• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Oruçta kan şekeri düşüklüğüne dikkat! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Oruçta kan şekeri düşüklüğüne dikkat!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.08.2011, 00:00
Uzmanlara göre, oruç tutan Tip 2 Diyabet hastalarının gün içinde mutlaka birkaç kez şeker ölçümü yapması gerekiyor. Yapılan ölçümlerden birinde kan şekeri değeri 60'ın altında veya 300'ün üzerinde çıkarsa o gün tutulan orucu bırakmak gerekiyor

Tip 2 diyabetli kişilerin sağlıklarını kaybetmeden oruç tutabilmeleri için dikkatli olmaları gerektiğini belirten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, "Hayat boyu tedavinin yanı sıra düzenli beslenmeyi gerektiren Tip 2 diyabet, özellikle Ramazan ayında oruç tutan hastaların dikkatsiz beslenmeleri ve tedavilerini aksatmaları nedeniyle ciddi sorunlara neden oluyor. Tip 2 diyabet hastası oruç tutarken gün içinde hekiminin önerdiği sayıda şeker ölçümünü mutlaka yapması gerekiyor. Kan şekeri değeri 60'ın altındaysa ya da 300'ün üzerindeyse o gün tutulan orucu bırakmak gerekiyor" diyor.
Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler tarafından, büyüyen "salgın hastalık" olarak ilan edilen diyabet, tüm dünyada milyonlarca insanı etkisi altına alan ciddi bir sağlık sorunu. Günümüzde dünyada 285 milyon diyabet hastası, Türkiye'de ise 6 milyon diyabet hastası olduğu tahmin ediliyor. 2030 yılında ise tüm dünyada yaklaşık 438 milyon diyabetli hasta olacağı öngörülüyor. Diyabet hastalarının yüzde 90-95'ini Tip 2 diyabetli kişiler oluşturuyor.

TERLEME VE BAŞ DÖNMESİ

Yapılan araştırmalar Tip 2 diyabet hastası olan her 10 Müslüman'ın 8'inin ramazan ayında oruç tuttuğunu ortaya koyuyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, "Tip 2 diyabette, hastanın yaşam kalitesini etkileyen önemli bir risk faktörü olan hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) özellikle Ramazan ayında uzun süren açlık dönemiyle daha çok tetikleniyor. 13 Müslüman ülkeden 12.243 diyabet hastasının dahil edildiği 'EPIDIAR' çalışmasına göre Ramazan'da oruç tutan Tip 2 diyabet hastalarında hastaneye yatış gerektiren ciddi hipoglisemi riski 7.5 kat artıyor. Terleme, baş dönmesi, açlık, asabilik gibi belirtilerle ortaya çıkan hipoglisemi acil müdahale edilmediği takdirde bilinç kaybı ve hastalık nöbeti gibi ciddi sorunlara yol açabilir" diyor.
Türkiye'nin de içerisinde olduğu 6 ülkede yapılan Hipoglisemi Anket Araştırması'na göre, Tip 2 hastalarının yarısının hipoglisemi belirtilerini tanımadığını gösterdiğini belirten Prof. Dr. Yıldız, "Ramazan'da kan şekeri seviyelerinin hipoglisemi gelişme riskini azaltmak için daha sık izlenmesi gerekiyor" diyor.

DOKTOR TAKİBİNDE OLUN
Ramazanda oruç tutmayı seçen diyabet hastalarının hekimlerinin yakın takibinde olmasının çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Yıldız "Hasta hekiminin yönlendirmesiyle evde günlük şeker ölçümlerini düzenli olarak yapmalı ve hekimiyle beslenmesini, günlük fiziksel aktivitesini planlamalıdır" diyor. Diyabet hastalarının sahur ve iftarda yapacağı seçimlerin sağlıkları açısından çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yıldız "İftarda karbonhidrat ve yağdan zengin gıdaların aşırı tüketiminden kaçınılmalı, sahurda da emilimi ve sindirimi yavaş olan kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir" dedi. Prof. Dr. Yıldız sahur ve iftarın yanı sıra gece saat 10-11 arasında alınacak en az bir ara öğün ile gün içerisindeki öğün sayısını üçe çıkarmanın diyabetli hastaların sağlığına olumlu katkı sağlayacağını söyledi. Ramazan ayında vücut ağırlığının korunmasının önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldız, bu hastaların Ramazan ayı boyunca uyku düzenlerine de dikkat etmeleri gerektiğini ayrıca vurguladı.

Diyabet hastalarına 10 Ramazan önerisi
1. Unutmayın ki hastalığınızın tedavisi size özgüdür. Ramazan öncesi ve Ramazan'da diyabet tedavinizin gözden geçirilmesi için hekiminizle yakın temasta olun.
2. Hekiminizin yönlendirmesiyle günlük şeker ölçümlerinizi düzenli olarak yapın.
3. Ramazan ayı boyunca vücut ağırlığınızı korumaya çalışın.
4. İftarda karbonhidrat ve yağdan zengin gıdaları aşırı tüketmemeye dikkat edin.
5. Beslenmenizi iftar ve sahur arasında mümkün olduğunca uzun zamana yayın. Bu iki öğün arasında en az bir, mümkünse iki ara öğününüz olsun.
6. Sahuru kesinlikle atlamayın ve mümkün olduğunca orucun başlamasına yakın saatlerde yemeye çalışın.
7. Sahurda sindirimi yavaş olan sebze, kahverengi ekmek, tahıllar, bulgur, baklagiller ve meyve, sebze, yulaf gibi gıdalar tüketin.
8. İftar ve sahur arasında sıvı tüketiminizi arttırın.
9. Özellikle iftara yakın saatlerde aşırı fiziksel aktiviteden kaçının.
10. Ramazan boyunca uyku düzeninize dikkat edin.

