MİKROMAHKUM

Kadınların kendi işlerini kurmalarını sağlayan mikro krediden dünyada ilk kez Yeni Şakran Cezaevi'ndeki kadın mahkumlar da yararlanacak

ALİ EYCE (HABER MERKEZİ)
İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (İZSİAD) hükümlü kadınlara yönelik meslek edindirme ve mikro kredi bilgilendirme eğitimleri projesi başladı. Dünyada ilk olan projeye göre hükümlü kadınlar, önce cezaevinde girişimcilik eğitimi alacak, mikro krediyle üretime de başlayacak ve satış yapacak, cezaevinden çıkınca ise, İzmir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na başvurabilecek. Böylece girişimci kadınlar, bu vakıftan 20 bin liraya kadar girişim kredisinin de sahibi olabilecek. Projeden ilk etapta, Yeni Şakran'daki cezaevinde koşullara uyan 50 kadının yararlandırılması hedefleniyor.
PROTOKOL İMZALANDI
Proje için dün Bostanlı Hakimevleri'nde protokol imza töreni düzenlendi. Proje sahibi İZSİAD adına Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Baran, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü adına İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, Türkiye'de mikrokredi sistemini başlatan Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, eğitimleri verecek olan Gediz Üniversitesi adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Akdiş, İzmir Vali Yardımcısı Şahin Aslan protokolü imzalayarak hükümlü kadınların gelecek kurmalarını sağlayacak projeyi başlattı.
İZSİAD'ın 3 yıllık stratejik plan kapsamındaki 3. projesi olan "Cezaevindeki Kadınlarımızın Meslek Edinme ve Mikro Kredi Sistemine Entegrasyonu Projesi" dün başladı. Yeni Şakran Cezaevi'nde gerçekleştirilecek projeden hükümlülüğü en fazla bir yıl kalan kadınlar yararlanabilecek. Burada uzmanlardan, girişimicilik eğitimi alacak kadınlar, mikro krediyle hayata geçirebilecekleri konusunda da bilgilendirilecek. Mesleklerini belirleyen kadınlar, miktarı proje ortakları tarafından belirlenecek mikro krediyle desteklenerek üretim yapmaları sağlanacak ve ürünlerinin satılması için etkinlikler düzenlenecek. Cezaevinden çıkan kadınlar, aldıkları eğitim sonucu sahip olacakları girişimcilik sertifikasıyla İzmir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na başvurabilecek. Böylece girişimci kadınlar, 20 bin liraya kadar girişim kredisinin de sahibi olabilecek.

İLK 50 KADIN

Aliağa Yeni Şakran Cezaevi'nde kadın hükümlülere yönelik projeden, ilk etapta 50 kadın yararlanacak. Kredi miktarları projenin özelliğine göre değişiklik gösterecek. Kredi desteği, nakit değil yapılacak üretime göre satın alınacak malzeme desteğiyle gerçekleşecek. Eğitim sonunda girişimcilik sertifikası alacak kadınlar, cezaevi çıkışında İzmir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na başvurup 15-20 bin TL girişim kredisi de alabilme imkanına kavuşacak. İZSİAD Proje Danışmanı Nesrin Serin, sadece üretim değil aynı zamanda ürünlerin satış organizasyonunda proje kapsamında olduğunu belirterek "Burada iğne iplik örgü işlerinin algılanmasını istemiyoruz. Burada daha büyük girişimciliklerin varlığı için çalışacağız. Koğuş sistemiyle hareket ederek projeleri uygulamaya çalışacağız. Katma değeri yüksek ürünlerin projelendirilmesini hedefliyoruz. Krediyi İZSİAD olarak biz vereceğiz ve kredi sistemi için kefalet sorunuda yok" dedi.
HAYATA SARILACAKLAR
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Baran, "Burada hedef, cezaevindeki kadınların üretmelerine, para kazanmalarına, rehabilite olmalarına katkıda bulunmak, böylece suça karışmış olmalarının ağırlığını atıp, hayata sıkı tutunmalarına destek olmaktır. Proje Yeni Şakran Cezaevi'nde bulunan ve mahkumiyetini tamamlamasına en fazla bir yılı kalmış kadınların belirlenmesi, meslek edinme ve girişimcilik eğitimlerinin verilmesi faaliyetlerini kapsıyor. Proje kapsamında oluşturulacak mikro kredi fonuyla meslek edinme ve girişimcilik eğitimi alan kadınların iş kurmalarının sağlanacak ve ürünlerinin satılmasına destek olmak amacıyla organizasyonlar yapılacak" dedi.

