bu sorunun cevabı: Yıllarca binlerce sevenimize konserler verdik Cem Karaca Kardaşlar grubu olarak, her konserimiz tıklım tıklımdı. Ama artık değişiklik başlamıştı. Eskisi kadar konserlerimiz dolmuyordu ve seyircilerimiz ne yazık ki klasik konser dinler gibi bizleri dinlemeye başladı.
-Seyirci değişim mi istiyordu? Yoksa eski heyecanları mı yok oldu?
Seyircilerimizin o çılgın sesleri yok olmuştu. Kısa bir süre içinde... Biz Kardaşlar olarak Cem Karaca'dan ayrıldık. Kısa bir süre sonra Ersen bizim solistimiz olmuştu. Ama Ersen'e de bir türlü alışamamıştık. Nasıl alışalım ki, Cem'in o heybetli sesi yok... Sahnede bir tiyatro sanatçısı gibi davranıp şarkı söyleyen o şarkıcı yoktu. Biz de bu nedenle Ersen'le yollarımızı ayırdık. En üzüldüğüm nokta artık erkek şarkıcıların olayı sona ermişti ve kadın şarkıcılar her gün birkaç işe giderken, bizler ceplerimiz boş olarak dolaşıyorduk. Ama hala çok meşhurduk. Sokaklarda insanlar bizi gösterir, resim isterlerdi. Oysa bizim arabamıza benzin koyacak paramız yoktu.
-Müzikten hiç para kazanamadınız mı?
Sizin gibi "Seyhan bu işten kaç para kazandın?" diye soranlara "Ne parası?" diyorum. Bazıları da "Seyhan sen bizim arkadaşımızsın, bak daha ünlü olacaksın" diye beni filmlerinde oynattılar. Şimdi gülüyorum bu olaylara tabi... İşte o sıralarda Seyyal Taner ile birleşip 25'inci Saat grubunu kurdum. Tam 6 yıl birlikte çalıştık. Ne de olsa artık solistimiz bir kadındı. Hem de ne kadın. Seyyal artık çok popüler olmuştu. Konserler, gazinolar, Anadolu turneleri... Ama 6 yıl sonra ayrılma kararı verdik.
Dadaloğlu türküsü ile Akvaryum koyunu inlettiler -Peki neden Bodrum?
Artık kendime yeni bir yol çizmeliydim. Müzik benim için bitmişti, sadece bir dinleyici idim. Tabii bu arada ben bir deniz sevdalısıyım. Onsuz asla yaşayamam. Bodrum'a gelip de dönemeyenler grubuna katıldım. Burada her şey vardı. "İşte Hayat" adlı bir tekne aldım. İzmir Denizcilik Fakültesi'nde sınavlara girip oldum mu bir vardiya zabiti! Bu ehliyet büyük bir kaptan belgesidir. Bu arada teknelerimi büyüttüm. Son teknemin en onur verici misafiri Cem Karaca idi. bir hafta Bodrum'da kaldı. Her gün beraber yemek yiyorduk. İçtiğimiz su ayrı gitmiyordu. Sohbetlerimizde hep geçmişi yad ettik. Giderken onu son görüşümmüş meğer. İstanbul'a döndükten bir süre sonra vefat etti. Bodrum'da Akvaryum koyu vardır. Bilenler bilir... Dadaloğlu türküsünü beraber söyleyerek koyu inletmiştik. O artık kalbimizde yaşıyor.
"Bodrum'da hepimize yer var" -Bodrum bir hastalık değil mi?
Evet, aynen Bodrum bir hastalıktır. Nedeni bilinmez ama gelen bir süre sonra tekrar gelir sonra da benim gibi yerleşir. Oraya çakılı kalır. Okurlarımıza sesleniyorum. Buyurun arkadaşlar... Bodrum'da hepimize yer var, bekliyorum...
