G.Saray ve F.Bahçe'nin 2-0'lık galibiyetlerinde yaşanan tempo değişikliklerinin altında biraz Real Madrid vardı, biraz da Lazio. İki takım da kontrollü oynadı ki denenen sistemlerde de Avrupa ile bir dirsek teması vardı
Semih Kaya'nın Doka'ya her müdahalesinde Benzema'yı da kaçırmama gayreti var mıydı bilinmez. Yine Selçuk İnan, Efe'yi kontrol ederken "Top Mesut Özil'in ayağında olsa ne yapardı?" diye düşünmüş müdür ki? Bekir İrtegün'ün Gekas'ı Libor Kozak, Sow'un ise Sonko'yu Ciani ile özdeşleştirip hem Akhisar'a hem de Lazio'ya karşı oynamış olma ihtimalleri hayli yüksek. Bu yüzden gerek G.Saray'ın gerekse F.Bahçe'nin çarşambanın veya perşembenin gelişini cumartesi ve pazardan hesapladığı, kafaların biraz ligde çoğunluk da Avrupa'da olduğu bir hesap kitap haftasıydı geride kalan. G.Saray'ın tek devrelik şahlanışı, F.Bahçe'nin de zaman zaman kopmalar yaşayışının yegane sebebi budur. Yani her iki ekip de gücünü kontrollü olarak yansıttı ki doğal olan da buydu sanırım. Sadece onlar da değil Real Madrid de benzer bir kontrol içerisindeydi ki Mourinho Zaragoza önünde Mesut, Benzema, Alonso, Khedira ve Di Maria gibi isimlerini kenara çekti.
Biz G.Saray ve F.Bahçe ile devam edelim. Terim'in Drogba ve Sneijder'ın gelişinden sonraki denemelerinin en makulünün Schalke'de de denenen 4-3-1-2'lik sistem olduğu görülüyor. Rakip defansların Drogba'nın heybetinin, her topa müdahale çabasının ve savunmayı peşine takıp orta sahaya kadar çekişinin en fazla Burak Yılmaz'a yaradığı bir gerçek. G.Saraylı "Drogba böyle oynasın. Gerekirse hiç gol atmasın" duruma geldi ki Belediye maçının bir önemli notu ise kuşkusuz kanatların işlevselliğinde gizliydi. Buna da Hamit'in çizgiye yapışmadan Eboue destekli varyasyonların büyük tesiri var.
F.Bahçe'de ise orta sahadaki yetenekli ayaklarının üçünün (Emre, M.Topal ve Salih) Akhisar karşısında oynayamaması maç öncesinde handikap olarak görülse de o bölgede devamlılığı olan bol alternatifin bulunması vaziyeti tolere edebiliyor. Zaman zaman savunmaya dönerken yaşanan sıkıntı dışında bu maça yönelik herhangi bir eksileri olmadı. F.Bahçe de G.Saray gibi çift forvet oynarken oyun içinde veya maçtan maça değişiliklere gidiyor ki bu maçta da benzer bir görüntü yaşandı. İlk yarım saat çift forvet oynayan sonrasında 4-3-3'e dönen takımın elindeki yetenekli oyuncularının hemen adaptasyon yaşaması da en büyük artısı.
Ve haftadan geriye kalan diğer hadiseler. KSK'den Banahene'nin hakemin yanağına kondurduğu buse, Bursa kalecisinin taraftara indirdiği yumruk, Caner'in sol içle pet şişeye falso verme çabası, hat-trick yapan Göztepeli Hakan Keleş ve şampiyonluğa koşan Altınordu. İyi haftalar.