İlk katkı İzmir Valiliği'nden geldi

İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak da, cezaevleriyle ilgili Türkiye'de bir zihniyet değişiminin yaşandığına, bunun da Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile başladığına dikkat çekerek, "Buyurgan devlet anlayışı terk edildi. Bunun yerine tatlı dilli, güler yüzlü devlet anlayışı aldı. Bir hataları nedeniyle cezaevine düşmüş insanlara el uzatmak gerek. Altın yere düşmeyle pul olmaz. Bu insanlarımıza da 'Sizin elinizden tutup kaldırmak bizim görevimizdir' diyeceğiz. Bu görev sadece Adalet Bakanlığı'nın değil, bu projede olduğu gibi üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının hepimizin işbirliği içinde yapması gereken görev. Cezaevlerindeki o kardeşlerimize bu toplumun bir parçası olduklarını göstereceğiz. Bu projenin en önemli farkı, fikirlerinin hayata geçirilebilmesi olacak. Bunun için de büyük paralara ihtiyaç yok" dedi.
İzmir Vali Yardımcısı Şahin Aslan ise Başsavcı Kavak'ın İzmir'e geldikten sonra "farklılık" yarattığını ve valilik olarak mahkumları topluma kazandırmak amacıyla oluşturulan böyle bir projede yer almaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Aslan, "Valilik olarak bu konuda elimizden geleni yapmaya hazırız. Bu eğitimden geçen kadınlar, dışarı çıktıklarında almış oldukları girişimcilik belgesiyle İzmir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na başvurup 15-20 bin TL girişim kredisi de alabilirler" dedi.
Mikro kredi uygulamalarından 50 bini aşkın kadının yararlanmasını sağlayan Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül ise projeyi, "Sıkıntılı atmosferde hayatlarını devam ettiren dostları, gelecek yaşamlarını kurmalarına olanak sağlayacak" diye nitelendirdi. Akgül, "Milliyetçi bir yapıma rağmen terör mahkumlarının dahi topluma kazandırılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Bir şekilde bu insanlar topluma kazandırılması çok kıymetlidir. Burada bu anlamda muhteşem bir kapı açıldı. Bu projenin de hoşgörünün kalesi olan İzmir'de, İzmirlilerle başlamasından dolayı gurur duyuyorum" dedi. Projeye imza atanlar, çalışmanın anısına elele koyarak birlik mesajı verdi.
Mikrokredili kadınlar artık kendi kanatlarıyla uçuyor
Kadınlara üretim yapmaları için sermaye niteliğinde kredi vermeyi öngören mikrokredi uygulaması İzmir'de de yüzlerce yeni iş kadınları yarattı. İzmir'de bu krediyle iş hayatına atılarak güçlenen 300 kadın, yeni kredi almadan iş hayatına devam etme kararı aldı. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı'nın öncülüğünde İzmir'de 2010 yılında kadınların iş sahibi olması amacıyla başlatılan mikrokredi uygulamasında, kredi alan kadınlar artık kendi kanatlarıyla uçuyor. Yeni kredi almadan borçlarını ödeyen hanımlar, yeni adaylara maddi ve manevi destek veriyor. Bu yıl 300 mikro kredili kadın yeni kredi almadan iş hayatındaki yolculuklarına devam etme kararı aldı. 300 kadının haricinde İzmir'de halen 668 aktif kredi kullanıcısı kadın var.
Mikrokredi Projesi İzmir Sorumlusu Musa Turan, "2010 yılında kadınlarımıza iş imkanı yaratan, kendi imkanlarıyla aile ve ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlayan Mikrokredi uygulaması, önemli bir başarı yakaladı. Yaklaşık 2 yılır faliyetlerini sürdüren İzmir şubemizde halen aktif 688 mikro kredi kullanıcısı bulunmaktadır. Bugüne kadar toplamda 1.5 milyon lira kredi imkanı sağladık. Kadınlarımız bu krediyi çok sevdi. İş hayatına atılarak ürettiler ve ayakta durdular. Kredi borçlarını ödeyerek, iş sahibi oldular. Kadınlarımız aldıkları krediyle pazarcılık, takı tasarımcılığı, organik tarım üreticiliği, çamaşır yıkama işletmesi ve terzilik gibi birçok sektöre adım attı" dedi.
FATİH ABACIOĞLU
Deniz Yıldızları denize kavuştu
Türkiye'de ilk olarak İzmir'de gerçekleştirilen, şiddete maruz kalmış kadınların yeniden hayata kazandırılmasını sağlayan "Emek Pişti Haydi Sofraya Projesi" önemli bir başarıya ulaştı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın da yakından takip ettiği proje kapsamında eğitim gören dezavantajlı kadınlar, hayatlarında ilk kez bir meslek ve iş sahibi olmanın özgüveniyle, hem yeni hayatlarına adım attılar hem de düzenlenen bir törenle diploma ve sertifikalarını aldılar.
