Bizde derbi deyince sonuç analizinin yanısıra kaç adam atılacağı, takımların kaç fire verecekleri de konuşulur. En canlı örneği dün geceki düello. Bazı adamlar, örneğin Quaresma, Medel ve Ozan, "Nasıl oynarım"dan çok, "Ne halt işlersem ne kadar gaddar davranırsam bana en başarılı gladyatör unvanı verirler" hesabına girmişler. Hocalar da futbolcuları yatıştıracaklarına ateşi körüklyorlar.
Şenol Güneş gibi öyle pek sabıkası bulunmayan bir adam bile tribüne yollanıyorsa gelin gerisini siz düşünün. 4 kırmızı kart hangi derbide görülmüş. MHK de bombayı Ali Palabıyık'ın kucağına bırakmış. Genç hakem geç de olsa kartlarına sarıldı, Quaresma'yı ilk tekmede atması gerekirdi. Beto'ya gösterdiği kırmızı kart da doğruydu, Cenk son adamdı, faulünün karşılığı kırmızıydı.
Olmak veya olmamak
Fenerbahçe belliydi ki maça çok iyi motive olmuş. Alınacak 3 puanın zirve yarışına katılması yolunda son şans olduğu bilincindeydi. Janssen'in yarattığı penaltı büyük avantaj getirdi ama bu tip derbilerin garantisi ikinci bir goldü.
Ama H.Ali gibi bir beceriksiz, iki kişi bomboş çaprazdan gidip de şut atarsa, Ozan topa boş kaleye giden topu vurmasını vurmasını hala öğrenemiyorsa yapacak birşey yok Sadece dua ve üzerine amiiiiin. Volkan'dan nihayet vazgeçilip Kameni'ye dönülmesi "Nihayet" derdirtti.
Kamerun'lu kaleci 90'dan öyle bir top çıkardı ki TV'lere jenerik olur. Beşiktaş o son dönemlerin eksik kalsa da skor bulan takımı hüviyetinden uzaktı. Babel ile Quaresma kopuktular, Caner taraftarın etkisinde kalarak soldan etkili olamadı.
Orta sahada Talisca ve Atiba ve de Oğuzhan etkisiz kaldı. Buna rağmen ilk yarıda Atiba'nın 3 pastan topa vuramaması Beşiktaş'ı mutlak golden etti. Sonuç: F.Bahçe hakettiği yere çıktı.
Beşiktaş ise derbi streslerinden ders çıkarmalı.