• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALEX, KSK VE CESARET

HALİL FİNCAN

ALEX, KSK VE CESARET

halil.fincan@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Ekim 2012
4 günde birçok konu öne çıktı yazılası. Önce Ordu ve Kasımpaşa'nın şahlanışı, peşinden Karşıyaka'nın zirveye tırmanışı. Son olarak da Alex'in kadro dışı bırakılışı. Hal böyleyken panorama yazınız ortaya karışık. Ve bu karışıklığa her daim bünyemiz fazlasıyla alışık

Dört günde 4 manşetlik futbol tartışması. G.Saray ve F.Bahçe'nin ilk mağlubiyetlerini alışını yazmayı düşündüm evvela. Sonra da Karşıyaka'nın 10 yıl sonra zirveye tırmanışını. Peşinden de Alex krizi patlak verdi. Sonuçta hepsine değinmek kaçınılmaz oldu. Bu yüzden başlık bu denli karışık. Ama bu futbol iklimindeki karışıklıklara bünyemizde fazlasıyla alışık. O zaman Alex meselesiyle başlayalım.
Ve tam bir ay önceki yazımızdan şöyle bir alıntı yapalım. Şöyle demiştik o vakit.
"Görünen o ki bu mesele mutlu sonla bitmeyecek. İkili el ele verip tribünleri selamlasa da, hatta yan yana çıkıp sarmaş dolaş olsa da orada bir sorun olduğu belli. Aykut hoca serzenişte bulunuyor ama kendisi de şunu çok iyi bilmeli ki büyük oyuncular ile ilgili verilen kararlar her zaman bu tip krizlere neden olur. Çünkü kendisi de büyük bir oyuncuydu. Kendisiyle ilgili verilen kararlar da o camiada yıllarca unutulmadı. F.Bahçe orta saha sorununu oyuncu takyivesiyle çözebilir ama bu krizi çözmeden rahata eremez."
Evet ortaya takviye yapıldı ama ortadaki sorun da katlanarak büyüdü. Bilindiği üzere krizi çözme yöntemi olarak da dün Alex'i kadro dışı bırakma yoluna gidildi. Ama sonuçta baştaki ilk cümledir tartışığımız. Yani "Mutlu son" kısmında. Çünkü bu karar ikiye bölecek camiayı ve kamuoyunu. Yani Alex'i destekleyenler ile Kocaman'ı destekleyenlerin tartışmasına sebebiyet verecek. İyi de nasıl çözülecekti başka türlü? diyenler vardır mutlaka. Dört harfli bir kelimedir cevabı: İçte. (Bkz. Melo-Riera kavgası) Yani basına haber verip "Biz Alex'i uyaracağız" diyerek değil yani. Evet kulüpler kalıcı, futbolcular gelip geçicidir. Ama unutulmasın Alex'in heykeli de kalıcı. Sadece taraftarlara saygı gösterilmek adına bu yapılabilirdi. Yıllar sonra babasının elini tutmuş küçük bir F.Bahçe taraftarı o heykelin önüne geldiğinde, babası "Büyük oyuncuydu ama son senesinde kadro dışı bırakıldı" mı demeli sizce de? Tamam "Efsane" de demeyin, o kısmı da oturup tartışalım ama yaptıklarını da mı görmezden gelelim? Hatta Alex'in gözyaşlarını da mı es geçelim?
Ve KSK... Cumartesi günü Karşıyaka'nın başardığı hadise belki de bir kulübün tarihinde yeni bir sayfa açması anlamına geliyordu. Evet çok iyi oynamadı. Evet öyle anlar vardı ki tribünde beraberliğe razı bir tablo vardı. Ancak istedi. Kazanmayı istedi. Liderliği istedi. En yakın rakibinin önüne geçmeyi istedi. Ama yetmeli mi? Asla. Bir Karşıyaka taraftarına o hafta hangi maçın oynanacağını hatırlatmanıza gerek yoktur. Çünkü bilir. Olur da gazetede yanlış yazarsanız, sabahın köründe arar düzeltir. Düştüğü 96 yılından bu yana her sene aynı ümitle açar sezonu. Takım kötü oynasa da küsmez gelir. Şimdi bu takımın bu gücü arkasına alıp 'Arslan'lar gibi saldırması lazım. Gerisi de zaten kendiliğinden gelir.
Son olarak cesaret başlığını açalım. Yani Ordu ve Kasımpaşa'nın çabasını. Büyüklere karşı elde edilen diğer tüm galibiyetlerden bir farkı vardı. İkisinin de birçoğunun gayret sarf ettiği 'takım olma' hüviyetini yakaladığını gördük. Rakiplerinin eksik yönlerini çok iyi bilerek oynadılar. Hatta eksilişlerini de iyi etüd ettiler. Üstelik bunu birisi dünyanın en hocalarından biriyle, diğeri de yardımcı antrenörüyle yaptı. Özellikle Kasımpaşa'ya kocaman alkış. (Not: "Kocaman" kelimesini kullanma nedenim bir göndermeye işaret etmemektir. Kimse alınganlık hallerinin ayarıyla oynamasın)


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.