Aile içi şiddete maruz kalmış kadınların yeniden hayata kazandırılmasını sağlamak amacıyla Liyakat - Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği'nin, Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdürlüğü, İŞKUR, Mili Eğitim Müdürlüğü Mazhar Zorlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile işbirliği içinde yürüttüğü projenin meyveleri toplanmaya başlandı. Bugüne kadar aile içinde şiddet görmüş ve ağır travma geçirmiş 15 kadına, eğitimini aldıkları 'Plastik Enjeksiyon Operatörü' diplomaları düzenlenen bir törenle takdim edildi. Liyakat yönetim ve üyelerinin, proje ortaklarının hazır bulunduğu törene katılan ve deniz yıldızı olarak adlandırılan dezavantajlı kadınlar, hayatlarında ilk kez değer görmenin ve başarıyı yakalamanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade ettiler.
Proje sayesinde, yaklaşık 1 ay boyunca 90 saat eğitim gören kadınların hem meslek hem de iş sahibi olduğuna dikkat çeken Liyakat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Eskinazi, deniz yıldızları olarak niteledikleri dezavantajlı kadınlara olan sorumluluklarının büyük önem taşıdığını belirterek, güvenlik ve gizlilik konularının 1. sırada geldiğini ifade etti.
110 SIĞINMA EVİ
Ülkemizde 2012 yılı itibariyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, belediyeler ve bağımsız kadın kuruluşlarına ait 110 sığınma evi bulunduğunu belirten Berkay Eskinazi, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün yapmış olduğu araştırmaya göre kadına şiddet rakamlarının ürpertici olduğunu vurgulayarak, "Bu rakamlara göre, her 10 kadından 4'ünün fiziksel şiddete, her 4 kadından 1'i yaşadığı şiddet sonucunda yaralanmaya, yüzde 15'i cinsel şiddete, yine her 10 kadından 1'i de gebeliği sırasında fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Gelecekte sağlıklı bir toplum istiyorsak bu deniz yıldızlarına mutlaka sahip çıkmalı, onları ve çocuklarını tekrar hayata kazandırmalıyız. Bu kadınlarımıza mutlaka kendi ayakları üzerinde duracakları eğitimler vererek, rehabilitasyon süreçlerinden geçirerek onları topluma geri kazandırmalı, hayatlarını geri vermeliyiz. Toplum bilinciyle hem kadınlarımıza hem de sığınma evlerine desteklerimizi mutlaka ulaştırmalıyız" dedi.
Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana kadının toplumsal rolünde çarpıcı derecede iyileşme olmasına rağmen, hala istenilen noktada bulunulmadığına değinen Eskinazi, bu iyileşme için sadece kadınlara değil, erkeklere de önemli roller düştüğünü vurguladı. Şiddetin hiçbir türüne, ne yasal ne toplumsal düzeyde göz yumulmamasının önemine de dikkat çeken Eskinazi, "Şiddete ilişkin göz yumma, hatta onay şiddetin daha da beslenmesine neden olmakta. Bu nedenle aile ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin yapılan en son yasal düzenlemeler, şiddet mağduruna koruyucu ve önleyici olarak şiddet uygulayana da önleyici tedbir olarak karşımıza çıkmaya başladı. Bunlar şiddet gören kadınlarımız için koruyucu, olumlu yasal düzenlemelerdir. Sivil Toplum örgütü Liyakat Derneğimiz, nasıl kadınımızın iş gücünde olmasını destekliyor, projeleriyle takipçisi oluyorsa, aynı şekilde şiddet gören kadınlarımızın, deniz yıldızlarımızın, denizle buluşması yani tekrar topluma kazandırılması için de aynı titiz çalışmaları sürdürmektedir. Liyakat - Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği olarak bizler, bu toplumsal sorunla mücadeleye destek vermekten ve deniz yıldızlarını denizle buluşturmaktan çok büyük bir mutluluk duyuyoruz" dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdür Yardımcısı Ayla Çelik ise, kendilerine şiddet mağduru olarak başvuran kadınların hayatında gerçekleşen olumlu başlangıçların, kendi özel hayatında gerçekleşmiş bir başarı kadar sevindirici olduğunu belirtti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.