• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Bu sağlık programları ’hasta eder’ adamı... BÜLENT GÜRLÜK

Bu sağlık programları 'hasta eder' adamı...

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.08.2012, 00:00
Son yıllarda Türk televizyonları, haber, tartışma, magazin, eğlence, dizi, talkshow ve yarışma programlarından arta kalan saatlere bol bol 'sağlık' yayını sıkıştırmayı adet etti.
Özellikle sabah ve öğle saatlerine rastlayan bu programlar, hafiften şovmenliğe de meyilli bazı doktorların ya da alternatif tıpta cevher yumurtlayan bilindik isimlerin kapsama alanına dönüştü.
***
Sağlıklı yaşam ve bünyeyi hastalıklardan korumanın yollarını öğrenmeye kimin itirazı olabilir ki?
Öyleyse, yazımın satır arasında hissettiğiniz 'gerginliğin' sebebini merak ediyorsunuzdur.
Hemen açıklayayım...
Bilim ve sanat, toplumu havalandıracak iki önemli kanadımızdır. Bu alanlara ekranda daha çok yer verilmesi gerektiğini kimbilir kaç kez dile getirdim.
Ama izleyicinin ciddiye aldığı, öğütlerini kağıda not ederek uygulamaya kalkıştığı hocaların televizyondaki tutarsızlıkları da artık bıktırdı.
***
Biri çıkıyor, kanser dahil akla gelebilecek tüm rahatsızları iyileştirecek otlar sıralıyor... Hangi besin maddelerinin, ne tür hastalıkları tedavi edeceklerini ya da nasıl bir koruma sistemi yaratacaklarını anlatıyor...
Genelde konuğuna sürekli kafa sallayarak eşlik eden sunucunun önündeki masa, yayın öncesinde sözü geçen otlardan kurulu bir sofraya dönüştürüldüğü için görsel destek de sağlanıyor.
***
Adının önünde ekseriyetle 'Prof' ibaresi duran hoca, aktar sepetlerindeki duyduk duymadık tüm ürünleri, hangi bağışıklık sistemimizi güçlendirdiğine göre sınıflara ayırıyor.
Pür makyajlı güzel sunucu da sohbet anında adı geçen otu masanın üzerinden kaparak kafa sallamaya devam ediyor. Gözlerini de Hint kaplanıyla karşılaşmış gibi hayretle kocaman açıyor ki daha etkileyici olsun...
Bu arada sayın seyirciler de boş durmuyor, 'bir kere daha tekrarlıyorum' diye döne döne yinelenen cümleleri kağıda yazıyorlar. Ki hem unutmasınlar hem de akraba ve hısımlarına tavsiyede bulunsunlar...
***
En zoru da o karışımlar...
Bilmemneden bir tutam, falanca bitkilerden de şu kadar çimdikleyip rondoya atın... Onu bir taşım kaynayan bilmemneyle karıştırıverin, ardından başınızdan aşağı dikin...
Ben kaç kez, kanallar arasında gezinirken denk geldiğim sağlık programlarında büyü yapmayı öğretiyorlar zannettim.
Zaten acından ölme aşamasına gelmedikçe doktorun kapısını çalmayan milletimiz, ekrandan kaptığı tarifler sayesinde tıptan daha çok uzaklaşıyor.
***
Sonra başka bir doktor çıkıyor... Bakıyorsunuz, sektirmece oynayacakmış gibi önü taş dolu. O da girişiyor rengarenk taşların esvabı mucizesini anlatmaya. Stresi giderir, kafayı dinginleştirir, huzura erdirir...
Bir dahaki sefere bir başka 'Prof'... Pür makyajlı sunucunun önündeki masa ise Cemal Ağa'nın tarlasından beter. Marullar, rokalar, maydonozlar, ıspanaklar, yeşil yapraklı bilimum sebzeler ve meyveler orada.
Seyyar manavı aratmayan stüdyoyu izlerken, bu kez başlıyoruz hangi vitamini nasıl depolayacağımızı, bağışıklığımızı neyle kuvvetlendireceğimizi ve yaka silktiğimiz o amansız hastalığın hücrelerini durduracak bitki ve karışımları not almaya...
***
Televizyona kapağı atan her uzman, hararetle kendi tarzını değişmez kuralmış gibi, başka yöntemlere burun kıvırarak dikte ediyor.
Birinin faydalı gördüğü kuruyemişe, başkası 'dikkat' diyor. Kimi zeytinyağını üste çıkarıyor, öbürü 'aman kolestrol' diye uyarıyor. Çayı ve kahveyi bol bol tüketin diyen de var, kahve çekirdeği hormonlarınızı bozar diyen de...
Ne koruyan belli, ne dokunan. Her bilmişten ayrı sesler yükseliyor.
***
En son dinlediğim bir doktor noktayı koydu...
"İnsan vicudu hücrelerin yaydığı elektrikle çalışır" diyerek lafa girdi, televizyona çıkıp da hastalıklara karşı bitki ve otları önerenlere saydırarak bitirdi.
Sunucu titrek sesiyle birkaç kez araya girmeye çalışırken, sinirden küplere binen doktor kükredi: "Doğru beslenmek ile bitkisel ürünlerle tedavi saçmalığını birbiriyle karıştırmayın."
Karıştırmayalım ama hocam, birçok meslektaşınız 'karıştırın karıştırın için' diyor.
Ne yapacağız!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA