RÖPORTAJ: ELVAN KARANFİL
İnsana dokunup bedeninde iyi yönde bir değişiklik yapmak Aytuğ İzat için bir iddia değil, defalarca kanıtlanmış bir gerçek. Modern tıbbı reddetmeyi değil, bilimsel bir yaklaşımı bizzat kabul eden İzat, kimi zaman hayat yolunda yürüme umudunu yitirmiş kişileri koşturacak kadar yaşama bağlıyor. Manevi gücünü geçirdiği insan bedeni, maddi bir şifaya kavuşup yeniden dünyaya gelmiş hissiyle bağlanıyor yaşama.
O, bir zamanlar Özal'ın DPT başkanlığı döneminde başarılı bir bürokrattı. Bilgi ve becerisiyle olduğu kadar özel yetenekleriyle de dikkati çekti. Sonra Amerika'nın yolunu tuttu. Özündeki şifacılığı geliştirdi. Kızılderili kabilesiyle tanıştı, onların 'Beyaz Kurt' adını verdiği ruhani liderleri oldu. Şimdi Urla'da 'Özdeşifa' adıyla dertlere derman oluyor. Tecrübelerini, haftanın bir günü de Yeni Asır TV'den izleyicileryle paylaşıyor.
Üç yıl önce dolunaylı bir gecede, annem ve ablamı da peşimden sürükleyerek, 'Ay Terapisi'ne katıldığım kişinin Aytuğ İzat olduğunu röportaj için kapısını çaldığımda hatırladım. İzat'la, yıllar sonra yeniden tanışacağımı ve bizzat röportajını üstleneceğimi bilmeden gittim seminerine. Kapıyı açtığı anda, 'seni anımsıyorum hanımefendi' sözleriyle bir kez daha beni şaşırtan İzat'la, sizlerin de gizli gücüne hayran kalacağınız bir söyleşi yaptık.
Dua da bir şifadır - Alternatif tıbba nasıl bakıyorsunuz?
Konuştuğumuzun ötesinde bir dil var içimizde. Yaradılışa en uygun şifayı uygulamak için Özdeşifa'yı kurdum. 'Alternatif tıp' benim ifade tercihim değil. Modern tıbbın ihmal ettiği çok nokta var. Örneğin insanlara bütüncül bakmak için zaman ayıramıyor. Onlarca hasta gören bir doktorun böyle bir şansı da yok. 'Tamamlayıcı şifacılık' demeyi uygun görüyorum.
- Nedir tamamlayıcı şifacılık?
Geleneksel şifacılık... Beyindeki manevi alanlara yönelerek reiki, meditasyon, dua, nefes çalışmaları ve ruhsal, duygusal, fiziksel rahatlama yöntemleriyle tedaviyi destekliyoruz. Bir nevi yaşam koçluğu.
- Modern tıpta şifacılığın yeri nedir?
ABD'de hastanede tedavi olan hastaları görebiliyordum. Burada hastaneye giremiyoruz. Hasta şifayı, inandığı bir duada, bir dokunuşta ya da yanına gelen bir insanda buluyorsa, ona kimsenin mani olmaya hakkı yok. Ancak şifacılık eğitimi alanlar hastayı doktormuş gibi yönlendirmemeli. Denge bozulmamalı. Tıp doktoruyla kendini şifacılığa adayanlar birlikte çalışmalı.
- Duanın gücüne inanıyor musunuz?
Yurtdışında duanın, meditasyonun, düzenli egzersizin ve nefes çalışmalarının stres çözdüğü, bağışıklığı güçlendirdiği bilimsel yönden kanıtlanmıştır. Bunlar sistemin içine bilinçli girmeli. Hayvansal beyin diyebileceğimiz altbeynin bizi yanlış yönlendirmesine engel olmak için duanın gücünden faydalanabiliriz. Farkında olup, bilinçli bir gelişimi arzu etmek gerekir. Tıpkı dua gibi. Allah'tan samimiyetle isteyeceksiniz ki rahmeti size nasip olsun.
Denge faktörü önemli - Baş ağrısı gibi çeşitli rahatsızlıklara şifacılıkla çözüm bulunabilir mi?
Baş ağrısı bazen boyundaki bir dengesizlikten, bazen de duygusal bir yüklenmeden kaynaklanır. Çin tıbbında enerji meridyenleri incelendiğinde, duygularla organların bağlantısına işaret edilir. Örneğin korkularla böbrek meridyeni arasında ciddi bir bağlantı vardır. Korku idrar yollarını harekete geçirir, öfke duygusu karaciğerle alakalı. Şakak loblarında çift taraflı dengeleme, hafıza gibi şeyler var. Buraya yapılan masajlarla sinüsü, baş ağrısını ve beyin dağınıklığını giderebiliyoruz. Alın korteksi büyük kararların oluşturulduğu yer. Bu gibi geleneksel yönlerin modern tıbba kazandırılması lazım.
- Sizin kullandığınız şifacılık teknikleri neler?
Geleneksel Çin tıbbı, meditasyon, ibadet, nefes çalışmaları ve sağlık egzersizleri. Stres kaynaklı sorunları ortadan kaldırmak, etkilerini azaltmak. Kimyasallardan, tembellikten ve aşırı yorgunluktan gelen stres türleri var.
Türk Kızılderililer - Kızılderililerle tanışmanız nasıl oldu?
Kızılderililerin yaşam biçimine bakınca, atalarımızla yakın akraba oldukları söylenir, ben de inanırım. Araştırmacı Mine Erbek'in Türk motifleriyle ilgili çalışması Kültür Bakanlığı tarafından İngilizce olarak bastırıldı. O kitabı Amerika'ya götürdüm. Birlikte iş yaptığım, Kızılderili ismiyle Şafak Yıldızı'na gösterdim. Motiflerin aynı elden çıkmış gibi olduğunu söyledi. Çok bilgili, Sioux kabilesine mensup bir kadın. Konferansıma geldikten sonra Müslüman oldu. Adını da ben verdim, Nuran.
