• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
BESİM KAZADO

Sahnede bir kraliçe Barbra Streisand

besim.kazado@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.08.2016, 00:00
Muhteşem sesiyle Amerikalı şarkıcı, film yıldızı, sinema yönetmeni, iyi bir anne ve iyi bir eş olan Barbra Streisand’ı doya doya izlemek sonunda bana da nasip oldu... Duayen sözü onun için söylenmiş adeta. New York’taki konserinde Barbra Streisand, bir kraliçeden farksızdı...

İyi pazarlar... İlk söyleyeceğim, yazacağım benim son yıllardır yaşadığım en güzel 2 saat... Hani yıllarca bir duygunun, rengin, görüntünün, hazzın hasretini çekersiniz.
Hasret değil. Çünkü hasret tadılmış bir duygunun özlemidir.
Haal desem... Hani düşüncelerinizde abartırsınız. Genelde sükütu hayale uğrarsınız. Çok ender daha da büyük bir haz duyarsınız. İşte benimki böyle oldu. Düşüncelerimde yıllarca canlandırdığım hayali sahnelerin çok daha güzelini doya doya tattım Barbra Streisand konserinde. Duayen kavramı onun için söylenmiş adeta.

HAYALİNİ KURMUŞTU

Şöyle geçen yıllara baktığımda yurt içinde veya yurt dışında tüm engelleri yok edip çok sevdiğim sahne olaylarını ve starlarını izlemek fırsatlarını buldum. Tina Turner için Hamburg'a, Sylvie Vatran için Paris'e, Diana Ross için Las Vegas'a, Andrea Bocelli için Floransa'ya, Las Vegas'a vs vs... gittim.
İyi ki de gitmişim. Tek çok isteyip izleyemediğim tek ama tek yıldız Barbra Streisand vardı. Aylar evvel tesadüfen (aram hiç bağdaşmayan internetten) öğrendim ki, duayenin Ağustos ayı içinde 2 NY konseri var. Hemen benim sanat faaliyetleri yürüten arkadaşım Mehveş Sönmez ile ticketmaster'a girdik. Biletlerimizi aldık. Ağustosun ortasında oluşu tüm projeleri değiştirdi. Büyük bir heyecan ve mutlulukla buluştuk arkadaşımla.
Streisand'ın doğduğu Brooklyn'e geçtik. Konserin yapılacağı dev Atlantic Barcley's Stadium'un karşısında SHAKE SHACK'a geçtik.
Yediğimiz hamburgerler steak'ten daha ağır geldi. Kuşlar gibi 20.000 kişinin arasına girdik. Yerimize geçene kadar konserle ilgili ne varsa (T-shirt, CD, DVD, program...) değerlendirdik, Sanatçının fanatik hayranlarıyla konuştuk. Dolması imkansız gözüken dev mekan tıka basa oldu ve ünlü 'people' şarkısının melodisiyle giriş yaptı 10 kişiyi ancak bulan dev orkestra ve koro.
'Hello Brooklyn'le başladı, ilk çıktığı günden bugüne bir dolaşım yaptı konser boyunca. Meğer ne şarkılarla yıllarca kalbimize, zihnimize yer etmiş Barbra... Bence konserin en güzel tarafı o muhteşem sesin yanında, sade mi sade şarkı söyleyen, sakin mi sakin sohbetler yapan bir kadının bir müzik imparatoriçesinin çok şık 2 kostümü, rahat saç modeli, abartısız makyajı ile karşınızda oluşuydu. Ses, ışık ve dijital görüntülerden bahsetmiyorum, tahmin ediyorsunuzdur. Bu arada birkaçını kendisinin yönettiğini, konserde öğrendiğim filmlerinden görüntüler gelince ekrana, bu alanda da ne kadar büyük olduğunu hatırlattı.

ESPRİLİ SOHBETLER...

