Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Bülent Ertuğrul'un 5 yıl önce geliştirdiği tedavi yöntemi diyabet hastalığı yüzünden ayağını kaybetme riski olan birçok hastaya umut oldu. Doç. Dr.
Ertuğrul, bugüne kadar bu tedavi yöntemiyle 60 hastanın ayağını kesilmekten kurtardıklarını söyledi. Filmlerin 'taş kalpli' oyuncusu Erol Taş, unutulmaz şarkıcı Tanju Okan ve tiyatro oyuncusu Yalçın Menteş de şeker hastalığının pençesine düşerek ayağını kaybedenler arasında. Avrupa'da bile çare bulunamayan hastalara Aydın'da çare bulan ADÜ'lü Doç. Dr. Bülent Ertuğrul Yeni Asır'a hastalığın reçetesini anlattı.
Sizi tanıyabilir miyiz?
"10 yılı aşkın süredir diyabetik ayak yaraları, mantar enfeksiyonları, dirençli bakteriyel infeksiyonlar, yoğun bakım infeksiyonları konularında çalışmalar yapıyorum. Çok sayıda yerli ve yabancı bilimsel dergide 60'ın üzerinde bana ait makalem var. Ülkemizde İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji alanının uzmanlık derneği olan Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneğinin Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Çalışma Grubunun Üyesi ve bu grubun hazırladığı konu ile ilgili rehberin yazarlarından biriyim. Ayrıca, Uluslararası Diyabetik Ayak Çalışma Grubu'nun (The International Working Group on the Diabetic Foot) üyesiyim ve konu ile ilgili uluslararası tedavi rehberlerinin hazırlanmasında görev alıyorum"
Türkiye'de şeker hastalığı nedeniyle ayak problemi yaşayan ne kadar hasta bulunuyor?
Türkiye'de yaklaşık 8 milyon şeker hastası var. Ayağında infeksiyonu olan yaklaşık 700 bin şeker hastası bulunuyor. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre ülkemizde yılda 16 bin kişi şekerden dolayı ayağını kaybediyor. Aslında her yıl bu sorun nedeniyle ciddi ekonomik kaybımız da var. Sadece 2012 yılı SGK verilerine göre yaklaşık 1 milyar TL bu hastalık nedeniyle harcanmış. Tüm dünyada ise şeker hastalığının ayak komplikasyonu nedeniyle her 20 saniyede bir ayak kaybı yaşanıyor"
Ayağı kesilen hastalar bu durumdan nasıl etkileniyor?
Ayağın vücut için çok önemli bir fonksiyonu bulunuyor. Ayağı kesilen hasta bakıma muhtaç hale gelirken hareket kısıtlılığı nedeniyle şeker hastalığına bağlı diğer komplikasyonlar hızla ilerliyor. Yapılan çalışmalar sonucu ayağını kaybeden şeker hastalarının yarısının 3 yıl içinde hayatını kaybettiği belirlendi. Bu süre birçok kanser türünden daha kısa bir süre. Ancak 'Şeker hastalarının ayakları iyileşmez, mutlaka kesilmeli' şeklinde yanlış bir algı var. Bunu da değiştirmek gerekiyor. Şeker hastalığını iyi kontrol edebilirsek, hastalar ayak muayenelerini düzenli olarak yaptırır ve ayaklarını korurlarsa, ayak kesilmelerinin yüzde 80'inin önüne geçebiliriz"
Yaptığınız uygulama ile ayak kayıplarını en aza indirmeyi başardınız. Bunu nasıl başardınız?
ADÜ Hastanesi'nde 2012 yılında ilk kez uyguladığımız 'Epidermal büyüme faktörü' adı verilen tedavi yöntemiyle şeker hastalarına tedaviye başladık. Bu ilaç Küba'da üretilen bir ilaç. Uygun durumdaki hastanın ayak yarasına enjekte edilerek uygulanıyor. Yaranın büyüklüğüne göre tedavi 1 ile 2 ay sürüyor. Bu sürede ilacın etkisini göstermesiyle birlikte normal tedavisine de devam ediyoruz.
Normal tedavi derken ayaktaki infeksiyonun kontrolü, infekte kemiklerin ayağın yapısını koruyacak şekilde ameliyatı, hastanın ayağını besleyen damarların açılması ve sonunda plastik cerrahi tarafından deri grefti veya diğer rekonstriksiyon yöntemleri ile yaranın kapatılmasını söyleyebiliriz. Yaklaşım birçok uzmanlık alanından hekimin ortak çalışmasını gerektiriyor. Bu anlamda hastanemizdeki diğer hocaların katkısını da unutmamak gerekli. Ortopedi bölümünden Prof. Dr. Öner Şavk, Radyolojiden Prof. Dr. Kutsi Köseoğlu, Plastik Cerrahiden Yrd. Doç. Dr. Selman Özkan, Kalp Damar Cerrahisi bölümünden Doç. Dr. Tünay Kurtoğlu hocalarımız bu hastaların tedavilerinde aktif olarak çalışıyorlar.
Ayrıca bu hastaların uygun yara bakımlarının yapılmasında yara bakım hemşiremiz Fürüzan Bozkurt'un önemli emeği var. Toplamda en geç 4 ay gibi bir sürede hastayı sağlığına kavuşturuyoruz. Yurtdışından ve ülkemizdeki çeşitli tedavi merkezlerinden ayağının kesileceği söylenen birçok hasta hastanemize geldi. Hastaların önemli bölümü hastalığın son aşamasında idi ve dünya standartlarında bu hastaların yüzde 20 - 25'inin ayağının kesilmesi gerekiyordu. Bu sayı bize başvuran hastaların yaklaşık 60-70'idir ve yaptığımız tedavi ile bizim ayak kaybı oranımız yüzde 3'e kadar düştü. Bu şu anlama geliyor; mutlak ayak kaybı olması gereken yaklaşık 60 kadar hastanın ayağı hastanemizdeki tedavi sonucu kurtulmuştur. Aslında tüm bu yapılanların bilimsel bir alt yapısı da var.
