Günümüzde sağlık sorunları, yalnızca hastanelerde sunulan tedavilerle çözümlenemeyecek kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ameliyat sonrası ev istirahatinde, yara bakımında, Alzheimer, demans gibi hastalıklarda, böbrek ve kalp hastalıkları gibi kronik hastalıklarda, yatalak hastamızın bakımında, engellilikte, gebelikte, doğum sonrasında veya yeni doğan bebeğin bakımında da sağlık profesyonellerine ihtiyaç duyuyoruz. Evde bakım hizmetleri de bu ihtiyacı karşılamaya yönelik her detayı içeriyor.
Kamu Hastanelerinin yanı sıra Özel Hastanelerin bir kısmında da sunulmaya başlayan evde bakım hizmetlerini, yasal düzenlemeler sayesinde belediyeler de verebiliyor. Çiğli Sağlık Grubu ve Özel Ege Ambulans Servisi Müdürü Dr. Aykan Çelikel'le evde bakım hizmeti uygulamaları ile ilgili sorularımızı yanıtlıyor.
-Evde bakım hizmetleri, ülkemizde hangi seviyeye ulaştı?
Türkiye'de evde bakım hizmetleri üç şekilde yapılıyor. Son yönetmeliklerle birlikte özel hastane, ayaktaş teşhis ve tedavi merkezlerine evde bakım ünitesi açma hakkı verildi.
Yani her özel hastane, isterse evde bakım ünitesi kurup hastanede tedavi ettiği hastanın evde takip edilmesi ya da hastanede tedavi edemediği hastanın evde bakımı ile ilgili çalışabiliyor. Bu durum devlet hastaneleri için de geçerli.
Hastalar artık uzun süre kalamıyorlar hastanede. Hastane tedavisi tamamlandığında hastanın evine gönderilmesi gerekiyor. Kamu kaynaklarının doğru kullanılması açısından da bu şart.
Yani "Evde bakacak kimsem yok, hastanede 15 gün daha yatayım" diye bir şey söz konusu değil.
Hayatı riske etmeyen tedavilerin ve hastane tedavisinin ardından hastane dışında da uygulanabilecek tedavilerin, hastane dışında yapılması artık evrensel bir gereklilik.
Evde bakım hizmetleri için kamu hastaneleri SGK'dan cüzi de olsa ücret alıyor. Özel hastaneler ise bu iş için herhangi bir ücret almıyor. Bu nedenle özel hastanelerin çok gelişmiş evde bakım üniteleri yok. Türkiye genelinde birkaç hastane yapıyor. İzmir'de de Sağlık Müdürlüğü'nün organizasyonunda bir evde bakım hizmeti var. Aradığınızda enjeksiyon, pansuman ve benzeri talepleriniz imkanlar dahilinde karşılanıyor.
Evde bakım hizmetlerinin Bir üçüncü boyutu da bu hizmetlerin yerel yönetimler tarafından yapılmaya başlanması. Büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyeleri, evde bakım hizmetlerini hastaneler bünyesinde ve hastanelerden bağımsız olarak, kanunun kendilerine çizdiği sınırlar içinde yapabiliyor. -Belediyelerin sunduğu evde bakım hizmetleri neleri kapsıyor?
Çiğli Sağlık Grubu olarak Gaziemir'de yaptığımız işi anlatayım. Bu Ege Ambulans'ın evde bakım hizmeti değil aslında, Gaziemir Belediyesi'nin vatandaşa verdiği hizmetlerden biri.
Belediye ile bu projemiz 6-7 sene önce başladığında bir ekibimiz ve bir ambulansımız vardı.
Şu anda ambulans sayımız 3'e, hizmet aracı sayımız 4'e çıktı.
Ambulans ve evde bakım hizmetleri, Gaziemir Belediyesi'nin sağlık işleri müdürlüğünün ruhsatı ile veriliyor. Yani biz belediyeye araç, hemşire şoför ve evde bakım elemanı veriyoruz ve bu ekip, belediyedeki sağlık ekibi ile birlikte çalışıyor. Sadece hastalıkta değil, doğumda, hatta ölümde de vatandaşla birlikte olmak var. Evde bakım hizmeti ve ambulansın yanı sıra cenaze işlemleri de dahil oldu bu hizmetlere. İki cenaze aracımız bu hizmeti veriyor.