- 'Beyaz Kurt' adını kim verdi?
Ben Virginia eyaletindeydim. Şafak Yıldızı Nuran'la birlikte işyeri açtık. Dükkanın önü yerlilere ait hediyeliklerin satıldığı, arkası da seminer ve bakım yaptığım yerdi. School of Integrated Holistic Healing Arts, yani sıhhat.. Bir gün Nuran, heyecanla, "Üstadım çabuk gel, Büyük şef Tekmeleyenayı burada" dedi. 30 kadar yerli kıyafetli adam ve kadın içeride. Büyük şefle, 'Kardeşim' diye selamladık birbirimizi. O, efsanevi şef 'Oturan Boğa'nın şifa torbasını çıkarıp bana verdi. Bu kolye şeften şefe verilir ve ilk defa şef olmayan birine verildi. Öyle bir kan çekmesi oldu aramızda. 'Belim ağrıyor, bakar mısın?' dedi. Şölenlerine, törenlerine davet edildim. Şölende kurdukları çemberde beni, 'Yeni ruhani liderimiz' diye taktim etti. Aldıkları bazı kararlarda bana danışırlardı. İsim verme töreninde bana baktı ve Beyaz Kurt adını verdi. 2003 yılıydı. Rehber ve şifacı anlamına geliyor. Aynı zamanda şefin ruhani lideri.
Ailemden el aldım - Şifacılık yönünüz nasıl gelişti?
Marmara depreminden sonra maddi bunalıma girdik. Amerika'da yaşayan oğlumun yanına gittik. Orada şifacı yönümü geliştirmek istedim. Marmara depreminde de kullandım bu yanımı. Amerika'da bir doktor, gel bir dene dedi ve o klinikte başladım çalışmaya. Tuttu, sonra kendi yerimi açtım.
- Nasıl farkettiniz bu yönünüzü?
Birden bire hiçbir şey olmaz. Rahmetli halam şifacıydı. Ninem otacıydı. Annem ve babam Kur'an-ı Kerim'in şifasına inanırdı. Onlardan el aldım ama bir süre kullanmadım. Fakülte hayatında bilimin esiri oluyorsunuz. Din kültürü için yardımcı ders kitabı yazmam istendi. Peygamber efendimizin kullandığı şifa yöntemlerini öğrendim. Araştırmalarım beni yeniden ninemin, halamın yöntemlerine götürdü.
- Kişisel hayatınızdan mı çıktı Özdeşifa..
Migren ağrılarım vardı. Güreş, judo, boks gibi ağır sporlar yapıyordum, sakatlıklarım vardı. Amerika'da doktora gittim, ilaç aldım derken daha kötüye gitmeye başladı. Bir gün, bir kitapçıda egzersizle sağlık arasındaki ilişkiye ait bir kitap okudum. Uygulamaya başladım, işe yaradı. Ardından farklı boyutlarda düşünürken, Çin tıbbına, meditasyona yöneldim. Bir yanda Kuran'dan gelen maneviyat ve Peygamber'in yöntemleri var. Diğer tarafta modern bilim. Birbirine eşlik eden iki alanın içinde kendimi geliştirdim. 14 ayrı yöntemin bir çoğunda üstat düzeyine geldim. Özdeşifa'yı kurarak, kendi yöntemlerimi geliştirdim.
- ABD'ye gitmeden önce Türkiye'de ne yapıyordunuz?
Toplam 18 yıl kaldım Amerika'da. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi'ni bitirdim ve Başbakanlığın açtığı Devlet Planlama Teşkilatı'na girdim. Hacettepe Üniversitesi'nde asistanlık sınavını kazanıp, yurtdışına doktora yapmaya gittim. Döndüğümde Özal hükümeti zamanında, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda 9 yıl müsteşar muavinliği yaptım. Kanuni Sultan Süleyman, Anadolu medeniyetleri sergilerinin açılmasında hizmetlerim oldu. Bu sayede Türkiye ve kültürümüz yurtdışında önemli ölçüde tanındı.
Bu harekete Özal da şaşırdı
Başbakanlık'ta özel amaçlı bir toplantıda, Kıbrıs çıkarmasında görev alan komando eğitimi almış bir üst düzey asker, Aytuğ İzat'a dönerek, 'Siz askerlikle ilgili ne bilirsiniz' diye çıkışır. Bir başkası, "Meydan senin Aytuğ, göster bakalım" der. Ardından Aytuğ Bey de fotoğraftaki denge hareketini yapar ve bu anda Özal içeri girer, şaşkınlığını, "İzat ne yapıyorsun?" diye dile getirir. İzat'da "ders veriyorum efendim" diye yanıtlar.
"Özal bana 'İzat' diye seslenirdi"
DPT giriş sınavı mülakatında, içinde dönemin Başbakanlık Müsteşarı olan Turgut Özal'ın da bulunduğu kalabalık bir heyet önünde İngilizce olarak kendini ifade eden Aytuğ İzat, Eğitim Fakültesi mezunu olmasına rağmen ve ekonomi dersi almadan, soruları doğru yanıtlayan tek kişi oldu. Özal'ın dikkatini çeken Aytuğ Bey'e, 'İzat ne demek?' diye sordu. 'İlerleyen, yerinde saymayan' karşılığını aldı. Özal, "Eğitimini almadığınız bir alanda nasıl başarılı oldunuz?" sorusuna Aytuğ İzat'tan gelen yanıt: "İnsan beyni her şeyi tek başına bile olsa öğrenmeye müsait."
