‘Eşim de olsa haber atlatırım’

Biri Habertürk, diğeri de A Haber'in ekran yüzlerinden Gülçin Ayçe ile Sefer Ayçe, aynı yastığa baş koyan karıkoca olsalar da, mesai saatleri içinde birbirine haber atlatmaya çalışan iki rakip gazeteci. Birbirlerinden özel haberlerini sır gibi saklayan, hatta bu nedenle bazen haber kavgasına bile tutuşan çiftten Gülçin Ayçe meslek yaşamlarını Yeni Asır'a anlattı. Gülçin Ayçe, eşi Sefer Ayçe ile birbirlerine haber sırrı bile vermediklerini söyleyerek, "Bizim hayatımız haberin içinde geçiyor. Rakibim, eşim Sefer Ayçe bile olsa haber konusunda onu da atlatacağız" diye konuştu.

'KOCAN YAYINA ÇIKTI'

Gazetecilikte "haber atlatma" diye bir tabir olduğunu kaydeden Gülçin Ayçe, meslek yaşamı boyunca Soma faciası, yasadışı göçmenler, TSK'nın tatbikatları, seçim mitingleri, şehit polis Fethi Sekin'in şehit düştüğü İzmir'deki terör saldırısı ve son olarak Marmaris gezisine giderken elim kazada can veren annelere kadar hafızalarda derin izler bırakan haberlere imza attı. Bu haberlerin çoğunda da televizyon muhabirliğinin doğasında olan "olay yerine ilk giden gazeteci" olmak için yoğun çaba sarf etti. Aynı zamanda eşi Sefer Ayçe de bu haberlerde eşinden önce yayına girmek için koşturdu. Gülçin Ayçe bu durumu şöyle özetliyor: "Son dakika yarışında bu yüzden rekabet bir o kadar doğal. Rakibim eşim olsa da, onu da atlatacağız." Birbirlerinden özel haberlerini sakladıklarını söyleyen Gülçin Ayçe, "Olay burada ciddileşiyor. Biz karı koca olarak bunun ayrımına varıyoruz. Ama haber merkezindekilere nasıl anlatacağız? İşte bu da işin zor kısmı. Eşim Sefer Ayçe A Haber, ATV İzmir Haber Sorumlusu.
O 'Kocan yayında!' sözünü ben de 'Karın yayında!' sözünü çok duyuyorum" diye konuştu.

SER VERİP SIR VERİLMİYOR

Haberleri birbirlerinden sır gibi sakladıklarını söyleyen Gülçin Ayçe, "Bir gün annemlerin evine misafirliğe gittik. Evin kapısından girdik. Sefer, 'İzmir'e dönüyorum. Haber var' dedi. Soruyorum söylemiyor 'özel' diyor. 'Gelmeyeceğim, bari ne olduğunu söyler misin?' dedim. Anlattı. Bir üniversitenin bahçesine atıklar dökülüyordu. Gece boyu haberin peşindeydi. İçimden 'keşke ben de orada olsam' desem de nafile. Özel haberiydi. Emeği karşılıksız kalmadı, ödül aldı. Ama aynı tecrübeleri o da yaşıyor. Yasadışı göçmenlerin yoğun şekilde Ege Denizi'ni kullandığı günlerde göçmenlerin umut yolculuğuna nasıl çıktıklarını haber yapmak için özel bir dosya hazırlamaya karar verdik. Önce Bodrum'a sonra Kos'a geçecektik.
Onun da aklı yaptığım haberde kaldı. Bu dosya ödül getirdi. Biz eşimle işler bitip, haber ekrana taşındığında birbirimizle gurur duymayı öğrendik" dedi.

HABER KAVGASI

Gülçin Ayçe, "Haberde birbirimizi atlattığımız için yeri geldi kavga da ettik. Yan yana sayısız yayın da yaptık. Arda'yı da haber maratonu içinde büyüttük. Bir pazar günü oğluma kahvaltı hazırlarken telefon geldi. Sefer uyuyordu. Seri katil Atalay Filiz yakalanmıştı. Yatak odasının kapısına hızla girerek 'seri katil yakalandı' diye uyandırdım. Yakalandığı yere gitmemiz gerekiyordu. Arda 'Seri katil yakalanmak için pazar gününü İzmir'i mi buldu! Söyleyin seri katile bir daha İzmir'de yakalanmasın' dedi. Habercilik böyle bir şey" diye konuştu.