Armağan Pınar Adanar

AŞK

Aşk üzerine yazasım tutunca sevgili editörüm Burcu hanıma "Ben bu hafta aşk'ı yazayım" dedim.
Burcu pek bir sevindi.
"Yaz yaz" dedi. Geçen hafta geçtim bilgisayarın başına yazmaya başladım, denedim ama o ne? 30 dakikada üç kelimeden fazla yazmadığımı farkedince "Bırakalım aşkı yazmayı yaşamak isteyen yaşasın ben yine başka konulardan yazayım" moduma geri döndüm. Farklı bir konuyu editörüme mail attım.
Ama o da ne Burcu hanım durur mu? Aradı hemen "Şekerim sen bu hafta aşk yazmayacak mıydın?" diye söylendi. Yazacaktım da kem küm derken Burcu "Yaz o zaman" dedi.
Denedim denedim yok çıkmıyor benden aşk ile ilgili kelimeler.
Kızım beni cebelleşirken görünce "Ne yazıyorsun anne?" diye sordu. Ben gayet sıkıntılı bir sesle "aşk üzerine yazıyorum" dedim.
Sessizliğin ardından kızım başladı gülmeye "Sen ve aşk nasıl ya?" dedi, çıktı gitti çalışma odamdan.
Minik bir ergenin maskarası olduk derken aklıma dahiyane bir fikir geldi. En iyisi facebook'ta insanlara sorayım "Nedir bu aşk?" diye...

CEVAPLAR ŞAŞIRTTI

"Aşk nedir?" Aldığım cevaplar karşısında şaşırmadım dersem yalan olur. "Cehennemin dibi, dünyada cennete yürüdüğünü sanarken cehenneme yürümek gibi bir şey, geçici akıl tutulması, aşk araftır" verilen cevaplar arasında. Mutlu aşk yok onu anladım.
Tam ümidimi kesmişken hem arkadaşım hem de kızımın doktoru Tolga Şentürk'ten bir yorum aldım...
"Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var ile sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum arasındaki farktır" diye yazıvermiş.
Onun üzerine konuşmaya başladık "Ne zormuş dedim aşkı yazmak", "Kolay aslında bir varmış bir yokmuş" diyerek noktayı koydu.
Aşk bir varmış bir yokmuş, büyülü bir duygu, bir saplantı belki de.

ÖLÜMSÜZ OLMA İHTİYACI

Ben aşkı "biri için ölümsüz olma ihtiyacı" diye tanımlıyorum. Bu da benim tanımım.
Ölümlü olmaya karşı duyulan ölümsüz olma, unutulmama ihtiyacı.
Aşk bir obsesyon mu?
Evet bence bir obsesyondur yani bir nevi saplantı.
Ölümsüz olma arzusuna karşı bir duruştur aşk.
Birisi için önemli olma, onun beynine yer etme, onun ruhunda kaybolma ve varoluşunun anlamlı olması hali...
Bu tür bir aşkı ilk annemizle, babamızla yaşarız.
Aşkımıza "karşılık" bulduysak bu derin bağ yıllar içinde hedef değiştirse de benzer bir duyguyu bizim için özel olmasını istediğimiz ve birisi için özel olmak istediğimiz bir insana karşı hissederiz.
Sunduğumuz Aşk "birisi" için anlam ifade ediyorsa da kendimizi dünyanın en ölümsüz insanı hissederiz.
Ölümsüz bir aşk yaşayarak.
Oysa aşk yalnızca bir nefestir, dokunuştur, sarılmadır, bir bakış, bir duruştur.
Aşk hem en karmaşık hem en basit haldir. Bazen iyilik bazen kötülük halidir.
Aşk, gözünün dönmesidir.
Aşk, sonsuzluğun içinde kaybolma ihtiyacıdır. Aşk bir vardır bir yoktur bir masaldır.
Her kim bu masalı yaşamak istiyorsa ruhsal durum muayenesinden geçmelidir.
Aşk en basit anlamıyla içimizdeki henüz keşfedilmemiş olan o tuhaf adanın keşfedilme ihtimaline duyulan derin bir özlemdir.
Gerisi de bize anlatılan bir masal...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.