Özellikle anabilim dalımızdaki diğer öğretim üyelerinden Prof. Dr. Serhan Sakarya ve Yrd. Doç. Dr. Barçın Öztürk hocalarımızın da bu sürece bilimsel olarak önemli katkıları göz ardı edilemez. Hastaların tedavileri için geliştirdiğimiz yöntemlerin ön çalışmalarını birlikte yürütüyoruz. Örneğin yara tedavisinde karşılaştığımız bazı sorunların hücresel düzeyde nasıl aşılması gerektiğine yönelik projeler üretip bunların bilimsel çalışmalarını yapıyoruz. Elde ettiğimiz verileri konu ile ilgili dünyaca tanınmış bilim insanları ile paylaşıp tartışıyoruz ve tüm bu çalışmalar uluslararası saygın dergilerde yayımlanıyor. Yaptığımız bilimsel çalışmaların sonuçları artık diyabetik ayak ile ilgili tedavi rehberlerine girmiş durumda ve hatta birçok ulusal ve uluslararası toplantıda bu çalışmalarımızı anlatmamız için bizlere davet geliyor."
Aydın'da tedavi olmak isteyen hastalar için kapasite sizce yeterli mi?
ADÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi diyabetik ayak konusunda hastalara vermiş olduğu hizmet ve yüksek tedavi başarısı ile ülkemizde ve yurt dışında tanınır duruma geldi. Yurdun çeşitli yerlerinden hatta yurt dışından hastalar hastaneye geliyor ancak hastane sınırlı yatak kapasitesi nedeniyle yeterince yanıt veremiyor. Hastaların tedavilerini çoğu kez hastaneye yatırmadan ayaktan yapmak zorunda kalıyoruz. Bu durumda hastalar Aydın içinde ev tutuyorlar ya da pansiyon veya otellerde kalıyorlar.
Hatta yakın zamanda Erzincan'dan gelen bir hastamız Röktörümüz sayın Prof. D. Cavit Bircan hocamızın yardımı ile üniversitemiz uygulama otelinde kalarak tedavisini tamamladı ve sağlıklı bir ayak ile memleketine döndü. Bu hasta Erzincan'dan aynı sorunu olan iki hastanın daha bizimle bağlantı kurmasını sağladı. Şimdi biz ileriki günlerde gelmesini beklediğimiz bu hastaları nasıl misafir edeceğimizi düşünüyoruz. Bu nedenden dolayı hastalara yardımcı olabilmek ve tedavilerinin uygun koşullarda yapılmasını sağlamak amacıyla 2014 yılı içinde bu hastalıktan mağdur olan hastaların yakınları ve konu ile ilgili hekimlerin bir araya gelmesi ile Aydın Diyabetik Ayak Derneği (ADADER) kuruldu.
Derneğin ilk çalışması bu hastaların tedavisinde ülkemizde önemli bir noktaya gelmiş olan ADÜ Hastanesi'nde 14 yataklı 'Kronik Yara ve İnfeksiyonları Bakım Ünitesi' yapılmasını sağlamak olarak belirlendi. Bu amaçla yaklaşık 1,5 yıl önce hastanemiz içinde ünitenin inşaatına başlandı. Ana bağışçımız olan Nazlı ve Selim Eren'in adının verildiği bu merkez için bu süre içinde 950 bin TL civarında bağış toplandı. Aydın içinden Ticaret Borsası, Aydın Sanayici ve İş Adamları Derneği gibi kurumsal yapılar dışında bazı hayırseverler ve il dışından da bazı firmalar önemli katkılar sundular. Geldiğimiz noktada ünitenin laboratuarı ve gündüz bakım ünitesi faaliyete geçti, yataklı tedavi bölümü ve ameliyathanenin ise önemli bölümü tamamlandı. 250 bin lira daha toplayabilirsek bu merkezi açacağız"
Son olarak eklemek istediğiniz neler var?
Geçen yıl Kuşadası'nda ADÜ, Dokuz Eylül Üniversitesi, Türkiye Yara Bakım ve Doku Onarımı Derneği ve Aydın Diyabetik Ayak Derneği'nin işbirliğinde 'Aydın Uluslararası Diyabetik Ayak Sempozyumu'nu düzenledik. Konuyla ilgili dünyaca ünlü bilim insanlarını ilimizde ağırladık. Tüm bunları yaparken üniversite yönetiminin bu çalışmaları desteklediğini bilmek gerçekten güzel. Bu bağlamda rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan hocamıza ve hastane yönetimine teşekkür borcumuz var.
Karşılaştığımız sorunların aşılmasında her zaman yanımızda oldular. Bugün ülkemizin gereksinimi bireysel başarıların yanında kurumsal başarıların da gerçekleştirilmesidir ve bu da uyumlu bir ekip ile yapılabilir. Yönetimin desteği ve çalışanların çabası ortaklaştığında kurumsal başarı kendiliğinden gelir. Sanırım Adnan Menderes Üniversitesi'nde diyabetik ayak konusunda biz bunu başardık. Artık hedefimiz Aydın'ı ve Adnan Menderes Üniversitesi'ni diyabetik ayak tedavisinde dünyaca ünlü bir merkez haline getirmek. Geldiğimiz noktada bunu gerçekleştirmeye yaklaştığımızı söyleyebilirim"
Kazım Yörükçe