Hürol Dağdelen

Hollywood’un yaptığını bizimkiler de başardı

Hayatın insana ne sürprizler yaşatacağı hiç belli değil... Maddi ve manevi sorunların dışında, hiç ummadığın bir anda yakana yapışan bir rahatsızlık da, hayatı insana zehir eden bir talihsizlik...
Hele hiç hazırlıklı değilsen, nasıl mücadele edeceğini, sağlığına nasıl kavuşacağını, toplumun nasıl reaksiyon vereceğini bilemezsen...
İşte insanı yıldıran süreç böyle başlıyor.
Hele adı yaşlılıkla bir anılan hastalıksa yakana yapışan; parkinson gibi, alzehaimer gibi, işin daha da zor...
Doktorun söyledikleri, alınan önlemler, tedavi süreci bir yere kadar, ya bizim gibi "önyargıyı" hayatının her sürecinde kendisine rehber edinen bir toplumda yaşıyorsak...
Yoğun mücadeled asıl buradan başlıyor.
Toplumsal bilinç de böyle ortaya çıkıyor.
Amerikalılar, toplumsal kimliğini, başarılarını, süper güç oluşlarını en iyi anlatan mecra sinemada bunu çok iyi anlatan bir millet...
Hollywood, başta hastalıklar olmak üzere, topluma "hassasiyet" kazandırmak için çok çaba gösteriyor yıllardan beri... Kanseri örneğin "Aşk Hikayesi" nde tanıdık önce... AIDS'i de Rock Hudson'un kimliğiyle... Ya otizm'de farkındalık yaratan "Yağmur Adam"ı hangimiz unutabildik?..
Son olarak da Oscar ödüllü, Alzheimer'i en iyi anlatan film, "Unutma Beni"...
Alzheimer'a yakalanan Julienne Moore'un oyunculuk gücü hala belleklerde yer alıyorsa, Hollywood doğru bir yolda gidiyor demektir...
Bu nedenle Amerikalılar, hastalıklarla mücadele konusunda önde gelen toplumsal kimliktir...
Bizim sinemamızda bu tür uyarılar ise çok az yapıldı, yapılsa da Hollywood'u taklit etmekten öteye gitmedi, bir iki çalışma dışında toplumu etkileyen olmadı.
Oysa ki, sinemadan öte yerli diziler, toplumu hastalıklara karşı bilinçlendirme konusunda, elimizdeki en iyi kaynak...
Bunun son örneği ise Paramparça...
En çok izlenen yerli dizilerden biri olan Paramparça'da yeni yayın döneminde izleyiciyi şoke eden bir gelişme oldu.
Cansu, Parkinson'a yakalandı.
Ben dizide izleyinceye kadar Parkinson'un bir yaşlılık hastalığı olduğunu biliyordum, oysa gencecik insanlar da yakalanabiliyormuş...
Bu kalıtsal hastalığı tanıma ve mücadele etme süreci çok iyi işlenmiş dizide...
Hem Cansu karakterini canlandıran genç oyuncu Leyla Tanlar'ın başarılı performansı hem de ailesinin kabul etme ve mücadele verme azmi, hareketli sahnelerle, izleyicinin yüreğine işleniyor nakış gibi...
Burada hem yönetmeni hem de oyuncuları kutlamak gerek... İki bölümde Parkinson'u tanımış olduk, en azından sokakta adım atamayacak hale gelen bir insana nasıl yardım edileceği, neler yapılması gerektiği gibi...
Bizim gibi kaderciliği ve önyargısı bol olan bir toplumda, yerli diziler gibi en çok izlenen programlar, toplumsal bilinç oluşturmada etken bir konumda...
Eğitim sadece okul sıralarında olmaz, hayatın her anı zaten bir eğitim süreci...
Bunu televizyon kanalıyla, farkında olmadan, senaryoya katıp yaşandığı anda izleyicinin yüreğine işlemek, en azından hastalıklarla mücadele konusunda önemli bir adım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.