İzmir, dünyanın en güzel şehirlerinden biri, bunu bir İzmir tutkunu olarak değil, dışarıdan gelip birkaç gün kalan insan gözüyle de söylüyorum.
Hem coğrafi hem de tarihi önemiyle bunun hakkını vermek gerek...
Çünkü bir körfez kenti olan İzmir'in en önemli özelliği, denizle bütünleşmesi, insanlarının çağdaş yaşamdan taviz vermemesi, turistik zenginliği...
Bu açıdan bakınca eşi benzeri yok.
Ancak kötü bir alışkanlığı var bu kent insanının; kokoreç gibi, ızgara gibi, balık kızartma gibi ağır kokularla yaşamaya alışması, alıştırılması...
Aksi gibi kimse bu durumdan rahatsız değil...
Eskiden körfez kokardı, lağım kokardı İzmir... Hatta bu yönüyle, filmlere, romanlara da konu olmuştu.
Ama bunun yerine şimdi daha ağır koku aldı, et kokusu...
Oysa İzmir gibi, Türkiye'nin gözbebeği olan şehir, çiçek kokmalı, hatta anayurdu olduğu mandalina kokmalı...
Bugün gidin Avrupa'nın güzide şehirlerine, kente özgü kokularla karşılar sizi... Caddeler sabahın köründe o kokularla yıkanmıştır, hem de köşe bucak, tertemiz...
Turistler şehrin sakinliğini sever.
Bunun için günün ilk ışıkları ve gecenin geç saatleri en uygun zaman dilimidir. Bu yüzden tanık olursunuz, o mis kokulu temizlik hareketine...
Ve sizi hiç rahatsız etmez bu faaliyet, temizliğin ilk soluk alışını yaşarsınız... Çiçek kokusu, üzerinize yapışır gün boyu çıkmaz.
İzmir'in ilk ışıklarında ise sizi çöp kamyonlarının gürültüsü, geceden kalan pislikler ve o ağır koku karşılar... Çöpçü arkadaşlar, süpürgeyi sallarken bile gözünüze sokar yaptığı temizliği...
Ya geceleri... Gidin bakın Konak'a, Pasaport'a, Kordon'a, Karşıyaka'ya, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'na; et kokar İzmir... Kokoreç, ızgara, sucuk kokuları birbirine karışır.
Turizmi marka olarak patentine işleyen İzmir'e hiç yakışmayan bir durum bu...
Üstelik Başkan Kocaoğlu, özene bezene, İzmir'in sahil şeridini dinlenme alanlarıyla süslemişken...
Buna da bir çözüm üretilmesi gerekmiyor mu?..
Nasıl dinlenir bir insan, bu ağır kokular arasında...
Kimse kıvırmasın... İzmir kötü kokuyor. Buna ister kokoreç deyin, ister lağım, ister kanalizasyon...
Bu böyle sürüp gitmez, çözüm üretmek gerek...
Sivrisineğe karşı ilaç sıkan arabalar, bu işi çözer sanki...
Aynı arabalar, sinek ilacı yerine sabah ve akşam mandalin, limon, portakal kokusu sıksa ne olur? İzmir burcu burcu kokar.
Çağdaş bir kentin insanına da bu yakışır.