Karaburun, yazın berrak ve serin sularıyla sakinliğiyle sahilinde kurulan balık sofralarında edilen sohbetleriyle muhteşem manzaralarıyla en çok tercih edilen sahil kasabaları arasında yer alıyor. Tek dezavantajı yolları ama aslında bu virajlı yollar sayesinde de talandan korunuyor Karaburun...
Kışın ise Karaburun'a gitmek için en güzel nedenlerden biri nergis, biri de balık...
Serin ovaların, rüzgarlı bayırların çiçeği Narcissus poeticus, yani şehirlilerin bir buluşmaya ya da bir misafirliğe gitmeden önce köşebaşındaki sergilerden aldıkları kokusuyla insanı tutsak eden, aşkın narin çiçeği nergis...
Daha çok Akdeniz kıyılarında tarımı yapılan nergisin adı, yıllardır Türkiye'de ılıman iklimi, rutubetsiz ve zengin oksijen düzeyiyle öne çıkan Karaburun ile anılır olmuş.
ASIL İLACI LODOS
Nergisler ağustosun ikinci yarısında ya da sonbaharın ilk yağmurlarından sonra dikilir. Hasadı ise aralık-ocak-şubat aylarında yapılır. Çiçeklerinin üzerindeki zarımsı kılıf yarıldığı andan itibaren toplanması gerekir. Nergisin asıl ilacı lodostur. Lodosu gören nergislerin çiçekleri hemen boyverir. Deniz kenarlarıda daha erken çiçek açan nergisler, yüksek rakımlı tepelerde daha ileri dönemlerde çiçeklenirler. Hasattan sonra demetlenip toptan veya perakende pazarlama uygun hale gelirler. Nergislerin hasat zamanı Karaburun'un o keskin havasında telaşlı bir mutluluğun da kokusunu alırsınız.
O yüzden Karaburun'a ocak ayında yapacağınız kısa bir gezide hem o kokuyu, zevki yerinde tadabilir hem de üreticilerin ekonomik girdilerine bir demetle de olsa destek olabilirsiniz. Hasadın çoşkusunu üreticilerle birlikte yaşamanın en iyi yolu, bölgeye hasat gezileri düzenleyen gruplara katılmaktan geçer. Böyle gezileri organize edenler tarla sahiplerinden izin aldıkları için nergis tarlalarına rahatlıkla girebilirsiniz.
BİR TARLA SAHİBİ BULUN
Eğer organize bir grupla değil de kendi başınıza giderseniz önce Eylenhoca, Ambarseki, Bozköy gibi nergis üretimi yapan köylerin meydanına, kahvesine inip bir nergis tarlası sahibi bulmanız işinizi kolaylaştırır. Tarlalara sahiplerinin kontrol ve gözetiminde girilmesi, onlardan habersiz bir dal bile kopartılmaması şart. Akşama doğru Mordoğan'dan başlayarak yarımadanın kimi bölgelerindeki kahvelerde, köylüler elbirliğiyle nergisleri demetler. İsterseniz bu kahvelere oturup nergis demetleme işinde onlara yardım edebilirsiniz.
EFSANESİ DE VAR
Nergis ya da nam-ı diğer Narkissos, Karaburunlu, hatta kimilerine göre Narkisos Pınan'nın bulunduğu Mordoğanlıdır. Mitolojik öyküde anlatıldığı üzere, aşkına yakışıklı Narkissos'tan karşılık bulamayan Echo isimli bir peri günden güne eriyip solunca, Tanrıça Nemesis, Narkissos'u cezalandırarak onu sadece kendisini sevmeye mahkum kılmış. Narkissos bir gün pınara su içmek için eğildiğinde suda kendini görüp görüntüsüne aşık olmuş. Sudaki aksine biraz daha yaklaşmak isterken de düşüp boğulmuş. Periler, Narkissos'u çıkartıp götüreyi düşünürlerken, sudan daha önce hiç görmedikleri bir çiçek boy vermiş. Periler rengiyle ve kokusuyla çok beğendikleri bu çiçeğe Narkissos adını vermişler.
Adı böyle bir efsaneyle anılan nergis Karaburun'da her kış kokusuyla insanın başını döndürüyor, sakın kaçırmayın.
Olur da planlamanıza rağmen nergis hasadını kaçımsanız üzülmeyin, ardından sırada hemen sümbül hasadı var. Onu da kaçırırsanız ağustos ortasında düzenlenen Karaburun Şenliği'ne gidin. Yani Karaburun'a gitmek için mutlaka bir bahane bulun.
Yapmadan dönmeyin
- Dalından koparılıp hiç bir işleme tabi tutulmadan yenebilen özel hurma zeytininin tadına bakın.
- Acı peynir diye de bilinen kopanisti peynirinden almayı ve onu süzme yoğurt, zeytinyağı, sarımsak ve pul biber ile karıştırıp enfes bir meze hazırlamayı unutmayın.
- Yeniliman sahilinde "denizden babanız çıksa yiyin".
- Küçükbahçe Sarpıncık, Parlak, Salman ve Yayla köylerini gezip bir yıl saklanabilen peksimetlerden alın.
- Kış, dünyanın en nadir 10 memelisi arasında sayılan Akdeniz fokunu Karaburun kıyılarında görmek için en iyi mevsimdir, unutmayın.
