Hürol Dağdelen

Sinema ve ekranın perde arkası kötü

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü eski Başkanı Prof. Dr. Oğuz Adanır, Karşıyaka Rotary Kulübü'nün konuğu oldu önceki gün...
Dinleyicilerden biri de bendim. Öyle şeyler duydum ki, kulaklarıma inanamadım. Bu gerçeklerle yüzleşmemizi sağlayan ise, Rotary yönetiminin topluma hizmet parolasıydı.
Çünkü davet ettikleri konuşmacı, gençlerin gözbebeği, şöhret olma aracı sinema ve televizyonun, bizden gizlenen gerçeklerini bir bir ortaya döktü, gözümüzü açtı.
***
Ümit Ünal, Semih Kaplanoğlu, Ömer Uğur, Oğuzhan Tercan, Ertekin Akpınar, Raşit Çelikezer, Türkan Derya, Kudret Sabancı, Nursan Esenboğa, Sadullah Çelen, Taner Akvardar ve Şenay Gürler gibi pek çok oyuncu ve yönetmende emeği geçen Prof. Adanır, Rotaryenlerle ilginç tespitlerini paylaştı.
Örneğin biri, Cem Yılmaz ile Şahan Gökbakar'ın neden sinemada başarılı olduğu, neden daha çok izlendiği üzerineydi.
***
Prof. Adanır, bunu çarpıcı bir örnekle açıkladı:
"Dikkat edin, Hollywood genelde genç izleyicilere hizmet eder. Çünkü ABD'de sinemaya gitme yaşı, en yoğun 8-18 arasındadır. Bizde de aşağı yukarı böyle... Bizimkiler de bunu keşfetmiş... Bu yüzden yaptıkları filmler, daha çok çocuklara yönelik... Oynadıkları karakterler de çocukça... Bu yüzden çok izleniyorlar."
Prof. Adanır, son yıllarda öne çıkan Türk filmleri furyasının da, yanlış tutumlar yüzünden dibe vurduğunu öne sürdü. Gerekçesini de şöyle açıkladı:
***
"Bazı oyuncular, sinemaya meraklı zenginleri, 'Büyük paralar kazanacağız' iddiasıyla kandırıyor. Adam, varlığının büyük bir kısmını filme yatırıyor. Ancak, para kazanamayınca, bir daha bu işe girmiyor. Daha da kötüsü, yakınlarını, dostlarını da etkiliyor. Böylece sinemaya yatırım yapanların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Oysa Yeşilçam'ın prensipleri vardı, onu da bitirdiler."
***
Sinemanın sadece oyuncu ve yönetmenden oluşmadığını, kamera arkasında birçok emekçinin bulunduğunu belirten Prof. Adanır, "Ancak o kadar çok ışıkçı, sesçi ve kameraman var ki, onlar için de bir pazar oluştu, hamal pazarı gibi... Yapımcılar, bu kişileri 'Şu kadar sesçi, şu kadar kameramana ihtiyaç var' talebiyle seçiyor. Birçoğu aylarca işsiz kalıyor. Bulanlar ise kısa bir süre şanslı...
***
İşin özü, Prof. Adanır, Türkiye'nin sinema ve televizyonda, dar boğaz yaşadığını, yılda 1500 mezun veren sinema-tv okullarında eğitim gören gençlerin büyük bir çoğunluğunun işsiz kaldığını açıkça ortaya döktü.
Bu da şunu gösteriyor; emeği hiçe sayan popüler kültürün abarttığı "ünlü olma şımarıklığı" yüzünden, bir sanat kolunu daha bitirmek üzereyiz.
Sektörde zaten kalite azdı, şimdi iyice batıyor!
SÖZÜN ÖZÜ
Hayatta en eğlenceli şey, başkasının yapamaz dediğini yapmaktır.
Walter Bagehot
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.