Armağan Pınar Adanar

Oyun oynayalım anne oyun oynayalım baba!

Bundan yaklaşık 6 yıl önce kızım Bahar henüz 2.5 yaşlarındaydı. O dönemde Balçova'da Migros vardı, onun içinde de oyuncak mağazası. Bahar ve ben akşamüstü oyuncak mağazasına gittik. Ben ondan -daha- çocuk elini tuttum Bahar'ın reyon reyon dolaşıyorum, oyuncakları keşfediyoruz birlikte. Bir oyuncak gördü Bahar iki kişiyle oynanıyor. Teşhirde olanı bulduk biraz oynamaya başladık. Ama ben zaten kayda aldım alacağım o oyuncağı. 10 dakika kadar oynayıp eğlendikten sonra "Hadi annecim alalım bunu çıkalım" dedim. Bahar bir anda elindeki oyuncağı kıyıya hışımla bıraktı. 2.5 yaşına özgü çocuk konuşmasıyla, "Almıyalım burda oynayalım, evde oynamıyoruz" dedi. O an çocuğun yüzüne bakakaldım. Oyuncağı orda bıraktık ve çıktık. Ama günlerce bu cümle aklımda dolandı dolandı. O dönemde işlerim o kadar yoğundu ki maalesef eve geç gidebiliyordum ve kızımla o dönem onun arzu ettiği kadar oynayamıyordum. Ama elbette pek çok anne, babanın yaptığı gibi ona oyuncak alarak iyi bir anne olduğuma dair kendimi ikna etmeye çalışıyordum. Ve o sıralar farkettim ki aldığım hiçbir oyuncak kızımla oynamadıktan sonra bir işe yaramıyor. Sadece ben kendimi tatmin ediyorum. Güya ben iyi bir anneyim. Peh! Terzi kendi söküğünü dikememiş ben de sürüye uymuşum herkes gibi akıntıya kendimi bırakmışım.
Bahar bana şimdi bile hatırladığımda tüylerimi diken diken eden bir hayat dersini henüz 2.5 yaşındayken verdi. Zaten her zaman inandığım çocukların anne- babalarını eğittikleri yönündeki inancımın sağlamasını almış oldum. O günden sonra iş yerindeki iş yükümü azalttım ve Bahar'a ihtiyacı olduğunu söylediği kadar zaman ayırdım. Ve bundan hiçbir zaman pişman olmadım. Bugün muayehanemize gelen ve "Çocuğumla oynamaya zamanım yok" diyen her anne-babaya şunu açık bir dille söylerim. "Bugün çocuğunuzun size ihtiyacı var, bundan 10 yıl sonra yok! Şimdi bugün var! Bir seçim yapacaksınız mutlu bir çocuk mu yoksa mutsuz bir çocuk mu?" Bu yazıyı okuyan insanlara şunu açıkca söyleyebilirim ki aldığınız ev, aldığınız araba ,aldığınız yazlık vb kaybettiğiniz ve kaybedeceğiniz pek çok şeyi de bedel olarak size ödetecek. Zaman içinde anlıyorsunuz ki çocuğunuzla geçiremediğiniz zamanın telafisi yok... Onun size bağlanması, sizinle zaman geçirmesi, oyun oynamanız, birlikte kahkahalar atmanız çocuğunuzun gelecekte geçmişine baktığında sadece hoş bir anı olarak kalmayacak onun aynı zamanda kendine güvenen, kendini değerli hissetmesini sağlayacak bir birey olarak yaşama bağlanmasını da sağlayacak... Küçük yaştaki çocuklar sevildiklerini "Seni seviyorum" kelimesiyle anlayamazlar. Onların sevgiyi anlamaları için çocuklarınızla oyun oynamalısınız, onlarla fiziksel temasta bulunmalı sık sık sarılmalı, öpmeli ve birlikte zaman geçirmelisiniz. Çocuk ancak bu şekilde sizin onu sevdiğinizi ve sizin için bir anlamı olduğunu hisseder... Seçim sizin. Mutlu bir çocuk mu? Yoksa...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.