Sohbetlerinin içinde Broadway'de oynadığı bir oyunda çok heyecanlı olduğunu, bu heyecanını da ancak oturarak şarkı söylerken kırdığını anlattı. Yönetmen "kesinlikle oturmanı istemiyorum" demiş.
O da unutup yine oturmuş.
Ama her seferinde büyük alkış alınca, "ne yapalım beceremiyeceksin, otur bari" cevabını almış, yıllar sonra evleneceği, halen 18 yıllık eşi olan James Brolin. 74 yaşında olan Streisand, 3 jenerasyona söylediğini şimdi de 4'üncüye geçtiğini hicvetti.
Muhteşem şarkıcı, film yıldızı, sinema yönetmeni, iyi bir anne ve iyi bir eş olan bu dev sarışın yıldızı doya doya izlemek bu güne nasip oldu.
Dileklerim, böyle güzelliklerle yerine geldiği için dualarım ve enerjim her zaman en öndedir.
Belki biraz uzun oldu ama müsaade edersiniz ki bu da benim hayalimdi, gerçeğini sizinle paylaştım.
Bu arada Barbra Streisand'ın yeni albümü çok ilginç. Hugh Jackman, Alec Baldwin, Antonio Banderas, Chris Pine, Anne Hateway gibi sanatçılarla düet yapmış. Ve de bunlar arasında olan Patric Wilson ve Jamie Foxx'u galasında sahneye aldı. Yer yerinden oynadı tabii ki...

DOSTLARLA BULUŞMA

Yılın belki de yılların konserini sizinle paylaştığım için çok mutluyum.
Gelelim dönüşüme, genelde sizinle herşeyi paylaştığım için hiçbir şeyi atlamamaya çalışıyorum.
Hatta unutabilirim diye fotoğraflıyorum her yaptığımı. Dönüşümün sabahı çok özlediğim bir arkadaşımla, (ben seyahate çıkmadan İtalya'ya gitti, bir arkadaşının davetine katıldı, oradan da tabii ki Türkiyemize geçti. Benim yola çıktığım günün akşamı döndü. Böylece uzun bir süre görüşemedik canım Şulem ile (Haskel) ilk sabah, ilk yürüyüş, ilk kahvaltı. Bol sohbet...
Kendisinden çok bahsettiğim buradaki en başarılı gençlerimizden, Simit&söith'in ce'su Gökhan (Çakmak) nihayet NJ Edge Water'da harika restoranını açtı.
Türkiye'den gelen değerli mekanları olan House Cafe'nin değerli ahçısı ile birlikte. Önümüzdeki çarşamba sizin için bir söyleşi yaptım şef M.İkbal Baylan ile.
NY'ta KikiRiki giyim firmasının başında olan Kürşat Deligöz İle pazar brunch'ına gittik. 5 çayı ile güne devam ettik bir baktık ki akşam yemeğini sipariş ediyoruz.
Bunun üzerine karar verdik 'Hudson Mediteranian Grill' tam bize göre. Gökhan sana hayırlı işler diliyorum. Hakkındır...
Geçtiğimiz hafta 1 gün 1 gece çok sevdiğim bir arkadaşımla Atlantic City kaçamağı yaptık. Herkesin 'aaa daha gitmedin mi?" dediği Atlantic City'ye. Önce şehri biraz gezindik...Tam dönüyorduk ki tecrübeli arkadaşlarımızın mutlak gitmemizi tavsiye ettikleri 'Borgata'ya gittik. Ağzım açık kaldı. Kendimi Las Vegas'ta gördüm.
Tam Bellagio, MGM arası bir otel diyordum ki Vegas'ın ünlü MGM grubundan olduğunu öğrendim.
Oyun oynamadığım için bana dolaşmak düştü. Uzakdoğu, İtalyan restoranlar, bulangeri'ler vs vs... yemek mekanlarının hepsi birbirinden şık, havuzlar, otelin içindeki şov arenası, spa'sı harika.

MUHTEŞEM YEMEKLER

Yemekler muhteşem dedim.
Hele alt katta bir market ve de içinde bir fuzyon restoran var ki...Fuzyon yemeğinin bu kadar lezzetli olduğunu orada gördüm ve tattım. Restoranın şefi gencecik bir delikanlı. Herkes onu tebrik ediyor ve kuyrukta bekliyor yemeklerini yemek için. Drew Pollack adlı çok başarılı bir şef.
Demek ki bu sadece yaş ile, yıllar ile olmuyor insanın kendi yaratıcılığı da önemli bir şey. Her şey mükemmel iken gezdiğimiz peynir, mantar, et standları içinde bir bölüm beni şöyle bıraktı. Lokum ya bizim lokum... Sadece 'delight' adı ile çok da şık bir şekilde sunulmuş. Söyleyecek bir söz bulamadım.
Bellagio Vegas'ı çok andıran dev cam işleri daha da artırıyor şıklığını. Her hafta sunulan 'burlesque' şovda yer zor bulunuyormuş.
Ayın 27 sinde Rod Steward'ın oralarda konser vereceğini görünce... Neyse hepinizi hasretle selamlıyorum, hoşça kalın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA