Beşiktaş ilk yarım saatte kapalı, katı savunmayı iki kafa golüyle açtı, sonrasında rahatladı… Ligde düşmemeye oynayan takımlar her zaman tehlikelidir. Fenerbahçe ve kupada T. Konyaspor karşısında alınan yenilgilerden sonra, Eskişehir maçının önemi arttığı ortamda Beşiktaş'a gönül vermiş taraftarların 3 puan için dua ettiği bir akşamdı.
Eskişehirspor beraberliğe razı görüntüde; kendi yarı alanını on oyuncusuyla kapatmış, rakibini orta alana sıkıştırarak, kenar oyunculara da kaçış fırsatı vermeme adına mücadelesi üst düzeydeydi.
Kırmızı-siyahlı oyuncuların abartısız yedisi kendi ceza sahası çizgisinin önünü boşaltmıyor, Gomez, Olcay, Quaresma, Oğuzhan'ı kalabalık içinde sıkıştırıyorlardı.
İlk yirmi dakikada yüzde 75'lik pasla oynama oranına yakalamış şampiyonluğa oynayan Beşiktaş'ın sadece Olcay ile direkten dönen şutu vardı. Ver-kaç ve ara paslarla katı savunmayı açabilecek çilingir konumundaki Oğuzhan ile Sosa'yı oyun içerisinde ara ki bulasın? Bu sıkıntılı oyun, Şenol hocayı bile bunalttı, çareyi ceketini çıkartmakta buldu! Beşiktaş bu kapalı defansı açamazsa tek çare duran toplar olacak diye düşünürken, o da tam zamanında yetişti, Atiba'nın kornerden gelen kafa golüyle gerçekleşti.Bu dakikadan sonra da rahatlayan Beşiktaş daha iyi oynamaya başladı ve ardından uzun zaman sonra fileleri havalandıran Gomez de golüne kavuştu…
Takımın galip geldiği bir maçta doğal olarak eleştiri yapmak hoş olmaz. Eleştiriden ziyade şu uyarıyı yapmak gerekir; şampiyonluğa koşan bir takımın durağan oyunu sıkıntı yaratıyor. Son üç maçtır Oğuzhan, Sosa beklenen hareketlerden uzak. Olcay adeta bal yapmayan arıya dönmüş. Kara kartalların önünde, deplasmanda oynayacağı, Ç. Rizespor ve erteleme Trabzonspor maçları var. Bu takımın Oğuzhan ve Sosa'nın bol pas alışverişlerine, mücadele ve kuvvetlerinin üst düzeylerine ihtiyacı var.
Hakem Mete Kalkavan'ın oyuna etki edecek hatalı düdükleri olmadı. Maç zaten Beşiktaş 2-0 öne geçince kopmuştu..