Hipoglisemi nedir?
Kan şekeri düzeyinin 50 mg/dl veya altına düşmesi hipoglisemi olarak tanımlanır. Hipogliseminin oluşumuna zemin hazırlayacak nedenler ortadan kaldırıldığında hipoglisemi riski de uzaklaştırılmış olur, Aksi takdirde insülin veya oral antidiyabetik ilaç kullanan herkeste hipoglisemi görülebilir.

Nedenleri:
* Gereğinden fazla insülin veya diyabet ilacı kullanmak
* Yemekleri ve ara öğünleri düzensiz saatlerde yemek
* Öğünlerde gereksinimden az karbonhidrat almak
* İlaçları yanlış zamanda kullanmak
* Her zamankinden fazla egzersiz yapmak
* Alkol kullanmak
* Kadınlarda adet kanamasının başlaması
* Soğuk ortamdan çok sıcak ortama geçmek

Belirtileri:
Hipogliseminin şiddeti hafif, orta ve ağır olabilir. Şiddetine göre bulguları da farklıdır:
Hafif şiddette hipoglisemi bulguları;
* Açlık
* Titreme
* Terleme
* Dudakta ve dilde karıncalanma
* Solukluk
* Çarpıntı
* Huzursuzluk
Orta şiddetteki hipoglisemi bulguları:
* Baş ağrısı
* Karın ağrısı
* Bulanık görme
* Uyuşukluk
* Konuşma zorluğu
* Çarpıntı
* Sinirlilik
* Solukluk
* Terleme
Hipoglisemi ağır şiddette seyrediyorsa hastada bilinç kaybı da görülebilir.
Hipogliseminin acil tedavisi için en önemli tedbir; diyabet hastasının yanında kesme şeker veya glikoz tabletleri bulundurmasıdır. Diyabetlinin çevresindeki insanlar da hipoglisemisi olan kişideki huzursuzluk, solukluk, terleme, dalgınlık ve davranış bozukluğunu fark edebilirler. Bu nedenle gerek diyabetli kişinin, gerek çevresinin (aile, okul arkadaşları, öğretmenleri gibi) hipoglisemi belirtileri ve tedavisi konusunda bilgilendirilmesi önemlidir.

Fazla kilolar sivilce ve kıllanma nedeni

Sivilce problemi kadın erkek herkeste 9 yaştan 40 yaşa kadar, hayatın herhangi bir evresinde yoğun olarak görülebilir. Sivilce oluşumunda hormonlar kadar cildin aşırı yağlı olması, ve genetik nedenler de çok etkilidir. Ayrıca sivilceye neden olan bazı mikroorganizmalar da, vücut bunlarla yeterince mücadele etmediği için bazı kişilerle daha kolay üreme imkanı bulur.
Sivilcenin oluşumunda süreç, ciltteki yağ bezlerinin ağızlarının tıkanması ile başlar. Tıkalı olan bu bölgede yağ birikir ve "komedon" adı verilen siyah noktalar oluşur. Bu siyah noktalar sivilcelerin ana kaynağıdır. Aynı yerde birtakım mikroorganizmalar da üreyince iltihaplı sivilceler meydana gelir. Eskiden yediğimiz besinlerle sivilceler arasında doğrudan bir ilişki olmadığı düşünülüyordu. Ama yapılan araştırmalarla, kan şekerini çok hızlı yükselten glisemik indeksi yüksek besinlerin sivilceleri artırdığı kanıtlandı. Bu nedenle uzmanlar, sivilce oluşumunu önlemek için glisemik indeksi yüksek gıdaların çok tüketilmemesi konusunda kişileri uyarıyor. Ayrıca şişmanlık da artık sivilce nedeni olarak kabul ediliyor. Çünkü kadınlarda kilo aldıkça erkeklik hormonu yağ dokusunda birikiyor ve buna bağlı olarak kıllanma ve sivilceler artıyor. Tam tersine kilo verdikçe ve yağ dokusunda biriken hormonlardan kurtuldukça sivilce ve kıllanma da azalıyor.

Saç dökülmesinin nedeni araştırılmalı
Uzmanlar saç dökülmesi problemi yaşayanlara ve etkin çözüm isteyenlere, kozmetik ürünlere avuç dolusu para ödemeden önce doktor muayenesinden geçmelerini öneriyor. Saç dökülmesi şikayeti ile doktora başvuran kişilerde, muayeneden sonra tiroid fonksiyon testi ve kan sayımı yapılıyor. Vücutta çinko, demir, B 12 ve folik asit seviyesine bakılıyor. Gerek görülürse kadınlarda adet dönemlerinde bazı hormon tetkikleri yapılıyor ve bütün bunların ışığında hasta bir daha değerlendiriliyor. Saç dökülmesinin nedeni saptandıktan sonra da buna yönelik ilaç tedavisine başlanıyor. Tedavi ile birlikte dökülme de kısa sürede durdurulabiliyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA