G.Saray-F.Bahçe rekabeti tarih boyunca sürecek. Ama biz tribün barışıyla birlik ve beraberlik içersinde davranmamız gerekirken nerelere gidiyoruz, yarabbi. Maçtan önce bir grup F.Bahçe'li taraftar Ali Sami Yen'e küfrediyor, tüylerim diken diken oldu. Türkiye'ye sporu getiren, ülkede ilk spor örgütü İdman İttifakları Cemiyeti'ni kuran, bizi 1924 Paris Olimpiyatlarına kabul ettiren ve kafilenin başkanlığını yapan o ulu insana. Beşiktaş'ın sembolü Süleyman Seba'nın kemiklerini sızlatmışlardı.
Şükrü Saraçoğlu da Fenerliler için efsane.
Yapmayın n'olur, yazıktır, büyük ayıptır.
SARSILDI, YIKILMADI
G.Saray seyirci desteğiyle ligde tepetaklak giden ve maça hocasız çıkan F.Bahçe önünde elbette favoriydi ama Kanarya bir sürprize odaklanmıştı. Takımı maça çıkaran Erwin Koeman'ın, Valbuena'ya ilk kez forma vererek Benzia, Ayew ve Eljif'le orta sahayı tutmak istemesi akılcıydı ama, dezavantajı, özellikle Valbuena'nın markaj yapmamasıydı.
F.Bahçe'nin solu koridor oldu, G.Saray hep sağdan geldi. F.Bahçe'nin handikapı kaleci Harun ve defanstı. Donk'un attığı golde Harun ve savunmanın ortak hatası vardı. İkinci golde de uzaklaştırılamayan topla Linnes hayatının golünü attı. G.Saray'ın gollerinin defans oyuncularından gelmesi F.Bahçe'nin yediği baskıyı, topla oynama oranının76'ya 24'e çıkmasını gösterdi. Oysa Fener'in cesur futbol oynaması gerekliydi, zaten ligde şimdiye kadar kaybedilen kaybedilmişti, korkunun da ecele yararı yoktu. Durum 2-0 olduktan sonra şahlanan sarı-lacivertliler Valbuena'nın penaltısı ve Jailson'un nefis golüyle durumu 2-2'ye taşıyınca ve 85.dakikada Eljif'in gollük şutunu Muslera güç kurtarıp galibiyet kaçınca sanırım ilk yarıda niye kapanmayı tercih ettiklerini hayıflanarak sorgulayacaklardır. Ama Telekom'dan çıkarılan puan, kazanmış kadar değerli. F.Bahçe'ye moral verecek ve maratonda yeni bir başarı penceresi açma imkanı sağlayacaktır. Koeman ilk sınavında başarılıdır. Alper-Soldado değişiklikleri takımı ateşledi. Maçtan sonraki olaylar esefle izlendi.