ERCAN DEMİR'in gözlem ve izlenimleri
Kudüs şairi olarak tanınan, yazar- düşünür Nuri Pakdil'in "Ben Kudüs'ü kol saati gibi taşıyorum. Ayarlanmadan Kudüs'te boşuna vakit geçirirsin" sözünü okuyup, üzerinde düşünmeye başladığımdan beri aklımdan çıkmamıştı bu kutlu belde.
Kudüs o kadar dolu, o kadar tarih yüklü ki... Hangi birini sayalım. Kudüs Hz. İsa'nın (A.S) doğduğu, göğe yükseltildiği, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın (S.A.V) miraca yükseldiği, Zeytin Dağı'nda Rabia annemizin yattığı, Meryem annemizin Mescid-i Aksa'da 12 yaşında verilip eğitildiği, Hz. İsa'yı (A.S) doğurduğu, kabrinin olduğu yerdir Kudüs.
Kudüs aynı zamanda Hz. Hızır'ın görüldüğü, sırat köprüsünün açıldığı, dinlerin kendine göre birçok farklı inancının yeşerdiği ve yaşadığı yer.
ZORUNLU İSTİKAMET: TEL AVİV VE YAFA
Filistin'e karadan veya havadan direkt giriş imkanı yok. Tek çare İsrail vizesi alarak işgal ülkesinin başkenti Tel- Aviv'e uçmak. Turist kafilesiyle gitmek en mantıklısı. Tam 2 saatlik yolculuktan sonra David Ben Gurion havaalanına iniyoruz.
ZÜLÜFLÜ ADAMLARIN CENNET İNANCI
"Girmesi zor, çıkması daha da zor" diye ünlenen havalimanında, kafalarında kipa takılı Afrikalılar çekiyor dikkatimi. Bunlar Etiyopyalı Yahudiler. Havaalanının her türlü temizlik, taşıma ve ayak işlerini bunlar yapıyor. İsrail'in devşirdiği göçmenler. Bir de uzun pardesülü, siyah fötr şapkalı, başının üst kısmını tıraş edip bir kısmını perçem olarak uzatanlar var ki bunlara 'pey'ot' adı veriliyor. Bu zülüflü Yahudiler, Hz.Musa'nın (A.S.) buklelerinden tutarak Tapınak Dağı'ndan cennete götüreceğine inanıyorlar.
HEDEF EN AZ 12 ÇOCUK
Kadınlar uzun siyah kıyafetli, etrafında, elinde, kucağında bol çocuklarıyla, İsrail'in değişik yüzünü oluşturuyorlar. Evli bayanlar, mutlaka peruk takmak zorundalar, bunu buradan belirtelim. İdeal çocuk sayısı 12. Neden mi? Yakup Peygamber'in (A.S.) çocuk sayısı da ondan. Biz ise tam tersi nüfus planlaması, doğum kontrolü ile meşgulüz.
HERKESİN BİR TÜRKİYE HİKAYESİ VAR
Şöyle biraz dışarıya çıkalım diye niyet ediyoruz.
Kıyı şeridi lüks otellerle dolu. Batı şehirlerinde aradığınız her mekan burada da var. Taksiciler genelde İngilizce biliyor. Türkiye'den geldiğinizi söylediğinizde ise çeneleri durmuyor. Zira herkesin bir Türkiye hikayesi var. Tabii siyaset için malzeme bol. Sahili ile Antalya, gökdelenleri ile İstanbul, yaşamı ile İzmir, kültür olarak Eskişehir gibi bir şehir Tel Aviv.
ÜLKE İÇİNDE ÜLKE
Yafa'da 2. Abdülhamid Han'ın iktidarının 25. yılı için diktirdiği saat kulesi hemen dikkat çekiyor. Yafa ile Tel Aviv iç içe geçmiş iki şehir. Tel Aviv'deki genç nesil, İsrail'in günlük siyasetinden uzak. İsrailliler bile burası için "ülke içinde ülke" tabirini kullanıyorlar.
Ortadoğu'nun en büyük 2. ekonomisine sahip.
Yeme-içme ve barınmanın pahalı olduğunu söyleyelim.
1954 yılında İsrail burayı işgal edince Araplara ait bütün yerleşim alanları yerle bir edilip, bugünkü binalar yapılmış.
BAŞKENTTE HİÇ SİNAGOG YOK
Tel Aviv'de fazla kalmak istemiyorum ama birkaç not daha paylaşmamda yarar var. İsrail'in işgal ettiği toprakların başkentinde ilginçtir hiç sinagog yok.
Sadece iki cami var.
Bir de kilise. Burada zaman kaybetmek istemiyorum zira Müslümanların hep karıştırdığı, bir türlü ayıramadığı, Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra'yı görmek arzusuyla doluyum.
