Kadınlar tenisi, sürpriz olarak nitelendirilebilecek bir çok netice arasında, müthiş bir performans gösteren Sharapova'nın şampiyonluğu ile sona erdi. Sharapova hem bir Grand Slam eksiğini tamamladı hem de 4 sene aradan sonra bir numaraya tekrar ve hem de fazlasıyla hak ederek çıktı. Bu arada İtalyan kadın tenisindeki pozitif yükselişi de unutmamak lazım. Errani vatandaşı Schiavone gibi şampiyon olmasa da, zoru başararak finale kadar başarıyla geldi. Erkeklerde pek sürpriz yaşanmadıysa da Murray'ın yenilmesi, ileri yaşına rağmen Federer'in de Djokoviç'e 3 sette teslim olması beklenmiyordu. Malum finalde ise yağmur iki seti kaybetmiş olan ve 3. sette fırtına gibi esen Djokoviç'i ancak durdurabildi. Ancak Nadal'ı hiçbir şey durduramadı ve ayakkabısının arkasına hakkıyla "7" rakamını yazdırdı. Verdikleri zevklerden dolayı tüm oyunculara teşekkür ediyor ve başta şampiyonlar olmak üzere hepsini kutluyoruz.
Tenis yayılıyor
Gelişmeler çok sevindirici... TTF'nin ülke çapında başlattığı 'Sokak Tenisi'ne gösterilen ilgi ise çok büyük... Devamlı da olacağa benziyor. Bir de aile tenisi başladı şimdi. Dolayısıyla tenise artık çok daha ciddi bir şekilde yaklaşmak zamanı gelmiştir diye düşünüyorum... Bundan böyle isteklisi artan tenisi ülke çapında düşünerek değerlendirmek, yönetmek ve koordine etmek her geçen gün daha da zorlaşacak. Tedbirini bu günden alıp yola öğle devam etmekte fayda görenlerdenim. Müsabakalara katılım oranları henüz daha düşükse de, geleceği düşleyerek olaya bundan böyle bölgesel olarak bakmak lazım. Bu konuda dünya da yeterince örnek var. Merkeze dönük bölgesel teşkilat ve yönetim, bölgesel eğitim, bölgesel yatırım (UTEM'ler) ve bölgesel yarışmalar... Ve ardından ulusala yöneliş... İşte yeni aşamanın ip uçları olabilecek ön yargısız "bir "beyin fırtınasın" konu edilebilecek bazı iddiasız öneriler... Bu başlangıç bile bölgesel katılımları arttırmaya yeterli olacaktır. İşte o zaman Anadolu'da tenis patlar, tüm tenisçilerin turnuva giderleri ve süreleri azalır, okullarından, işlerinden ve tatillerinden gereğinden fazla uzaklaşmazlar ve bu fazlalıkları tenise harcayarak tenislerini geliştirirler.Kulüpler yaşatılmalı
Bir kulüp yalnız spor tesisleriyle yaşıyorsa yaşamasın daha iyi... Evet, kulüpleri yalnızca spor sahası olarak görüp, oyun saatiniz dolunca hemen terkedilecek bir yer zannetmek, kendinize ve kulübünüze yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Hal bu ki kulüpler yaşadıkça, sizlerde spor yapabilecek, sosyal hayatınız ise gelişecektir. "İzmir'e mal olmuş, marka olmuş mekanlarımız kendilerini yenilemeye çalışarak spora ve sosyal aktivitelere yönelik çalışmalarına sebatla ve aşkla devam ediyorlar" derken katılım olmadan da hiç bir yere varılmayacağını biliyoruz... Evet, zaman kaybetmeyin, ayrıcalıklı kulüp yaşamları sizleri bekliyor.
