Mühendislik fakültesinden cerrahlığa

Ege Bölgesi'nde ilk açık kalp ameliyatını yapan ve ilk böbrek naklini gerçekleştiren ekipte bulunan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, evinin kapılarını Yeni Asır'a açtı. Rektör olduktan sonra oturduğu mütevazi apartman dairesinden rektörlük köşküne taşınmayı reddeden Prof. Dr. Hoşcoşkun, bunca iş yoğunluğuna rağmen ailesine ve renklerine gönül verdiği Akhisar Belediyespor'a vakit ayırmaya çalışıyor. Özellikle Manisa'da oynanan hiçbir Akhisar maçını kaçırmadığını söyleyen Hoşcoşkun, "Akhisar taraftarına takılan Akigo lakabı bana tam uyuyor. Ancak şu bir gerçek Süper Lig'de Manisa'nın hangi takımı olursa olsun desteklerim" diyor. İşte Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun'un elektrik mühendisi olacakken aldığı ani bir kararla tıp okuyan ve öğrencisi olduğu okulda rektörlüğe kadar uzanan hayat hikayesi...

1973 yılında öğrenci olarak girdiğiniz Ege Üniversitesi'nde bütün akademik ünvanları aldınız. Şimdi de rektör oldunuz. Hiç aklınızda rektör olmak gibi bir düşünce var mıydı?

Aklımın ucundan bile geçmemişti rektör olmak. Ancak ben her zaman en uç noktayı hedef olarak seçtim. Ege Üniversitesi'nde ilk açık kalp ameliyatını yapan ekibin içinde yer aldım. Daha sonra yine Ege'de ilk böbrek naklini yapan ekibin başındaydım. Bunların dışında en uç hedefim rektör olmak oldu. En sonunda da rektör oldum.

Öğrenciliğe başladığınızda ODTÜ'de o zamanki adıyla elektrik mühendisliğini kazanmışsınız. Hatta 3 ay kadar orada öğrenim görmüşsünüz.
Sonra ne oldu da birden cerrah olmaya karar verdiniz?

Bizim dönemimizde üniversiteye girmek için farklı farklı sınavlara giriyorduk. Çok fazla üniversite yoktu. Sınava giren kişi 4 kategoride puan alırdı.
Fen, Sosyal, Toplam ve Yabancı dil puanı. Her fakülte kendi puan türünden öğrenci kabul ederdi. Mühendislik fakülteleri daha çok fen puanıyla.
Ben bu sınavların 3'üne de girdim. ODTÜ'de elektrik mühendisliği bölümünü kazandım. O zaman haberi getiren postacıya hediye bile vermiştik bu güzel haber için. Ancak aynı gün akşam haberlerde sınav sorularının çalındığını ve sınavın iptal edildiğini öğrendik. Yeniden sınav olunca babam bana "Oğlum seni ODTÜ'ye kaydedelim" dedi. ODTÜ maceram böyle başladı. Fakat ailemden uzakta olmak istemedim. Memleketim Manisa'ya yakın diye Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni tercih ettim. Hayatımı değiştiren tercih bu oldu.

EN BÜYÜK DESTEKÇİM EŞİM

Ev yaşantısında Cüneyt Hoşcoşkun nasıl? Rektör olmadan önce nasıldı, şimdi nasıl?

Mütevazi yaşamaktan ödün vermiyorum. Bizim yaşantımız böyle. Biz toplum nasıl yaşıyorsa öyle yaşamalıyız diye düşünüyoruz. Rektör olmadan öncesiyle olduktan sonraki hayatımız arasında bir fark yok. Aynı yaşantımıza devam ediyoruz. Aradaki tek fark biraz daha fazla çalışıyorum. Mahallede, sokakta, markette, evde arkadaş ve komşularımla bir araya gelmeye çalışıyoruz. Kimseyle irtibatı kesmedim. Telefonum her zaman, herkese açık.

Eşiniz sizin biraz fazla işkolik olmanızdan yakınıyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Kendinizi gerçekten çok fazla kaptırıyor musunuz işe? Bir de kızınız var Elif. O da sizin gibi tıp fakültesinde okuyor. Ona nasıl vakit ayırıyorsunuz?

Eşim bana her konuda destek oluyor. Sanırım Sümeyra Hanım olmasaydı bu sıkıntılı görevi şu ana kadar huzurla götürmem mümkün olmazdı. Kendisine çok teşekkür ederim. Fazla çalıştığım için kızımı çok göremiyorum. Bir keresinde salonda otururken yanıma geldi. Sarıldı sımsıkı bana. Sanki birkaç aydır görüşmüyor gibiydik. Özlem giderdik adeta. Ancak bu bizim için çok sorun olmuyor. O da adeta babasının kızı çünkü. Bu nedenle aramızda kuşak çatışması ya da iş yoğunluğundan dolayı sürtüşme yaşanmıyor.

SIKI BİR AKHİSAR TARAFTARI

Aynı zamanda sıkı bir Akhisar taraftarısınız. Akhisar'ın Manisa'daki hiçbir maçını kaçırmadığınızı duyduk.
Bunca iş yükü varken futbola nasıl vakit ayırıyorsunuz?

Futbol bir tutku benim için. Bir de doğduğum şehir Manisa'nın Turgutlu ilçesi Nam-ı diğer "Kasaba". Biz şehrimizin takımına sonuna kadar destek oluruz. Sıkı bir Akhisar taraftarıyım ancak hangi Manisa takımı Süper Lig'de olsa onu sonuna kadar desteklerim. Gönül ister ki Manisa'nın bütün takımları Süper Lig'de olsun.

'EN KÖTÜ ÖZELLİĞİ İŞKOLİK OLMASI'

Hep Cüneyt Hocaya sorular sorduk. Biraz da evin kahrını çeken, Cüneyt Hocanın her zaman yanında duran insan olarak size soralım.
Cüneyt Hoşcoşkun'un bu yoğun temposu sizi rahatsız etmiyor mu?

Sümeyra Hoşcoşkun: Cüneyt Bey akşamları çok geç vakitlerde eve geliyor. Hafta sonu da programları oluyor. Onun tercih ettiği hayat biçimi bu. Onunla ilgili olarak çok fazla beklenti içinde değiliz. Bu tabi bizim kabullendiğimiz bir yaşam şekli artık.En iyi özelliği temiz kalpli ve çok fazla saf olmasıdır. En kötü özelliği fazla işkolik. Hayatını iş oluşturuyor. Kendisini işe çok fazla kaptırıyor. İşi dışındaki hayata zaman ayırmaz. Sadece eve alışveriş yapmayı sever.

EN ÇOK İSTEDİĞİM AİLEME VAKİT AYIRMAK

Peki, hep yapmak istediğiniz bir şey var mı?

En çok yapmak istediğim şey evde eşim ve kızımla oturup konuşabilmek, çay içebilmek. Kızımın dersi oluyor, ben geç gelmiş oluyorum ve evde çalışmaya devam ediyorum. Üniversitenin işi ne yazık ki hiçbir zaman bitmiyor. 2016 yılının Ocak ayından beri imzalanmamış diplomalar bile var. İzin günü diye bir şey yok. Benim izin günüm üniversitenin işleri için Ankara'ya gittiğim zamanlar uçakta geçirdiğim anlardır.