Şimdi Antep zamanı

NİHAN YARKENT İNCE İLE GAZİANTEP TURU

Gaziantep bir mozaik şehri. Kültür, tarih ve mozaiğin iç içe geçtiği, Kurtuluş Savaşı'nda kahramanlık destanın yazıldığı bir şehir. Dünya Bankası En Rekabetçi Şehirler Bilgi Bankası projesinde en rekabetçi 7 şehirden biri olan Gaziantep, 5 organize sanayi bölgesinde 950 fabrikada 130 bin kişiyi istihdam ediyor. 6.5 milyar doları aşkın yıllık ihracatı ile tek başına dünyanın 170 ülkesinden daha fazla ihracat gerçekleştiriyor. Bin 300'ü aşkın yabancı firma, 3 üniversitede 60 bine yakın öğrenci, iki Teknoloji Geliştirme Bölgesi ile Gaziantep, dünya lezzetinin de başkenti. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı ile kentin gastronomi zenginliği tescillenmiş durumda. Aynı zamanda bir turizm şehri Gaziantep. Örneğin biz geçen yıl İzmir olarak 750 bin turisti anca ağırladık. Gaziantep'i 1.5 milyon turist ziyaret etti. Yanı başımızdaki o meşhur Efes Antik Kenti bile 450 bin turist sayısına zar zor ulaştığını düşünürseniz Antep'in yıldızının neden bu kadar parlak olduğunu anlarsınız.

KADIN ELİ DEĞMİŞ!

En son yedi yıl önce gittiğim Doğu'nun Paris'ini yeniden keşfettim desek abartı olmaz. Bizden bir gün önce Gaziantep'i ziyaret eden Başbakan Binali Yıldırım, "Gaziantep'i artık kimse tutamaz. Her şeyden evvel Gaziantep, 'kadın eli' değmiş bir şehir. Maşallah Gaziantep yollarıyla, çevresiyle, şehircilik anlayışıyla farklı bir noktaya geldi" demişti. Gerçekten de dediği gibiydi. 'Kadın eli' değince nelerin başarıldığını gözlerimle gördüm.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in nelere imza attığını çıplak gözle görüyorsunuz.

BAKLAVA CENNETİ

Sırada üç gün süren lezzet maratonu var. Ama öncelikle şunu söylemek de yarar var. Hani derler ya "Yediğin içtiğin senin olsun gezip gördüklerini anlat", işte Gaziantep'e gidildiyse bunu unutmak lazım. O yüzden baştan anlaşalım. Bir kere Gaziantep için öyle uzak falan diye gözünüz korkmasın, İzmir'den direkt uçuş var. 1 saat 40 dakikada gidiyorsunuz. Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü'nden Burçin Eroğlu karşılıyor bizi.
İzmirli gazeteci arkadaşlarım Aynur Tattersall, Nurhayat Talay, Lütfü Dağtaş, Mehmet Kurt ve Şafak İnce ile ilk durağımız İmam Çağdaş'tayız. Burada kendinize hakim olmak diye bir şey yok. Uçan kebaplar, fıstıklı baklavalar, çaylar çorbalar. En şaşırtıcısı da oraya gelenler değil de gelemeyenler için yapılan sevkiyat. Günde 2 tona yakın baklava Dünya'nın ve Türkiye'nin dört yanına sevkediliyor. Baklava ekonomisi almış yürümüş.

BAKIRCILAR ÇARŞISI

İmam Çağdaş'daki enerji yükmesinden sonra kendimizi sokağa vurduk. İlk durak Bakırcılar. Neden lezzetli oluyor bu yemekler? İşte o sorunun yanıtı. El emeği devreye girince lezzetin de öyküsünü yazmaya başlıyorsunuz aslında. Bakır cezveler, kap kaçak, tencereler. Baktıkça bakası geliyor insanın. 2011 yılında tüm çarşı baştan aşağıya yenilenmiş. Heryer şıkır şıkır. 10 liradan başlayan fiyatlarla ne isterseniz almanız mümkün. Biraz daha indikçe kundu kumaşından şallar. Gaziantep'te üretilen "kundu"nun hikayesini ayrı bir yazıda bulacaksınız. Biz şimdilik keşfetmeye devam edelim.

ALMACI PAZARI

Bakırcılar Çarşısı'ndan aşağıya doğru sallanırsanız kendinizi Almacı yani Elmacı Pazarı'nda bulursunuz. Yok yok burada. Antepliler bahar aylarında hazırlık yaparlarmış. Kışa ve yaza erzak, olmazsa olmaz. Deli kokuyor buralar. Peyniri, baharatı, salçası, havlan kabağı, sarımsak turşusu, patlıcan kurusu, nar ekşisi, pekmezi, safran, pul biber, simit bulguru, kırma zeytin, antep fıstığı. Adımını attın hemen ikram fıstık.
"Verileni geri çevirmek olmaz bizde" diyerek yediriyorlar size. Misafir ağarlama da kimse su dökemez ellerine.

TARİHİ TAHMİS KAHVESİ

Alamadım diye üzülme kargo var. Nerede oturuyorsan farketmez. Ücrette almıyorlar kargodan. Canın mı çekti bir alo, işlem tamam. Tahmis 'kahvenin dövüldüğü yer' anlamına geliyor. Burası bir kıraathane. Tarihi kahvenin doğuşu 1638 yılına kadar gidiyor. Türkmen ağası Mustafa Ağa tarafından yaptırılmış. Mevlevihaneye gelir sağlamak amacıyla. Ne anılar ne hikayeler... Bir büyük yangın bile geçirmiş. Ama günümüze gelmeyi başarmış. Rivayete göre 4. Murat'ın Bağdat seferi sırasında burada dinlendiği ve kendisine kahve ikram edildiği bile söyleniyor. İki katlı binanın üst katına çıkar çıkmaz sizi Mustafa Kemal Atatürk'ün resmi ve Gaziantep'in Bey Mahallesi'ne kayıtlı nüfus cüzdanı karşılıyor. Kurtuluş Savaşı'nda kahramanların karargah olarak kullandığı kahvede ne destanlar yazılmış siz düşünün. Şimdilerde Mehmet Bağcı ve oğlu Selim Bağcı tarafından işletiliyor.
Mehmet bey yaşayan tarih, size herşeyi masal kıvamında anlatıyor. Yaban fıstık çekirdeklerinin dövülmesi ve sütle yapılan menengeç kahvesi ile yaban kekiğinin kaynatılmasından yapılan zahter çayı favoriler arasında. Ama dibek kahvesi ve çayı da efsane.

ANTEP OTELLERİ HARİKA
Kesinlikle merkezde bir otel seçin. Biz Bey Konağı'nda kaldık. Zannedersiniz dizi film çekiyoruz.

Ben de başrolüm. Gaziantep'te eski konakları restore ederek Antep dokusunu iliklerinize kadar hissettirmeyi hedeflemişler.
Tam isabet. Sakin, sessiz. Avlusunda ömür geçer.

Çalışanlar nazik, yardımcı.

Kapıdan adımınızı atar atmaz da başka bir boyuttasınız.

Şirehan Otel de alternatifler arasında.