Kuduz itirafı

Yeni Asır'ın İzmir'de sokak köpekleri tarafından ısırılanların sayısında patlama yaşandığını ortaya koyan dünkü manşeti büyük yankı uyandırırken, sorunun boyutunun görünenden çok daha büyük olduğu ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde Ege Üniversitesi'nde kuduzla ilgili son gelişmelerin ele alındığı toplantıda sunum yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Şube Müdürü Hande Özyoğurtçu Gültekin'in verdiği rakamlar kuduzla mücadelede İzmir'in içler acısı halini ortaya koydu. Nüfus üzerinden yapılan hesaplamalara göre İzmir'de 400 bine yakın sokak köpeği olduğunun tahmin edildiğini dile getiren Gültekin, "Biz Büyükşehir Belediyesi olarak her yıl sadece 6 bininin aşılamasını yapabiliyoruz. İlçe belediyelerden ise, sadece 10'u bu konuda aktif çalışıyor" dedi.
"Çığ gibi büyüyor"

"Bu tam bir kısır döngü" diyen Gültekin, "Biz kısırlaştırıyoruz, ardından sahipli köpekler sokağa bırakılıyor. Ardından bu köpek çiftleşiyor, ürüyor ve sokak köpeklerinin sayısı çığ gibi artıyor. Adeta akıntıya karşı kürek çeker gibi boşa uğraşıyoruz. Sokaktaki köpek nüfusu kontrol altına alınmadan bu sorun bitmez" dedi. İl Halk Sağlığı Müdürü Bediha Türkyılmaz da, vatandaşlara uyarıda bulundu. İnsanların hayvanları bakabilecek durumdaysa sahiplenmesi gerektiğini ifade eden Türkyılmaz, "Kentteki en büyük sorun barınak yetersizliği. Yeteri kadar barınağımız yok. Barınak sistemini işletecek ciddi bir altyapımız yok. Hayvan barınağı yapmanın ciddi bir altyapı ve maliyet gerektirdiğini biliyoruz. Biz sokak hayvanlarını öldürelim demiyoruz. Onlara tabii ki bakacağız" diye konuştu. Avrupa ülkelerinde barınak sisteminin yoğun bir şekilde uygulandığını belirten Türkyılmaz, "Avrupa'da bir hayvan sahiplenmek isteyen kişi ilk olarak hayvan barınaklarına yönlendiriliyor. Bizde de barınaklarda çok sayıda cinste aşılaması ve bütün tedavileri yapılmış hayvanlar var. İnsanlar hayvanları barınaklardan alsın" diye konuştu.
Hastalık yayılabilir

Sokak hayvanlarını kontrol etmenin oldukça zor olduğuna dikkat çeken Türkyılmaz, "Sokak hayvanlarının yeteri kadar aşılaması yapılmadıysa kuduz yayılabilir. Kuduzun dışında parazitel aşısı olmayan hayvanlar çocuklarda ciddi bağırsak ve cilt enfeksiyonları yaratır. Bu nedenle vatandaşlarımız köpek ve kedi ısırıklarında mutlaka vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvursun. Hatta eğer mümkünse hayvanı 10 gün boyunca takip etsin" dedi. İzmir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Gökhan Özdemir de 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü ile ilgili yaptığı açıklamada "Hayvanların kayıt altına alınmasına, hayvan sahiplerinin bilinçlenmesine ve sorumluluklarını yerine getirmeyenlere cezaların verilmesine dair düzenlemeler şart" diye konuştu. FATİH ŞENDİL / TANSU EDİP GÖKBUDAK

Suriyeli'nin kuduzdan öldüğü kesinleşti
Suriye'de ailesinin beslediği köpek tarafından ısırıldıktan sonra geldiği Didim'de fenalaşarak Ege Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edilen, ancak geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Suriyeli mültecinin ölüm nedeni kesinleşti. Suriyeli hastadan alınan ve Sağlık Bakanlığı'na gönderilen 3 ayrı numuneden birinin kuduz virüsü taşıdığı tespit edildi.

AVRUPA'DA CEZALAR ÇOK AĞIR

Türkiye'de bir kişinin sahip olduğu hayvanı sokağa terk etmesinin cezası sadece bin lira iken Avrupa'da bu ceza 3 ile 10 bin euro arasında değişiyor. Uzmanlar, sorunun çözümü için Türkiye'de de cezanın artırılması gerektiğini savunuyor.

Birçok ülke ötenazi uyguluyor

Avrupa Birliği Bakanlığı'nın Mart 2011'de hazırladığı "Hayvan Hakları ve Hayvanların Korunması" isimli raporunda Avrupa ülkelerindeki uygulanan hayvanları koruma kanunlarıyla Türkiye'deki kanunlar karşılaştırıldı. Çalışmada, Avrupa ülkelerindeki uygulamalardan şu örnekler verildi:
Belçika, Danimarka, Almanya, Hollanda ve İsveç'te köpeklerin kalıcı olarak tanımlanmasında mikroçip veya dövme kullanılıyor. Sokak hayvanlarıyla mücadele noktasında, hayvanlar barınaklara yerleştiriliyor. Almanya dışındaki yukarıda bahse konu ülkelerde, barınaklara yerleştirilemeyen köpekler ötenazi işlemine tabi tutulabiliyor. Diğer taraftan, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti ve İtalya ötenazinin yasal olmadığı ülkeler arasında yer alıyor.
İspanya, Portekiz ve AB'ye yeni üye olan devletlerde kısırlaştırma programlarının uygulanması yetkili otoritelerin maddi ve altyapısal yetersizleri dolayısıyla henüz yeterli bir seviyeye ulaşmadı. l Birleşik Krallık'ta toplanan hayvanlar 7 gün boyunca yerel otoriteler tarafından barınaklarda tutuluyor. Bu süre sonunda sahiplendirilemeyen hayvanlar hayvan refahı kuruluşlarına gönderiliyor ve bu hayvanlara ötenazi uygulanıyor. Sokak hayvanlarının sayısını kontrol altına almak için kısırlaştırma yöntemine de başvuruluyor.
Fransa'da sahibi bulunamayan ya da yeniden sahiplendirilemeyen hayvanlara, veteriner hekimler gözetiminde ötenazi uygulanıyor. Bu durum, hayvanların sağlıklı ve genç olup olmadığına bakılmaksızın itlaf edilmesi sonucunu doğurması nedeniyle hayvanseverler tarafından sıkça eleştiriliyor.
Türkiye'de ise hayvanlara ötenazi yasak. Türkiye'de belediyeler kontrolünde sokak hayvanlarına kısırlaştırma ve aşılama tedavisi uygulanıp hayvanlar barınak yetersizliğinden bulundukları yere bırakılıyor.