10 YAPIDAN 8'İ MÜSLÜMAN ESERİ
1517-1918 yılları arasında Osmanlı toprağı olan, atalarımızın hiçbir harcamayı esirgemediği, adeta kendi evi gibi gördüğü, bugün mevcut 10 yapının 8'inin İslam damgası taşıdığı Kudüs'e ulaşmak istiyorum.
Yahudiler, "Yitzak Rabin" yolu diyorlar ama yine Osmanlı damgası taşıyan yoldan Kudüs'e gidiyoruz otobüsle. Yolculuk 50 dakika sürüyor. Bunu fırsat bilip bazı bilgiler vermek istiyorum sizlere. Dünyada 18 milyon Yahudi var.
Bunun 7,5 milyonu İsrail'de yaşıyor. Bu topraklarda yaşayan Filistinli sayısı ise 1,6 milyon. Malum Siyonistlerin yurt arayışı 100 yıl öncesinden başlıyor.
Gizli, açık onlarca toplantı yapıp, Afrika mı, ABD mi, başka bir yerde mi devlet kuralım diye tartışmışlar, "Madem ki Arz-ı Mev'ud var. Yerimiz belli" diyerek 100 yıldan beri süren işgalin startını vermişler.
ABDÜLHAMİD HAN: FİLİSTİN MİLLETİME AİT
29 Ağustos 1897'de İsviçre'nin Basel şehrindeki Dr. Theodor Herzl liderliğinde toplanan 1. Siyonist Kongresi'nde bir yol haritası çizilir ve evvelâ Filistin'de Yahudiler'e otonom bir idare tesisi için Osmanlı'dan bir miktar toprak talep edilmesine, sonraki süreçte ise bölgede bir Yahudi devleti kurulmasına karar verilir.
Sultan 2. Abdülhamid'i ikna edebilmek için, Osmanlı Devleti'nin dış borçlarını koz olarak kullanmayı düşünen Herzl, hemen harekete geçer; Osmanlı maliyesinin darboğazda olduğu bir dönemde dış borçların yüzde 80'ini ödemeyi teklif eder.
BORÇLARINIZI ÖDEYELİM
Hem çok zeki ve kurnaz bir insan olan hem de Siyonist ve emperyalist güçlerin bölge üzerindeki niyetlerini gayet iyi bilen Abdülhamid Han, "Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır..." diyerek bu teklife karşı çıkar. Sonrası malum. İngilizlerin desteğiyle İsrail Devleti'nin kurulması, dünyanın gördüğü en vahşi zulüm uygulamaları ile bu işgalin günümüzde de devam etmesi. 400 yıllık barış döneminden sonra 69 yıllık işgal dönemi sonunda gelinen nokta: Filistin kan ağlıyor. 100 yıllık uykudan uyanmamız dileği ile Kudüs'ün kalbine doğru yolculuğumuz başlıyor.
Ne diyordu kutsal topraklar konusunda en anlamlı dizeler ortaya koyan, adı da Kudüs Şairi olarak da anılan düşünür- şair Nuri Pakdil:
Ayarlanmadan Kudüs'e
Boşuna vakit geçirirsin Buz tutar Gözün görmez olur Gel Anne ol Çünkü anne Bir çocuktan bir Kudüs Yapar Adam baba olunca İçinde bir Kudüs canlanır Yürü kardeşim Ayaklarına bir Kudüs gücü Gelsin
İSTANBUL HUKUK'LU BEN GURİON
Filistin topraklarına gitmek için İsrail'in mecbur bıraktığı tek giriş kapısı olan havaalanına ismini veren David Ben Gurion'un hayat hikayesini bilmekte yarar var. Bir zamanlar Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Polonya'nın Plonsk şehrinde doğdu. Babası Hovevei Zion Örgütü'nün lideri olan Daviz Grün ismini İbranice Ben- Gurion olarak değiştirdi.
Osmanlı Devleti'nin yönetimi altındaki Filistin yönetimi altındaki topraklarda gizli faaliyetlerde bulundu. Birçok defa sınır dışı edildi. 1918 yılında İngiliz ordusuna bağlı Yahudi Lejyonunun 38. Taburuna gönüllü er olarak yazıldı.
1. Dünya Savaşı'ndan sonra İngiliz ordusunun Filistin'i ele geçirmesiyle Yahudilerin bu topraklara göçünü organize etti. Filistinlilere dönük her türlü terör, yıldırma, göç ettirme, suikast olaylarını planlayan isim.
İngilizlerin desteği ile 1948 yılında İsrail devletini kurdu. 1948-1963 yılları arasından başbakanlık yaptı. 87 yaşında iken ateist olarak Tel Aviv'de öldü. 1912 yılında İstanbul'a taşındığında İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesi'ne kayıt yaptırdı ama okulu bitiremedi. Buna rağmen İstanbul Barosu'na kayıtlı olduğu söylenir.
HER GÜN KUDÜS CANLANIR YÜREĞİMDE
Kudüs...
Gizemli şehir.