-Evde bakım hizmetine kimler ihtiyaç duyuyor?
Evde bakım hizmeti ile ilgili bir hane halkı taraması yapıyoruz. Örneğin yine bizim çalışmalarımızdan örnek verirsek, Gaziemir Belediyesi sınırları içinde evde bakım hizmetlerine ihtiyacı olanlar kimler, adres tespiti yapılıyor. Aile hekimlerinin bildirimleri, devlet hastanesinden gelen geri bildirimler, ambulansla taşıdığımız hastalardan gelen geri bildirimler kayıt altına alınıyor.
Bu verilere dayanarak ev ziyaretleri yapılıyor ve evde bakıma ihtiyacı olanlara hizmet veriliyor. Genelde 65 yaş üstü hastalar, durumu olmayan, kimsesi olmayanlar ya da hastalarını sağlık kuruluşlarına götüremeyenler ve engelliler müracaat ediyor.
-Neler yapılıyor evde bakım hizmetleri kapsamında?
Evde bakım hizmetleri kapsamında yara bakımından pansumana, tırnak kesiminden saç ve vücut temizliğine kadar her ihtiyaç karşılanıyor. Hemşirelerimiz bu bakımları yaparken, bakımın inceliklerini hane halkına da öğretiyorlar. Böylece hasta yakınları da bilinçleniyor.
Ayrıca evden çıkamayacak durumdaki hastaların rutin kan tahlilleri için, kan örnekleri evde alınıp laboratuvarlara yönlendiriliyor.
Öncelikle doktorumuzla birlikte gidilip hastanın neye ihtiyacı var, bu tespit ediliyor.
Hastanın kanı alınıyor, tansiyonu ölçülüyor. Sonrasında da ihtiyaca göre hizmet veriliyor. Gerekirse nakil ambulansımızla hastane nakilleri sağlanıyor. Hemşirelerimiz tarafından yatalak hastalara yara bakımları yapılıyor. Bu bir defaya mahsus bir hizmet değil. Periyodik aralıklarla bu ziyaretler ve bakımlar yapılıyor. Ekipte ebe, psikolog ve diyetisyen de var. Hastalıkların yanı sıra lohusa, gebe ve yenidoğan bakımları da yapılıyor.
Ayrıca sadece sağlık hizmeti de verilmiyor. Sosyal duruma da bakılıyor. Diyelim evde temizlik ve bakım ihtiyacı var. Hastanın tuvaletinin, banyosunun, yatak odasının temizlenmesi gerekiyor. Evde desteğine ihtiyacı var. Ya da maddi yetersizlikleri var. Bunlar da bildiriliyor belediyenin diğer birimlerine ve kaymakamlıkla birlikte o evin diğer ihtiyaçları da karşılanıyor.
"Doğu Beyazıt'a kadar gittik"
-Cenaze hizmetleri kapsamında neler yapıyorsunuz?
Gaziemir Belediyesi sınırları içinde bu hizmeti veriyoruz. Devletin bütçesi ile vatandaş istediği yere cenazesini götürüyor. Bu amaçla Doğu Beyazıt'a iki sefer gittik, iki kez Karadeniz bölgesine cenaze götürdük. Bu hepimiz için en doğal hak diye düşünüyorum.
Ölümün hafızası çok uzun. Birinci derecede bir yakınınızı kaybettiğinizde, o an hafızanızda uzun süre kalıyor. Hekim olmama rağmen, cenazelerle ilgili yaşadıklarım benim de hafızamın en eski yerinde. Kars'ta kokmuş bir kadın cenazesine verdiğim ölüm raporunu unutamam mesela. O cesedin kokusunu 15 sene burnumda taşıdım. İzmir'den otobüsün bagajına koymuşlar Kars'ın Göle'sine göndermişler. 80'li yıllar, orada doktorluk yapıyorum. "Doktor bey, ölü var" dediler. Otobüs garının bir odasında tabutu bir açtım bir koku.. O koku burnumda 15 sene kaldı. Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir vatandaşın cenazesi bu hale gelmemeli. İslamiyette ölen kişiyi en yakın yere gömmek var ama insanlar vasiyet edebiliyor ve öldüğü yerin 3 bin km uzağında gömülmek istiyor. Sistem bu talepleri de karşılamak zorunda. Buna pardon diyecek bir bakan, belediye başkanı, doktor olması mümkün değil.
