Derler ya 'Gelin hem ağlar hem gidermiş' diye Bergüzar Korel'in geçtiğimiz hafta Çeşme için yaptığı 'Enayi değiliz' açıklaması bana biraz bu atasözünü hatırlattı. Çeşme'deki mekanların pahalılığından dert yanarak: "Enayi yerine konmak istemiyorum. Artık oralara gitmeyeceğim. Küçükken hiç para vermeden denize girdiğimiz sahillerde artık parasız şezlonga oturamaz hale geldik" demiş. Suyun fiyatı gece ayrı gündüz ayrıymış. Sessiz kitap okuyacak plaj yokmuş, Alaçatı'ya hafta sonu gitmiyormuş, dondurma yemeye inemiyormuş. Haklı olduğu konular var elbette. Sokakların kendisi için boşaltılmasını isteyebilir ancak böyle bir dünya yok. "Halkın olduğu yerler olmasın" diyemiyor, "Hafta sonu çıkamıyoruz" diyor. Çeşme biraz pahalı olabilir, sezonun kısalığı ve daha kaliteli hizmet sunuluyor olması bu pahalılığı yaratabilir.
BENDEN TAVSİYELER
Öncelikle şunu söyleyeyim gündüz farklı gece farklı su fiyatı iddiası bana çok komik geldi, bence biraz abartmış. 'Hiç para vermeden denize girdiğimiz sahillerde parasız şezlonga oturamaz hale geldik' demiş. Yılda 2-3 milyon lira kazanıyorsun sen para verip oturmayacaksın da kredi kartına taksitle yıl boyu tatilin parasını ödeyecek halk mı oturacak? Bu arada, Tekke Plajı, Altınkum, Büyük Ilıca, Paşa Limanı, Alaçatı Delikli Koy, Yıldız Burnu, Güvercinlik Koyu, Alaçatı Çark Plajı, Alaçatı Belediye plajı daha on tane daha sayarım. Buralar parasız. Neden gitmediniz efendim, halk var diye mi?
Beach club'ları kastederek, o mekanlara artık hiç gitmiyorum demiş. Kusura bakmayın ama biz sizi bu yaz da dahil yıllardır hiç halk plajında görüntülemedik. Yani gidiyorsunuz, gideceksiniz. 2018 yazında yine fotoğrafınızı çekeriz, sorarız da bu durumu.
Dondurma yemeye gidemiyorum demişsiniz. Efendim Hacı Memiş Mahallesi'ndeki Dondur Mino'ya kaç kez gittiniz bu yaz, ben biliyorum.
Onun için Çeşme'ye gitmek bence enayilik değil bir ayrıcalıktır. Kusura bakmayın Bergüzar hanım! Çeşme'yi size yedirtmem... İyi Pazarlar...
Ünlü güzelle 3 gün aşk yaşayıp sevgilisine döndü
Gülben Ergen'in Tolga Duğles'le yaşadığı aşkı 25 Aralık 2016 tarihinde buradan yazmıştım. Fitilini yaktığım aşk bombası geçtiğimiz hafta patladı. Düşündüm taşındım 'Okurlarım için bir aşk bombasının daha fitilini ateşleyeyim' dedim. Efendim ilerleyen satırlarda okuyacağınız aşk bombası da bunun bir benzeri. Ah bu İzmirli iş adamları yok mu? Eşleri ya da sevgilileri rahat uyuyamaz hale geldi bence. Şimdi gelelim asıl konumuza. Olay yeri Çeşme, tarih Ağustos ayının son çeyreği dersem yanılmış olmam. Aşk bombasının ilk başrolü çok çok tanınmış güzel bir bekar anne. Yılların eskitemediği bir güzel. İkinci başrol ise İzmirli ve spor camiası tarafından çok çok iyi tanınan çok zengin bir isim. Onun da bir sevgilisi var. Her neyse konuya gireyim. Ağustos ayı Alaçatı'da çok meşhur bir beach club'a gittim, kim var kim yok bakayım. Haber peşindeyim işte, amaaaaan bir de ne göreyim, bu güzel ünlü ile İzmirli iş adamı plajın locasında sarmaş dolaş. Tamam dedim aşk bombası önüme düştü. Ancak fotoğraf makinası ile içeri giremediğimden fotoğraflayamadım. Aradan birkaç gün geçti, aynı çifti (Artık çift olmuşlardı) Alaçatı, Hacı Memiş Mahallesi'ndeki Capari Restoran'da gördüm. Serdar Ortaç, eşi ve bu iki kişi birlikte oturuyorlar. Ortaç'ın fotoğrafını çekerken, ünlü güzel irkildi geriye kaçmaya çalıştı.
Elbette ki aynı karede olan fotoğraflarını daha sonra uzaktan çektim. Sonra birlikte yürüyerek gittiler. Tam haberi yakaladım derken, ertesi gün ne göreyim, İzmirli iş adamı uzun yıllardır birlikte olduğu sevgilisine sarılmış yürüyor. Yer Dost Pide'nin karşısı, önce eczaneye girdiler sonra da lüks otomobillerine binip gittiler. Eeeee bizim meşhur güzel ünlümüze ne oldu? İlişkinin üç günlük olduğu ortaya çıktı... Bu arada fotoğraflar var kimse çemkirmesin...
KAHRAMAN DURAK