Dünyanın bütün şehirleri toplansa, dinler tarihi açısından mukayese edilemeyecek bir şehir Kudüs. Neler yazılmaz ki Kudüs hakkında. Hazreti Adem'den Hz. Muhammed'e kadar nice peygamberin ayak bastığı, en büyük medeniyetlerin yeşerdiği, sultanlar, komutanlar, melikler, alimler ve nice sanatçının ruhunu taşlara işlediği şehirdir Kudüs.
"Kutsal" kelimesi dünyada bir arada bulunan mekanlar açısından hiç bu kadar içi içe geçmedi. Her taşın, her duvarın, her binanın, her dağın, her kuyunun, hatta kaldırım taşlarının, hatta solunan havanın özelliği vardır arzın kapısında.
Aslında çocukluğundan itibaren her Müslümanın bildiği isimdir Kudüs.
Önce bir cami olarak kazınmıştır beyinlere. Ülkemin insanları Mescid-i Aksa ile Kubbet-üs Sahra yapılarını karıştırır. Zaten din, tarih, siyaset, sanat anlayışımız, konuştuğumuz dil, kılık kıyafetimiz, zevklerimiz, fikirlerimiz değişmedi mi? Dün için anormal olan her değer, bugün normal kabul edilmiyor mu? Kudüs konusundaki fikirlerimiz de öyle değil mi?
Bu bakış açısındaki değişim, algı yönetiminin bir parçası olarak ortaya konan bir politikanın sonucu değil mi? Kudüs, Yahudilerin, Hristiyanların ve Müslümanların, dinlerinde nice kutsalı kendine bağlarken, biz neden uzaklaşıyorduk bu kutlu beldeden?
Müslümanlar olarak 800 yılı aşkın süre kaldığımız bu özel toprakları bize kim unutturuyordu?
Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa gibi Ulu'l azm peygamberlerimizin yaşadığı toprakları ve yaşananları neden önemsemiyorduk? Oysa Müslümanların ilk kıblesiydi Kudüs.
UNUTTURULMAYA ÇALIŞILIYOR
Peygamber efendimiz neden Mekke değil de Kudüs'ten göklere yolculuğa çıkmıştı? Havada duran kayanın hikmeti neydi? Mescid-i Aksa'ya Süleyman Mabedi'ni inşa etmek için nasıl bir oyun oynanıyordu? Hz.
İsa, Hz. Meryem ve Kudüs'te yaşanan gerçek neydi? Zeytin Dağı neden önemliydi?
Özellikle İslam dünyasında, beyinlerde Kudüs karesi neden flulanıyordu?
Neden çok farklı bir Kudüs algısı oluşturulmak isteniyordu? Ruhun dillendirilmesi, Allah'a yakın olabilmenin yollarının arandığı, ilmi ve dini birikimlerinin arttırılması için adeta cennet deryası olan Kudüs neden gittikçe gözden ırak hale getiriliyordu?
Bunun tek cevabı var:
Kudüs'ü kendi gizemlerine hapsedip, akıllarda unutturmak ve tüm servetlerin üzerine konma planı.
KUDÜS HER ŞEY
Bu yazı dizimizde işte bu soruların cevabını arayıp, sizlere hiçbir kelimeye çekince koymadan satırlara dökeceğiz.
Kudüs'ü kuşattığında artık fethin çok yakın olduğu zaman canlandırılan bir sahne vardır. Soruyor, Haçlı Komutanı Belian: Kudüs'ün anlamı nedir? İslam Ordusu'nun komutanı Selahattin Eyyübi, çok kısa ibretlik bir cevap verir. "KUDÜS HİÇBİR ŞEY, KUDÜS HER ŞEY"... "Cennetin Krallığı" filmindeki bu replik, tarihin en derin gerçeğini özetliyor.
Hz. Adem'den (A.S.) Hz. Muhammed'e (Aleyhisselatu Vesselam) nice peygamberin ayak bastığı, yaşadığı, kabirlerinin bulunduğu bu kutsal beldenin o kadar gizemi var ki. İşte bu gizeme yolculuk yapmak, yaptırmak amacımız. Peygamber efendimizin "Kudüs'e gidemeseniz bile Mescid-i Aksa'nın kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin" diye buyurduğu Allah'ü tea'lanın bereketli ve kutsal kıldığı Kudüs'e satırlarla da olsa eşlik eder misiniz? O halde buyurun.
Kudüs'e gidiyoruz...
YÜCE ALLAH, KUR'AN-I KERİM'DE ŞÖYLE BUYURUYOR: " KULUNU, KENDİSİNE BİR TAKIM AYETLERİMİZİ GÖSTERMEK İÇİN BİR GECE MESCİDİ HARAM'DAN ÇEVRESİNİ MÜBAREK KILDIĞIMIZ MESCİDİ AKSA'YA YÜRÜTENİN ŞANI PEK YÜCEDİR." (İSRA, 17/1)
YARIN: BEN OSMANLIYIM