Akhisarspor, kupadaki Galatasaray zaferinin tantanasını ve şenliğini üzerinden atamamış. Oysa iş bıçak sırtında. tehlikeli bölgedeki takımlar atak yapıyorlardı ve Göztepe maçına çok daha iyi hazırlanmaları gerekirdi. İlk yarıda Muğdat'ın dışında gol isteği olan ve bunu zorlayan başka bir oyuncu yoktu.
Orta saha, Muğdat-Selezynov ikilisine gerekli desteği veremedi. Son haftaların gol kralı Selezynov inanılmaz derecede tutuk ve etkisizdi. Okan Buruk onu 69'da oyundan alıp yerine Paulo Henrigue'yi sokarken haklıydı. Defans yine yerinde müdahalelerle gereğini yaptı, Lukac'ın yerine kazağı alan kaleci Fatih de başarılıydı.
Ghilas'ın gollük şutunu ayağının içiyle kurtardı, Castro'nun gollük şutuna mükemmel kurtarışla vize vermedi.
Göztepe daha iyi oynadı
Göztepe maç boyunca daha fazla konsantre olan taraftı. Ancak Kosanoviç ile Reis'i birlikte oynatmak hataydı. Rotman'ın yeteneğinden, Selçuk'un tecrübesinden yararlanılabilirdi diye düşünüyorum.
Kosanoviç'in, şuursuz hamleyle Barbosa'nın çenesini kırışı ve penaltıya neden oluşuna inanamadım. Bir futbolcu nasıl böyle bir gaflete düşebilir ki ? Sezon başından beri forma alan, ama bir türlü bekleneni veremeyen Gouffran'da da artık ısrar edilmemeli. Ghilas yeteneği üstün bir oyuncu. Geç buldu şansı ama, herkese, "Ben yıldızım" diyor. Penaltıyı alması ilginçti, hakem Arda Kardeşler de pozisyonu iyi süzdü. "Bir takımın kalecisi iyiyse korkma" deriz her zaman. Portekizli Beto da Göztepe için bir mücevher.
Halil Akbunar ileri geri çalıştı. Castro'yu biz neticeyi tayin eden adam olarak tanıyoruz. Dün bu görüntüsüne benzer bir çaba içersindeydi. Akhisarlıların bu önemli maçta tribünleri boş bırakmasına şaşırdım. Göztepeliler ise tam kadro her zaman her yerde sloganıyla Akhisar'daydılar, takımlarına moral verdiler.